SİTE DİZİNİNDEKİ 265. KONU
NUH’UN GEMİSİ SULAR ÇEKİLİNCE NEREYE OTURDU? CUDİ DAĞI MI? AĞRI DAĞI MI?
Nuh Peygamberin, din kitaplarında ~950 sene yaşadığı söylenir. Nuh’un Gemisi sular çekilince Sinop’taki Cudi Dağı’na veya Ağrı’daki Ağrı Dağı’na oturmuştur.
Kur’an’da Cudi, Tevrat’ta Ağrı Dağı’na oturmuştur der. Hangisi!..
Tevrat: Yaratılış 8:4 Gemi yedinci ayın on yedinci günü Ararat* dağlarına oturdu. (“Ararat”: Ağrı)
Kur’an: Hud 44 Denildi ki: ‘Ey yer, suyunu yut ve ey gök, sen de tut.’ Su çekildi, iş bitiriliverdi, (gemi de) Cudi (dağı) üstünde durdu ve zalimler topluluğuna da: ‘Uzak olsunlar’ denildi.
Nuh ve Tufan
Kur’an: Ankebût 14 “Andolsun, biz Nûh’u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik. O da dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldı.”
Mü’minûn – 27 “Bunun üzerine Nûh’a, “Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre o gemiyi yap” diye vahyettik. “Bizim emrimiz gelip de tandır kaynamaya başlayınca, (sular coşup taştığında Nûh’a) dedik ki: “Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri aleyhinde daha önce hüküm verilmiş olanlardan başka aileni gemiye al ve zulmeden kimseler hakkında bana hiç yalvarma! Şüphesiz onlar suda boğulacaklardır.”
Tevrat: Yaratılış 6:20, 7:6 ve 9:28’de: “Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler.” “Yeryüzünde Tufan koptuğunda Nuh altı yüz yaşındaydı.” “Nuh Tufandan sonra üç yüz elli yıl daha yaşadı”
Tufan olayı Sümerlerde ve Gılgamış Destanı’nda ve de bazı tabletlerde bir efsane ya da hikâye olarak anlatılan bir olaydır. Günümüz dinlerine buralardan aktarılmıştır.
SİTE DİZİNİNDEKİ 266. KONU
PEYGAMBER(LİK) NEDİR? (ALLAH PEYGAMBER OLMAYANLARA DA VAHİY GÖNDEREBİLİR)
Kur’an’da resul peygamber Davud’a Zebur, Allah tarafından indirilmiştir der. Davud’un oğlu Süleyman (3. Kral) da Kur’an’da Nebi peygamber olarak belirtilir. Kur’an’a göre resul ve nebi aynı anlama gelir.[175] Halk, devlet, ülke anlamına gelen Tükçe el/il’den haberci, peygamber manasına da gelen “elçi” kelimesi türemiştir. Elçinin Arapça karşılığı resuldür.[176] Peygamber; haber getiren anlamındaki Farsça bir sözcük olup, Allah’tan vahiy alan, eski Türkçe’de yalvaç olan yüksek vasıflı kimsedir. Kur’an’da peygamber haber veren olarak nebi, gönderilmiş kişi olarak resul ve mürsel olarak ayrılır: Nebi ve resul seçilmiş elçi anlamına gelir. Kur’an’da ve hadislerde resul ve nebi aynı anlamda kullanılmış ve hepsi vahiy almıştır: Kur’an’da 24 tane, hadislerde ise 124.313 tane resul/nebi peygamber geçer. Bunun dışındaki resul ve nebi tanımlamaları kelam ilminde değişiklikler gösterir. Peygamberlik şartları şunlardır; yaşadığı zamanla örtüşecek türden mucize göstermesi, diğer insanların anlayamayacağı ve iradesinin dışında Allah tarafından Cebrail aracılığıyla veya diğer yöntemlerle alınan derin/deruni idraklar olan vahiy alması (Allah peygamber olmayanlara da vahiy/ilham gönderebilir.), beşeri/insani olması (Peygamberin erkek mi kadın mı olması mezheplerce farklı düşünülse de Kur’an’a göre sadece erkekler peygamber olabilir. Dirençlerinin erkeklere oranlara zayıf olması ve kadınlık hallerinin ibadetlerde engelleyicilik oluşturmasından dolayı kadınlar peygamber olamaz. Kur’an’da Musa ve İsa’nın anneleri üstündür.), seçilmiş olması, günaha meğilli olmaması (Kur’an’a göre peygamberler unutarak günah işleyebilir, sonra Allah tarafından uyarılır ve iradesiyle doğru yolda yürümeye devam eder.), doğru sözlü ve güvenilir olmasıdır.[175]
___________________
[175] Yusuf Şevki Yavuz, “Peygamber”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2007, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c34/c340172.pdf> Erişim: Mayıs 2018, Cilt: 34, s. 257-261. ss. 257-262.
[176] Mehmet İpşirli, “Elçi”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 1995, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c11/c110001.pdf> Erişim: Mayıs 2018, Cilt: 11, s. 3. ss. 3-15.