Ön Bilgi: Psişik deneyimler; insanların kendi aralarında ve nesnelerle insanlar arasında, beş duyunun kapsamı dışında, uzay ve zamanın dışında ilişkiler/bağlantılar olduğunu ileri sürer. Buna Parapsikoloji ve Paranormal olaylar da denilir.
Uzaktan hissetme halk arasında “ayan oldu veya içime doğdu” diye bilinir. B. Gittelson’un yazdığı kitapta, 19. yy’ın manzara ressamı Arthur Severn ve eşi Joan tarafından anlatılan olay şu şekildedir. Bayan Severn’e göre: Ağzıma gelen sert bir darbe hissiyle uyandım ve üst dudağımın alt kısmında bir yerin kesilmesinden ötürü kanadığını belirgin bir biçimde hissettim. Küçük mendilimi alıp kanayan yere bastırarak tuttum. Yatağımda bir süre oturdum ve birkaç saniye sonra mendili kaldırdığımda, mendilde hiç kan olmayışına çok şaşırdım ve ancak o zaman, orada bana vuracak bir şeyin olmasının imkansızlığını fark ettim ve bunun bir rüya olabileceğini düşündüm; ancak saatime baktığımda saat yediydi ve Arthur evde yoktu. Hava güzel olduğu için erkenden göle gitmiş olacağını haklı olarak düşündüm. Sonra uyuyakalmışım. Arthur kahvaltı sırasında saat 9.30’da epey gecikmiş olarak geldi. Arthur’un bilere masada benden ve her zamankinden daha uzak bir yere oturduğunu ve küçük mendilini benim yaptığım gibi sürekli, gizlice dudağına götürdüğünü fark ettim. “Arthur, niçin böyle yapıyorsun?” diye sordum ve “Bir yerini incittiğini biliyorum ama nedenini sonra söyleyeceğim,” dedim. Arthur, “Kayıkta giderken aniden fırtına çıktı ve dümeni döndürmeye başladı. Üst dudağım, alt kısmına gelen sert bir darbeyle epey kanamaya başladı ve durmayacak gibiydi,” dedi. “Bunlar saat kaç gibi başına geldi?” dedim; “Saat yedi sularıydı,” dedi. Daha sonra başıma geleni anlattım ve bizimle kahvaltı edenler ve Arthur çok şaşırdı.
Günümüz tarihli başka bir anlatıya göre; şirket yöneticisi Fred şunları anlatmıştır; Gece yarısı derin bir uykudayken Fred aniden uyanarak yatağından doğrulup oturdu. Göğsünü tutarak hızlıca nefes alıp vermeye başladı. Eşini ani hareketiyle uyanan eşi telaşla sordu: “Neyin var?” Bir süre sonra Fred yeniden, eskisi gibi nefes alıp vermeye başlayınca eşine, iyi olduğunu, bir anda çok kötü bir şey olduğu hissine kapıldığını söyledi. Saate baktıklarında 2.05 idi. 15 dakika sonra yeniden yatmaya hazırlanırken telefon çaldı. Arayan, Fred’in babasıydı. “Kötü bir haberim var,” dedi, “Annen az önce kalp krizi geçirdi. Uyuyorduk, annen yerinden aniden fırladı, göğsünü tuttu ve… öldü.” Fred çok şaşırmıştı. “Ne zaman oldu bu?” diye sordu. “15 dakika önce, saat ikiyi yeni geçmişti,” diye yanıtladı babası.
Bu hikayeler gibi uzaktan hissetme hikayeleri binlercedir ve hepsi kayıtlıdır. Yanı sıra uzaktan görme -duru görü- olayları da mevcuttur. Örneğin, Kanada Ulusal TV’de muhabir olan B. Nichols 1963’te İngiltere’deyken, Kraliçe Elizabeth’in kraliyete ait faytonda halkı selamlamasını tarif eden bir olayı aktarırken; Hiçbir uyarı olmadan birden, keskin bir baş ağrısıyla birlikte iç bulantısı şeklinde bir rahatsızlık hissettim. Kraliçenin ve süvarisinin görüntüsü, bir tiyatro oyunundaki sahnenin kararması gibi yok oldu ve yerine, homurtulu egzozlarıyla kendisine eşlik eden motorsikletlerle arabasını kullanan Başkan Kennedy’nin canlı bir resmi geldi. Sanki biri bana söylettiriyormuş gibi, ben de o sahneyi tarif etmeye başladım. Birkaç dakika sonra Kraliçe’nin halkı selamlaması bitince, Nichols bir şeyler içmek için oradan ayrılırken, tanımadığı birinin kendisine koşarak, “Başkan Kennedy 6 dakika önce suikasta uğradı,” dediğini duydu.
Uzağı görmek, geçmişte ve şu an ABD, Rusya vb. ülkeler tarafından kullanılmaktadır. Örneğin, açığa çıkmışlardan birisi şudur. 1974’te Californiada hükümetçe desteklenen SRI enstitüsünde, Pat Price, CIA’in emriyle Sovyet Rusya’da gizli atom bombası yapılan yeri deşifre etti. Tabii burada ne yapıldığı bilinmiyordu, gizlenmişti, duru görü sayesinde ancak öğrenilebildi. 10 Temmuz 1974’te, anlaşmalı görevlilerden biri SRI’ne yapmamız gereken yeni bir görevle geldi. CIA’da fizikçi olan bu görevli, “uzmanların yoğun ilgisini çeken bir Sovyet bölgesi” nin koordinatlarını getirmişti. Verebileceğimiz her bilgiyi istiyorlardı ve sadece koordinatların yardımıyla 10 binlerce km ötedeki bir yeri tarif etmemiz isteniyordu. Koordinatları belirtilen bir tomar kağıtla, Price ve ben SRI’nün Radyo Fizik binasının ikinci katına çıktık ve kendimize, deneylerimizde kullandığımız elektirik yalıtımlı küçük bir odaya kilitledik… Her zamanki gibi teybe bastım, zaman ve tarihi söyleyerek, kendimizi ve yaptığımız işi tarif ederek işimize başladık. Daha sonra ben koordinatları okudum. Price her zamanki gibi gözlüklerini parlattı, sandalyesine yaslandı ve gözlerini kapadı. Bir dakika boyunca sessiz kaldı, sonra tarifine başladı: “İki-üç katlı tuğlalı bir binanın çatısında sırt üstü uzanıyorum. Güneşli bir gün. Güneş iyi geliyor. Başımın üzerinden ayaklı büyük, köprülü bir vinç ileri geri gidiyor, doğrulup aşağı baktığımda; vincin, binanın her iki yanında tek hatlı bir ray üzerinde hareket ettiğini görüyorum. Hiç böyle bir şey görmedim. “Price daha sonra, binaların ve “makas köprüsü” dediği ayaklı köprülü vincin taslağını yaptı. Sonra vinci yeniden çizdi. Birkaç gün sonra uzaktan görme çalışmamızı tamamladık. Sonradan bu bölgenin parçacık ışınlı silahların da dendiği Semipalatinsk’teki çok gizli Sovyet atom bombası laboratuvarı olduğunu öğrendik. Price’ın çizimindeki doğruluk, bir fizikçi olarak kendim görmesem asla inanmayacağım türdendi.[2]
Bu deney, SRI tarafından yürütülen yüzlerce deneyden biridir. 110 yıllık yapılan araştırmalar ve deneyler, uzaktan hissetmenin ve görmenin doğru olduğunu onaylamaktadır. Ancak bu yetenek, bir toplumdaki müziğe ve spora yetenekli olanlar kadar azdır.[2]
___________________
[2] Radin, age., s. 44-48.