Konu 23: Esnek Evren

Isaac Newton (1643-1727) uzay ve zamanın birbirinden bağımsız ve mutlak olduğunu düşünüyordu, formüllerini de buna göre ayarlamıştı. Uzay ve zamanın, katı ve değişmez olduğunu öne sürmüştü. Kısaca buna “klasik fizik” deniliyordu. Albert Einstein 1905’ten 1915’e kadar elektrik, manyetizma ve ışığı ele alıp “özel ve genel göreliliği” tamamlarken Newton’ın “hatalı olduğunu fark etti” ve Newton’ın dediğinin tersine, uzay ve zaman, bir bütünün parçalarıydı, iç içe geçmiş bir yapıydı, birbirinden bağımsız değildi, esnek, dinamik ve değişken (göreli, izafi) idi. Uzay-zaman “eğrilip yamularak evrenin evriminde rol” alıyordu. Kısaca buna (değişken, izafi) “göreli fizik” deniliyordu. Göreli fizik klasik fiziğin sonunu getirmiştir (ya da üstüne katarak ilerlemiştir), “kuantum fiziği” de göreli fiziğin önüne geçmiştir.[1] [Göreceli (göreli): “… bağıntılı, izafi, nispi, rölatif.” Görelilik: “Var olabilmek veya belirlenebilmek için bağıntı yolu ile başka bir şeye bağlı bulunma durumu, bağıntılılık, izafilik, izafiyet.” Rölativite: “Görelik.” Görelik: “Eşyayı, kavramları veya tasarımları birlik, bağlılık, birliktelik vb. durumlarda toplayan görünüş veya nitelik, bağıntı, izafet, rölativite.” (TDK, GTS). Kısaca görelik, görelilik, görecelilik, izafiyet ve rölativite “fizikte” aynı anlamlara gelir.]

 

Kaynak

[1] Brian Greene, “Evrenin Dokusu…“, age., s. II, 7-9, 11-13.