Adapa Miti Eridu’da geçer ve Enki’nin oğlu Adapa tam “Hayatın Anlamı”na ve “Ölümsüzlük”e ulaşacakken Enki tarafından kandırılır.[64]
Adapa Efsanesi: MÖ 2000 civarlarında Babillerin kil tabletlerinde yani Mezopotomya mitolojik efsanelerinde “Adapa”, Enki’nin yarattığı ilk insan olarak karşımıza çıkar. Akadca’da ismi “Adam”dır ve “Erkek İnsan” anlamına gelir. Kuvvetle muhtemel olarak; İncil’deki “Adam” ve Kur’an’daki “Âdem” Mezopotomya mitolojisindeki “Adapa” efsanesinden veya hikâyesinden gelmektedir.
Adapa; Basra Körfezi’nin üstündeki, Irak’ın güneyindeki Eridu şehrinin kralıydı. Tanrılardan Bilgelik Tanrısı Enki (Ea) Adapa’yı yaratmıştır. Sümerlerdeki Enki Tanrısı, babillerdeki Ea Tanrısı ile aynıdır. Adapa; Tanrısal soydan gelen bir fanidir, Tanrı Enki’nin oğlu olarak ta düşünülür ve ölümsüzlerin kuvvetine sahiptir. Enki’nin ona birtakım bilgiler öğrettiği ve insanlığa dili öğretenin Adapa olduğu düşünülür.
Bir mitolojik efsaneye göre; Güney Rüzgârı Adapa’nın balıkçı teknesini devirir, Adapa da bu rüzgârın kanatlarını kırar. Baş Tanrı Anu’nun huzurunda hesaba çekilmesi gerekir. Enki ona, Anu’nun huzurunda cennetteyken hiçbir şey yememesi ve içmemesi gerektiğini söyler. Bu sayede Enki, Adapa’nın ölümsüz olma şansını elinden almış ve aldatmıştır.
Bir diğer mitolojik efsaneye göre; Adapa’nın karşısına ölümsüz olma şansı çıkar. Baş Tanrı Anu’nun huzuruna çağılır. Enki; orada yersen ve içersen öleceksin, diyerek Adapa’yı uyarır. Aslında Anu Adapa’ya gerçekten de ölümsüzlük verme isteğindedir. Hüküm gününde öteki Tanrılar Adapa’yı tutarlar, Anu da ölümsüzlük yiyecek ve içeceklerini getirir. Ama Adapa bunları reddeder. Anu nedenini sorduğunda, Adapa şöyle der: “Biri bana yemeyeceksin, içmeyeceksin, dedi.” Bunu duyan Anu, Adapa’yı yeryüzüne atar.[65]
Anlatılan bu hikayeler; Tevrat ve Kur’an’daki Âdem’in cennetteyken Yasak Ağaç’tan yeyip, dünyaya ölümlü olarak atılmasına çok benzer.
___________________
[64] Mark, “Eridu”, ags.
[65] “Adapa”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Adapa> ET: Ekim 2011; “Adapa”, Vikipedi, Özgür Ansiklopedi, <https://tr.wikipedia.org/wiki/Adapa> ET: Ekim 2011; “Adapa”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Adapa> ET: Ekim 2011.
Üstteki görseller için düzenlemeler: Alper Çadıroğlu.
Tevrat, İncil ve Kur’an’daki Benzerliği-Analizi
Fırtına/Rüzgar
İncil: Matta 8:23 İsa tekneye binince, ardından öğrencileri de bindi. 24 Gölde ansızın büyük bir fırtına koptu. Öyle ki, dalgalar teknenin üzerinden aşıyordu. 26 İsa, “Neden korkuyorsunuz, ey kıt imanlılar?” dedi. Sonra kalkıp rüzgarı ve gölü azarladı. Ortalık sütliman oldu.
Kur’an: Enbiya 81 Süleyman için de, fırtına biçiminde esen rüzgara (boyun eğdirdik) ki, kendi emriyle, içinde bereketler kıldığımız yere akıp giderdi. Biz her şeyi bilenleriz.
Sümer’deki Dilmun Cenneti ile Adapa Hikayesi’nin Tevrat, İncil ve Kur’an’a aktarılmasına bakalım.
Tevrat: Yaratılış 2:8 Rab Tanrı doğuda, Aden’de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem’i oraya koydu.
2:9 Bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaç yetiştirdi. Bahçenin ortasında yaşam ağacıyla iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı.
2:10 Aden’den bir ırmak doğuyor, bahçeyi sulayıp orada dört kola ayrılıyordu.
2:11 İlk ırmağın adı Pişon’dur. Altın kaynakları olan Havila sınırları boyunca akar.
2:12 Orada iyi altın, reçine ve oniks bulunur.
2:13 İkinci ırmağın adı Gihon’dur, Kûş sınırları boyunca akar.
2:14 Üçüncü ırmağın adı Dicle’dir, Asur’un doğusundan akar. Dördüncü ırmak ise Fırat’tır.
2:15 Rab Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem’i oraya koydu.
2:16 Ona, “Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin” diye buyurdu,
2:17 “Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.”
2:22 Adem’den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın atarak onu Adem’e getirdi.
2:25 Adem de karısı da çıplaktılar, henüz utanç nedir bilmiyorlardı.
3:1 Rab Tanrı’nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, “Tanrı gerçekten, ‘Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin’ dedi mi?” diye sordu.
3:2 Kadın, “Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz” diye yanıtladı,
3:3 “Ama Tanrı, ‘Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz’ dedi.”
3:4 Yılan, “Kesinlikle ölmezsiniz” dedi,
3:5 “Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”
3:6 Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi.
3:7 İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.
3:8 Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen Rab Tanrı’nın sesini duydular. O’ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler.
3:9 Rab Tanrı Adem’e, “Neredesin?” diye seslendi.
3:10 Adem, “Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim” dedi.
3:11 Rab Tanrı, “Çıplak olduğunu sana kim söyledi?” diye sordu, “Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?”
3:12 Adem, “Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim” diye yanıtladı.
3:13 Rab Tanrı kadına, “Nedir bu yaptığın?” diye sordu. Kadın, “Yılan beni aldattı, o yüzden yedim” diye karşılık verdi.
3:14 Bunun üzerine Rab Tanrı yılana, “Bu yaptığından ötürü Bütün evcil ve yabanıl hayvanların En lanetlisi sen olacaksın” dedi, “Karnının üzerinde sürünecek, Yaşamın boyunca toprak yiyeceksin.
3:15 Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu Birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, Sen onun topuğuna saldıracaksın.”
3:16 Rab Tanrı kadına, “Çocuk doğururken sana çok acı çektireceğim” dedi, “Ağrı çekerek doğum yapacaksın. Kocana istek duyacaksın, Seni o yönetecek.”
3:17 Rab Tanrı Adem’e, “Karının sözünü dinlediğin ve sana, Meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için Toprak senin yüzünden lanetlendi” dedi, “Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın.
3:18 Toprak sana diken ve çalı verecek, Yaban otu yiyeceksin.
3:19 Toprağa dönünceye dek ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın ve yine toprağa döneceksin.”
3:20 Adem karısına Havva adını verdi. Çünkü o bütün insanların annesiydi.
3:21 Rab Tanrı Adem’le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi.
3:22 Sonra, “Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu” dedi, “Artık yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli.”
3:23 Böylece Rab Tanrı, yaratılmış olduğu toprağı işlemek üzere Adem’i Aden bahçesinden çıkardı.
3:24 Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi.
İncil: Pavlus’tan Korintliler’e İkinci Mektup 11:3 Ne var ki, yılanın Havva’yı kurnazlığıyla aldatması gibi, düşüncelerinizin Mesih’e olan içten ve pak adanmışlıktan saptırılmasından korkuyorum.
Vahiy (Özet: 1:1,2 Yuhanna 4:1,2 vahiy aldığı sırada gökteki tahtı anlatırken) 4:6 Tahtın önünde billur gibi, sanki camdan bir deniz vardı. {Görüşüme göre Kur’an’daki “altından ırmaklar akan cennet” tabiriyle benzer.}
12:7-8 Gökte savaş oldu. Mikail’le melekleri ejderhayla savaştılar. Ejderha kendi melekleriyle birlikte karşı koydu, ama gücü yetmedi. Bu yüzden gökteki yerlerini yitirdiler. 9 Büyük ejderha -İblis ya da Şeytan denen, bütün dünyayı saptıran o eski yılan- melekleriyle birlikte yeryüzüne atıldı.
Kur’an: Araf 11 Andolsun, biz sizi yarattık, sonra size suret (biçim-şekil) verdik, sonra meleklere: ‘Adem’e secde edin’ dedik. Onlar da İblis’in dışında secde ettiler; o, secde edenlerden olmadı. 12 (Allah) Dedi: ‘Sana emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan neydi?’ (İblis) Dedi ki: ‘Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın.’ 13 (Allah:) ‘Öyleyse oradan in, orada büyüklenmen senin (hakkın) olmaz. Hemen çık. Gerçekten sen, küçük düşenlerdensin.’ 14 O da: ‘(İnsanların) dirilecekleri güne kadar beni gözle(yip ertele.)’ dedi. 15 (Allah:) ‘Sen gözlenip-ertelenenlerdensin’ dedi. 16 Dedi ki: ‘Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım.’ 17 ‘Sonra muhakkak onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Çoğunu şükredici bulmayacaksın.’ 18 (Allah) Dedi: ‘Kınanıp alçaltılmış ve kovulmuş olarak oradan çık. Andolsun, onlardan kim seni izlerse, cehennemi sizlerle dolduracağım.’ 19 Ve ey Adem, sen ve eşin cennete yerleş. İkiniz dilediğiniz yerden yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz. 20 Şeytan, kendilerinden ‘örtülüp gizlenen çirkin yerlerini’ açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve dedi ki: ‘Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir.’ 22 Böylece onları aldatarak düşürdü. Ağacı tattıkları anda, ayıp yerleri kendilerine beliriverdi ve üzerlerini cennet yapraklarından örtmeye başladılar. (O zaman) Rableri kendilerine seslendi: ‘Ben sizi bu ağaçtan menetmemiş miydim? Ve şeytanın sizin gerçekten apaçık düşmanınız olduğunu söylememiş miydim?’ 24 (Allah) Dedi ki: ‘Kiminiz kiminize düşman olarak inin. Yeryüzünde belli bir vakte kadar sizin için bir yerleşim ve meta (geçim) vardır.’
Bakara 37 Derken Adem, Rabbinden (birtakım) kelimeler aldı. Bunun üzerine (Allah da) tevbesini kabul etti.
Tevbe 72 Allah, mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara içinde ebedi kalmak üzere, altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vaadetmiştir. Allah’tan olan hoşnutluk ise en büyüktür. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.
Rad 23 Onlar, Adn cennetlerine girerler. Babalarından, eşlerinden ve soylarından ‘salih davranışlarda’ bulunanlar da (Adn cennetlerine girer).
Rum 15 Böylece iman edip salih amellerde bulunanlar; artık onlar ‘bir cennet bahçesinde’ ‘sevinç içinde ağırlanırlar’.
Rahman 46 Rabbin makamından korkan kimse için ise iki cennet vardır. 50 İkisinde de akmakta olan iki pınar vardır. 56 Orada bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş kadınlar vardır ki, bundan önce kendilerine ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur. 62 Bu-ikisinin ötesinde iki cennet daha var. 64 Alabildiğine yemyeşildirler. 66 İçlerinde durmaksızın fışkırıp-akan iki pınar vardır. 68 İçlerinde (her türden) meyve, eşsiz-hurma ve eşsiz-nar vardır. 70 Orada huyları güzel, yüzleri güzel kadınlar vardır. 72 Otağlar içinde korunmuş huri kadınlar. 74 Bundan önce kendilerine ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur. 76 Yeşil yastıklara ve çarpıcı güzellikteki döşeklere yaslanırlar.