Konu 30: Genel Göreliliğin Kısaca Özeti

Bu anlatım Einstein’ın “genel göreliliğinin” kısaca özetidir. Evrendeki bütün cisimlerin, masanızdaki bardağın, insanların, atomun ve atom altı parçacıkların diğer cisimleri çekim etkisi vardır, buna kütle çekimi denilir. Kütle çekiminin hızı ışık hızındadır. Galaksiler, yıldızlar, gezegenler, uydular vb. gök cisimlerinin hepsininin kütlesine göre kütle çekim (veya yer çekimi) etkisi vardır. Kütle ne kadar fazla ise çekim de o kadar fazla olur. Gök cisimlerinin bulunduğu yerlerde çekim artar, bunlardan uzaklaştıkça çekim, gittikçe azalır. Kütle çekimi uzay-zamanı büker ve onu yamultur (Einstein’ın dâhiliğinin zirve yaptığı nokta burasıdır.). Uzay bu tür yamulmalarla, eğimlerle doludur. Bu yüzden uzay (matematik tanımlı) düz değildir, eğilmelerle birlikte şekilsiz bir yapıya sahiptir. Çekim uzay-zaman bütününü büker ama zamanı daha fazla büker. Bu yüzden büyük kütleli gök cisimlerinin yakınında zaman daha yavaş işler, küçük kütlelilerin yakınında ise zaman daha hızlı işler veya geçer. Uzayın her yerinde kütle çekim etkisi az veya çok vardır, bu yüzden uzayın her tarafı bükülüp eğilmiştir. Buna benzetme olarak -ilgili kaynaktaki örneğe benzer, ama biraz değiştirip daha çok detaylandırarak- “kağıttaki misket” örneğimi veriyorum. Elimizde halı büyüklüğünde düz bir kağıt olsun. Bu kağıdı iyice sıkıştırarak ve kırıştırarak bir futbol topu hâline (en küçük küremsi bir hâle) getirelim. Sonra bu kağıdı açalım, kağıt girintilerle, çıkıntılarla ve aşağı ve yukarı eğimlerle veya kırışıklıklarla doludur, kağıdın bazı noktalarının çok, bazılarının ise az kırışmış olduğunu göreceğiz, ama kağıdın her tarafı az veya çok kırışıklıklarla dolu olmuş olacaktır. Kağıda uzay-zaman bütünü, kırışıklıklara kütle çekim etkisi, kırışıklıkların fazla olduğu noktalara galaksiler, yıldızlar vb. diyebiliriz. Kırışıklığın fazla olduğu yerleri pürüzlü (sürtünmeli, çıkıntılı) engeller olarak düşünürsek, atacağımız bir misket buralara takılıp yavaşlayacaktır, yani buralarda zaman daha yavaş geçecektir; kırışıklığın (engellerin) az olduğu yerlerde ise misket -diğerine oranla- daha hızlı gidecektir, yani -diğerinin tersi olarak- buralarda zaman daha hızlı geçecektir.[1]

 

Kaynak

[1] Brian Greene, “Evrenin Dokusu…”, age., s. 10, 62, 78, 84-90, 92, 117, 271, 276, 284, 288, 309.