Emerson “Tarih” adlı kitabında; “Tüm insanlar ortak bir bilince sahiptir.” Düşünce önceliği, insan özgürlüğüne eşittir. Bir insan, Einstein’ın ya da Fatih Sultan Mehmed’in düşüncelerini anlayabilir, hissedebilir. Evrensel bilinci anlayabilmiş insanlar ya da onu fark etmiş kişiler, olmuş veya olacak her şeye katılmış demektir. Tek ve egemen vasıta budur. Her birey “Evrensel Zekanın” bedenlenmiş halidir, der.
Herkes düşünce deryasında yaşar. Beyin ve Düşünce farklı şeylerdir. Beyin düşüncenin aracıdır. Bir radyo kanalı, ses dalgalarından birisini alarak yayın yapar. Beyin de düşünce denizinden bulduklarını çıkarır. Düşünce evrenseldir ve her yerde bulunur. Kişiye ait değildir. Düşünmek; düşünceyi kendi algılamamız ölçüsünde kullanmaktır. Düşünce, beyinde veya uzayda değildir. Zaman ve Uzay kavramları insana aittir, onun seçtiği iki noktaya dayanır. Uzayın ölçülebilirliği görecelidir, düşünce evrenseldir ve sınırsızdır. Beyin hücrelerinin sayısının düşüncede hiçbir rolü yoktur, düşünce insanın beynine hapsedilemez, hiçbir şey düşünceyi kuşatamaz. Önemli olan, düşünceyi nasıl kullandığımızdır. Evrensel Depo’dan fikirler almak için bilincini açan bir kişi, açmayan bir profesörden daha iyi bir düşünürdür. Tüm insanlık ortak bilince sahiptir; bu evrenin Yaratıcı Bilincidir. Buna Emerson “Ruh Üstü”, İsa “Baba”, Brunton “Üst Ben”, Sorokin “Bilinçüstü” diyor. Hinduizm “Nirvana veya Brahma”, Museviler “Yahve” veya diğer Tanrı isimleri bu arayışın sonucu olabilir. Kimileri de “Süper Bilinç” ya da “Tanrı” olarak yorumlamışlardır.[3]
___________________
[3] Jack Ensign Addington, “%100 Düşünce Gücü: Psikojenez Yolu”, Çeviren: Birol ÇETİNKAYA, Akaşa Yayınları, İstanbul 2000, s. 43, 46-48.