Etrafımızdaki her şey atomlardan oluşur. Bunlar da proton, nötron, elektron vb. parçacıklardan oluşur. Bu parçacıklar da evreni kuşatan dalgalardan oluşur. Dalganın parçacığa evrilmesi ile “görüntü”ler oluşur. Peki ama bu dalgalar nasıl evrilerek parçacığa yani görüntüye dönüşüyor? Buna “kuantum ölçüm problemi” denir ve şu an için fizikte bunun net-kesin bir cevabı yok, ama güçlü görüşler var. Aslında bu kavram “Gerçeklik nedir?” sorusunun cevabı olarak “Koca bir hiçtir!” diyecek kadar cüretkâr. Dalga, evrenin tamamına eşit bir şekilde yayılmış, her an her yerde olan, olasılıkların tamamını barındıran bir “şey”dir. Bu dalga, bir nokta kadar küçültülürse veya çekilirse o zaman parçacık oluşmuş olur. Bu olaya dalganın çökmesi veya sönümlenmesi de diyebiliriz. Bu sayede görüntü oluşur. Şimdi seçtiğim 3 görüşe bakalım.
1. görüş şudur. Sis bulutlarından çıkıp tek bir olasılığa dönüşen parçacıklar günümüz evrenini oluşturur. Diğer olasılıklar ise paralel evrenlerde oluşur. Burada dalga çökmez. Bu sayede hiçbir olasılık kaybolmaz, yani parçacığın her an her yerde olması yok olmamış olur. Bir paralel evrende İstanbul’da araba sürerken, diğerinde Ankara’da Anıtkabir’i izliyor olabilirsiniz (ya da birinde bu kitabı okurken diğerinde yolda yürüyor olabilirsiniz). Bu görüşte, bütün olasılıkların gerçekleştiği sonsuz sayıda paralel evren vardır. Bence bu görüşte gerçeklik anlamsızlaşıyor.
2. görüş şudur. Her dalga, yaklaşık bir milyar senede bir kendiliğinden çöker. Parçacıkları oluşturan dalgalar dolanık bir yapıda bulunur. Bir dalganın çökerek parçacığa dönüşmesi, cismi oluşturan diğer dalgalarda domino etkisi yaratır ve onlar da çökerler. Bu sayede görüntüler oluşur.
3. görüş şudur. Bu görüşün olma ihtimali -fizikçiler arasında- daha çok destek görür. Evrendeki bütün parçacıklar birbirleri ile etkileşim hâlindedir. Örneğin, masadaki bardağa durmadan fotonlar ve havadaki atomlar çarpar. Ayrıca, bardağı oluşturan parçacıklar, atomlar ve moleküller birbirlerine çarpar, birbirini etkilerler. Yanı sıra, evrenin ucunda tek başına bulunan bir elektrona bile, Büyük Patlama’dan arta kalan ve evrenin her yanını kuşatan düşük enerjili mikrodalga fotonları sürekli çarpar. Bütün bunların sayesinde, dalganın dürtülmesi, kıstırılması veya çökmesi sonucunda dalganın ortadan kalkarak, parçacığa evrilip görünür olması söz konusudur.
Fizikte bu 3. görüşe “Dağınım (Decoherence)” denir. Dağınım, atom altı parçacıklar için de atom üstü parçalar için de (yani mikro ve makroda) kısacası gördüğümüz her şey için geçerlidir. Kuantum deneylerinde ortamın, parçacıkların vs.nin yalıtılmış olduğunu söylemiştik, yani dış dünya etkilerinden izole edilmiştir, ama -normal- evrendeki hiçbir şey yalıtılmış değildir, yalıtılmamış olması da diğer parçacıklarla etkileşiyor olmasıdır. Evrende her şey hem gözlenendir hem de gözleyendir, yani her şey diğer her şeyi oluşturur, etkileşerek birbirlerini oluştururlar ve bu sayede görünür hâle gelirler.[1]
Kaynak
[1] age., s. 247-261, 612, 613, 637 (13, 96, 100, 116, 122, 138).