MÖ 1000-800’lerde Brahman yazıtlarında Puruşa, Tanrısal bir devdir. Puruşa, Evren’in yaratılması için kendini feda ederek Tanrılara kurban olarak kendini sunar. Onun parçalarından evren yaratılır. İncil’de, Hz. İsa’nın kendini diğer insanlık için feda etmesi ve çarmıha gerilmesi olayı; Puruşa ile benzerlik göstermektedir. Puruşa’nın kurbanlığı, her yıl tekrarlanan kurban törenlerinin devam etmesini sağlar. Puruşa gibi kesilen hayvan, Evren’in yenilenmesini ve devamını sağlar. Buna Kurban Bayramı da denilebilir. Kurban töreninde rahip “göğe yükselir” yani ölümsüzlüğe erişir. Ama gerçek ölümsüzlüğü, kişi, öldükten sonra kazanır.
Brahmanların öncesinde ve sonrasında “Muni” adı verilen kişiler peygamber niteliğindeydiler. Bunların içine Tanrı girerek, Tanrısal bir tavır takınırlardı. Muni ve Şamanlar eşdeğerdir. Vratyalar da Muni’lere benzer. Vratyalar insan-Tanrı konumundadırlar. Onlar, ucu sivri bir asa taşırlardı. Bunlar; dünyadan elini ayağını çekmiş, çilekeş insanlardı. Ağaç kabuğundan elbise yapar, çıplak yaşar, dışkı yer, bir sene ayakta durur, mezarlıklarda yaşar vb. uygulamaları mevcuttu. Kendileri ilerleyen tarihlerde; Sofu, Sufi, Budizm, Yoga, Tasavvuf vb. olguların ortaya çıkmasına öncülük etmişlerdir. MÖ 400’lerde Muni ve Vratyalar; tamamen toplumsal hayattan izole olup, ormanlarda meditasyona-yogaya daldılar.
MÖ 1000-500 arasındaki Hinduizm yazıtlarında dikkat çekenler şunlardır:
• Ruhun sorguya çekilmesi.[15] Ki bu inanç eski kadim uygarlıklarda -örneğin Antik Mısır’da- mevcuttur.[16]
• Günahkârlar Yeraltı’nda (Cehennem’de) kalır. Gök’te (Cennet’te) her şey altındandır.[15] Görüşüme göre Cennet’in altından olması, Kur’an’daki “altından ırmaklar akan cennet” kavramının öncüllerindendir.
Kur’an’daki Benzerliği-Analizi
Kehf 31 Onlar; altından ırmaklar akan Adn cennetleri onlarındır, orada altın bileziklerle süslenirler ... {Burada alt-üst anlamında değil de daha çok “sıvı altın” anlamına geldiğini düşünüyorum.}
• Dans eden, şarkı söyleyen çok güzel kızlar, ateşli mü’minler, güzel periler; ruhlarla Cennet’te eğlenir.[15] Görüşüme göre bu kavram da Kur’an’daki iri-ceylan gözlü, güzel kızların-hurilerin; Cennet’teki ruhlara hizmet etmesinin öncüllerindendir. ↓
Kur’an’daki Benzerliği-Analizi
Kur’an: Saffat 43 ...cennetlerde 48 ...yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş iri gözlü kadınlar vardır. 49 Sanki onlar, saklı bir yumurta gibi (çarpıcı ve pürüzsüz).
Duhan 54 İşte böyle; biz onları iri gözlü hurilerle evlendirmişizdir.
Tur 20 Özenle dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. Ve Biz onları iri-ceylan gözlü hurilerle evlendirmişiz. 24 Kendileri için (hizmet eden) civanlar, etrafında dönüp dolaşırlar; sanki (her biri) ‘sedefte saklı inci gibi tertemiz, pırıl pırıl.’
Şu da ayrıca eklenmelidir ki Kur’an’dan önce Hinduizm’de -kötüysen sonraki hayatında- reenkarnasyonla dönüşülecek en kötü hayvan domuzdur: Yani en kötüler domuza dönüşür.[17]
___________________
[15] Eliade, age., s. 269-304.
[16] Meryem K. Çifçi, “Eski Mısır Dininde Tanrı ve Öte Dünya İnancı“, Selçuk Ü. Sosyal Bilimler Ens., Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı – Dinler Tarihi Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Konya 2010, <http://acikerisim.selcuk.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/123456789/6735/274272.pdf?sequence=1&isAllowed=y> Erişim: Nisan 2018, s. 27, 30.
[17] Ayhan Sicimoğlu, “...”, Ayhan Sicimoğlu ile Renkler, [TV Programı], Bloomberg TV. (Bölüm ismi, tarih ve link eklenecek).