Hiçlik, matematikte “sıfır”dır (0). Hint dilinde “sunya” boşluk anlamına gelir. Budist felsefedeki boşluk-hiçlik fikrinden Hint matematikçiler sıfır kavrayışını geliştirmiştir. Hindulardaki bu şekilsel sıfır (0), Arap âlimler tarafından Batı’ya aktarılmıştır. Sunya, Arapçada “sifr”, İngilizcede de “cipher (ˈsīfər)” ve “zero”ya dönüşmüştür.
0’a “hiçlik”, 1’e “bir şey” -var olan bir şey- diyelim. “Yüksek matematikte… 0’dan 1’e geçiş imkânsızdır. Matematikçiler, kendisinin altındaki rakamsal kaynaklarla ulaşılamıyorsa, bir sayının ‘düzenli’ olduğunu söyler. Daha açık bir ifadeyle, n sayısı, eğer n’den küçük, n’den daha az sayının toplanmasıyla ulaşılamıyorsa düzenlidir.”. 1, düzenli bir rakamdır. “Altındaki rakamla ona ulaşılamaz” çünkü toplama işlemi en az iki tane sayıyla olur, ve yine çünkü sıfır tane sayının toplanması diye bir şey yoktur, 0=1 de değildir, bu yüzden 0’dan -hiçlikten- 1’e -yani bir şeye- ulaşılamaz, sonuç “hiçlikten bir şey var olamaz!”, hiçlikten bir şey çıkamaz. 2 rakamı da düzenlidir, çünkü toplama işlemi en az iki tane sayıyla olur, ve yine çünkü bir tane sayının toplanması diye bir şey yoktur, 0 veya 1 de 2’ye eşit olmadığından sonuç “birlikten çokluğa da ulaşılamaz!”, birden çokluk çıkamaz. Ama 1 ve 2 hariç bütün sayılara ulaşılır, bunların hepsi düzensizdir. Kendinden küçük sayıların ve kendinden az sayının toplanması gerekiyordu, örneğin 3 için 1+2=3, 4 için 1+1+2=1+3=2+2=4, 10 için en az iki sayının toplanmasıyla 5+5=10 ve en fazla 9 sayının toplanmasıyla sekiz tane 1, artı, bir tane 2, eşittir 10, 3+4+20+100=127 vb. Bunun dışında “sonsuz bir sayı” da düzenlidir. Sonsuz bir sayının altındaki sonlu sayıları topladığımızda hiçbir zaman sonsuz sayıya ulaşamayız, çünkü sayı zaten sonsuzdur, sonuç “sonludan sonsuza ulaşılamaz, varılamaz!”, sonludan sonsuz çıkamaz.
0=1-1 denkleminde 1 ve -1, 0 ediyor. Ayrıca 0, 1 ve -1’e ayrılıyor, yani hiçlikten bir şeyler çıkıyor, hiçten var oluyorlar gibi düşünülebilinir: pozitif enerji ve negatif enerji, madde ve anti madde gibi. Elbette ki hiçlik nedir, var mıdır, yok mudur, şu an için bilinmemektedir.
Oxfordlu kimyager Peter William Atkins (d. 1940) şu görüşü savunur: 1 ve -1 aynı oluşumdur, 1, zamanda ileriye (geleceğe), -1 ise geriye (geçmişe) gider. “‘Zıtlar zamanda seyahatlerinin yönüyle ayırt edilir.’ der. Zamanın yokluğunda 1 ve -1 birbirini ortadan kaldırır, 0’da birleşir. Zaman iki zıddın ayrılmasını mümkün kılar ve zamanın varlığına işaret eden de bu ayrılmadır. Atkins, evrenin kendiliğinden yaratılmasının bu şekilde vuku bulduğunu ileri sürer.”.
Fizikçi John Archibald Wheeler gibi düşünürler, evrenin ne olduğu hakkında, şu ihtimalin de olabileceğini düşünürler. Hiçbir şeyin olmadığını, sadece hiçliğin olduğunu ve bunun da matematikteki boş küme “Ø” olduğunu kabul edelim ve şimdi matematik diliyle konuşmaya başlayalım. “…boş küme ‘Ø’ varsa onu içeren bir küme de vardır: {Ø}. Hem Ø hem {Ø}’yi içeren bir küme de: {Ø, {Ø}}. Bu yeni kümeyi, {Ø} ve Ø’yi de içeren bir küme: {Ø, {Ø}, {Ø, {Ø}}}.” Böyle sonsuza gider. Kümeler rakamları taklit edebilir -1 küme, 2 küme, 3 küme gibi-, rakamlar sayıları, sayılar da -sonsuz ve zengin ilişkili-bağlantılı ağsal hâlleriyle- “evrenin tamamını taklit edebilir.”. “Evren, matematiksel olarak yapılandırılmış bilgiden” ya da varoluş, enformasyondan oluşuyor olabilir. “Bütün bir gerçeklik gösterisi boş kümeden, hiçlikten üretilebilir.”.[1]
Kaynak