Muhammed’in doğum tarihi tam/kesin olarak belli değildir. DİA‘ya göre Muhammed’in doğumuna ilişkin farklı rivayetler vardır, genel kabule göre şunlar ön plana çıkar; Fil vakasından 50 veya 55 gün sonra Pazartesi 23 Nisan 571, güneş tutulması hesabından ötürü Pazartesi 20 Nisan 571,[92] (burası ise DİA‘da da yazıp DİA‘nın aldığı kaynaktır) hicri ve miladi takvimi eşitleyebilmek için ve/veya hicri takvimin ∼33 yılda bir başa dönmesiyle uygulanan artık yıldan ötürü Pazartesi 17 Haziran 569[93]. Gaudefroy-Demombynes’e göre: 1- Muhammed’in doğumu kesin bir tarihe bağlanamamaktadır 2- Pazartesi 8 Haziran 632’de[94] (ki DİA da bu tarihi verir[95]) vefat ettiği tarihten doğum tarihi “yapay” olarak çıkartılmaya çalışılır 3- Siyer kaynakları doğum ve ölümü pazartesiye denkleştirmek istemiştir 4- 40 yaşında gelen vahiyden yola çıkarak Muhammed 569’da doğmuştur sonucuna varır. Blachere’ye göre bu tarih 567’dir. Rodinson ise 567-573 yılları arasında herhangi bir tarih demektedir.[94]
___________________
[92] Mustafa Fayda, “Muhammed”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2005, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c30/c300275.pdf> Erişim: Mart 2017, Cilt: 30, s. 408, 409. ss. 408-423.
[93] Muhammed Hamidullah, “Hicri Takvim ve Tarihi Arkaplanı”, Uludağ Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 1, Ocak 2000, <http://dergipark.gov.tr/download/article-file/144023> Erişim: Mayıs 2018, s. 7.
[94] İsmail Metin, “Hz. Muhammed’in Risâlet Öncesi Hayatına Yaklaşımlar: Fransızca Siyer Literatürü Örneği”, Hadis ve Siyer Araştırmaları Dergisi, Meridyen Derneği, Cilt: 2, Sayı: 2, 2016, <http://www.hadithetsira.info/wp-content/uploads/2015/11/03-i-metin.pdf> Erişim: Mayıs 2018, s. 92-94. ss. 83-103.
[95] Fayda, age., s. 422.
Soylu bir aileden gelen Muhammed’in yanında kâtiplerin, hafızların, öğreticilerin, kölelerin ve yardımcıların olduğunu bilmekteyiz. Bel’am, İranli Selman (Farisi), Addas, Yais, Yessar, Cebr, İman, Bahîra, Verkâ, Abdullah Ibn-i Selâm, Zeyd bin Sabit örnek olarak verilebilir. Bu kişiler arasında İbranice ve Süryanice bilenler, Tevrat ve İncil’i ve öğretilerini bilenler, Kadim Yunan, Sabiilik, Mecusi gibi çeşitli din bilgilerine sahip olanlar bulunmaktaydı. Muhammed, din bilgisine sahip ve bilgili olanları yardımcı olarak yanına almıştır. Muhammed ile bu kişiler arasında çeşitli bilgi alışverişleri olmuştur. Bu yardımcılar, Muhammed’e eski ve çeşitli dinsel bilgileri aktarmışlardır.
Muhammed’in bu kişilerden bilgiler almasını şu hadislerde görmekteyiz:
• Taberi’nin hadislerinde: “Peygamber, Mekke’de köle olan birine öğretimde bulunuyordu. Yabanciydi. Puta tapardı. Adı da Bel’am’dı. Peygamberin yanına girişinde ve çikişinda putataparlar görüyorlardı. ‘Muhammed’e her şeyi öğreten Bel’am’dir…’ diye konuştular.”
• Yine; Taberi hadislerinde: “Bizim iki genç kölemiz vardı. Kendi dilleriyle kitaplarını okurlardı. Peygamber de bunlara uğrar, durup bunları dinlerdi. İste bunun için, putataparlar, ‘Muhammed, bunlardan öğreniyor…’ dediler.”
• Buhari’nin hadislerinde: “Bir adam vardı. Neccaroğullarından. Hristiyan’dı, Müslüman olmuştu. Bakara ve Ali İmran surelerini okumuştu. Peygambere de vahiy yazıyordu. Sonra, yeniden Hristiyan oldu ve kaçıp Hristiyanlara katıldı. ‘Ben ne öğretip kendisi için yazdımsa, Muhammed yalnızca onu bilir, başka bir şey bilmez,’ demeye başladı.”
İslam Ansiklopedisi’nde: Sa’d oğlu Abdullah şöyle demiştir: “Ben ne diyorsam, ne yazıyorsam o vahiy oluyor…”
Kur’an’da bu duruma ait Nahl Sûresi 103. ve 101. Ayetlerde, Furkan Sûresi 4-6 ayetlerinde şu ifadeler kullanılır: (Bu maddeler istisna olarak ilgili kaynaktan alınmıştır.)
• “Andolsunki biz onların, “Kur’an’ı ona bir insan öğretiyor” dediklerini biliyoruz. İma ettikleri kimsenin dili yabancıdır. Bu Kur’an ise gayet açık bir Arapça’dır.”
• “Biz bir âyeti değiştirip yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman -ki Allah neyi indireceğini gayet iyi bilir- onlar Peygamber’e, “Sen ancak uyduruyorsun” derler. Hayır, onların çoğu bilmezler.”
• “İnkâr edenler, “Bu Kur’an, Muhammed’in uydurduğu bir yalandan başka bir şey değildir. Başka bir topluluk da bu konuda ona yardım etmiştir” dediler. Böylece onlar haksız ve asılsız bir söz uydurdular.” “(Bu Kur’an, başkalarından) yazıp aldığı öncekilere ait efsanelerdir. Bunlar ona sabah akşam okunmaktadır” dediler. (Ey Muhammed!), De ki: “O kitabı göklerin ve yerin sırrını bilen indirmiştir. Şüphesiz O, bağışlayandır, çok merhamet edendir.”[96]
Yemenli Rahman
Yemen’de bulunan Yemame Rahmani isminde “Yemen’li Rahman” olarak ün kazanmış olan ve Muhammed zamanında peygamberliğe soyunmuş birisi bulunmaktadır. Muhammed, peygamber olmadan önce ticaretle uğraştığından Yemen’e de gitmiş ve bu kişi ile tanışmış ve sohbetlerde bulunmuştur. Rahman; Arapların Ezd Kabilesi’nden olup, Habib ve Müslim isimlerindendir. Muhammed ve Rahman, benzer Arap kabilelerine mensup idiler.
Yemen ve Ezd kabilesine vurgu olarak Muhammed’in şu hadisleri bulunmaktadır. Tirmizi ve Buhari’nin hadislerinde:
• “Emanet Ezd’dedir.” “Hikmet Yemen’lidir.”
• “Ezd kabilesinden olanlar, Allah’ın yeryüzündeki arslanlarıdırlar. İnsanlar onları alçaltmak isterlerken, Allah onları yükseltir…”
Muhammed’in, Rahman ile ilişkisini anlatan şu hadis bulunmaktadır. Ibn Ishak, Muhammed Hamidullah:
• “Bize ulasan bilgiye göre, sana ögreten, Yemame’deki şu adamdır. Rahman denen adam. Tanrı’ya ant içerek söyleriz ki, biz Rahman’a inanmayız.”
İlerleyen süreçlerde Muhammed taraftarları Rahman’a, Müseylimet-ül Kezzab yani müslimcik ve yalancı tabirinde bulunmuşlardır.
Kendisini peygamber olarak tanıtan Rahman, devam eden süreçlerde peygamber vasfıyla fazlaca taraftar toplayan Muhammed’e, şu mektubu yazmıştır:
• “Tanrı elçisi Müseylime’den, Tanrı elçisi Muhammed’e mektuptur. Sana esenlikler dilerim. Ben Peygamberlikte sana ortak edildim. Yeryüzünün yarısı bize, yarısı Kureyşlilere aittir, fakat Kureyşliler adaletle hareket etmezler.”
Peygamber vasfıyla gerek Rahman gerekse Muhammed’in ayetleri birbirine benzemektedir: Bahriye Üçok’un kitabından, Rahman’a ait bazı sözler veya ayetler:
• “Renkleri kara olduğu halde sütleri beyaz olan koyunlar üzerine ant içerim ki.”
• “Ektiğiniz yerleri koruyunuz; yoksul olanları yurdunuza kondurunuz, azgınları yurdunuzdan uzaklaştırınız.”
• “Salih insanlar gecelerini uyumadan, ibadetle geçirirler, gündüzleri de gökteki bulutların ve yağmurların kuvvetli Tanrısı için oruç tutarlar.”
• “Tohum ekerek, Ekin yetiştirenler, Ekinleri biçenlere, Buğdayları savuranlara, Sonra öğütenlere, Onlardan ekmek yapanlara… Şerefine ant içerek temin ederim ki…”[97]
Kur’an’daki Benzerliği-Analizi
Nazi’at 1 Ta en derinden acıyla sökerek çıkaranlara andolsun. 2 Yumuşacık çekip alanlara, 3 Yüzdükçe yüzerek gidenlere, 4 Öncü olarak yarışıp geçenlere, 5 Derken işi bir düzen içinde evirip çevirenlere.
İsra 110 De ki: “Allah, diye çağırın, ‘Rahman’ diye çağırın, ne ile çağırırsanız; sonunda en güzel isimler O’nundur.”
Bu bilgiler ışığında İslam dininin oluşması sırasında ve öncesinde, Muhammed’in dinsel olarak etkilendiği kişiler arasında Yemen’li Rahman’ın da olması söz konusudur. Ayrıca; o dönemlerde Esved ül-Ansi, Tuleyha Bin Huveylid, Secah gibi birtakım kişiler peygamber vasfıyla kendini göstermiş fakat başarılı olamamışlardır.[97]
Kur’an’daki Analizi
Enam 93 Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya kendisine hiç bir şey vahyolunmamışken “Bana da vahy geldi’ diyen ve ‘Allah’ın indirdiğinin bir benzerini de ben indireceğim’ diyenden daha zalim kimdir?
Nahl 103 Andolsun ki biz, onların: ‘Bunu kendisine ancak bir beşer öğretmektedir’ dediklerini biliyoruz. Saparak kendisine yöneldikleri (kimse)nin dili a’cemidir, bu ise açıkça Arapça olan bir dildir.
Fussilet 44 Eğer biz onu A’cemi (Arapça olmayan bir dilde) olan bir Kur’an kılsaydık, herhalde derlerdi ki: ‘Onun ayetleri açıklanmalı değil miydi? Arap olana, A’cemi (Arapça olmayan bir dil)mi?’
Furkan 4 İnkârcılar dediler ki: ‘Bu (Kur’an) olsa olsa ancak onun uydurduğu bir yalandır, kendisi düzüp uydurmuş ve ona bir başka topluluk da yardımda bulunmuştur.’ Böylelikle onlar, hiç şüphesiz haksızlık ve iftira ile geldiler. 5 Ve dediler ki: ‘Bu, geçmişlerin uydurduğu masallardır, bir başkasına yazdırmış olup kendisine sabah akşam okunmaktadır.’
___________________
[96] İslamiyet Gerçekleri (y.y.), “Muhammed ve Arkadaşları Kuran’ı Nasıl Hazırladılar?”, Ateist Forum, 17 Ağustos 2005, <http://www.ateistforum.org/arsiv/arsiv/ARSIV-III/indexbf54.html> Erişim: Haziran 2012. (Bu yazı İslamiyet Gerçekleri.org’da bulunmaktadır fakat bu site kapalı ama yazının aynısı Ateist Forum’da da bulunmaktadır.)
[97] Pante Blogcu (y.y.), “Yemenli Rahman”, Ateist Forum, 10 Haziran 2007, <http://www.ateistforum.org/arsiv/arsiv/ARSIV-VI/html/t7285.html> Erişim: Haziran 2012. (Bu yazı Pante Blogcu.com’da bulunmaktadır fakat yazı kaldırılmış ama yazının aynısı Ateist Forum’da da bulunmaktadır.)