Evrenin ilk anlarında şu andaki evrenin tüm bileşenleri (farklı bir biçimde de olsa) mevcuttu.[1]
Eğer tüm evreni sonsuza kadar küçültürsek (çökertirsek) tüm bilgiler de yok olacaktır.[2] [Görüşüme göre Büyük Patlama’dan önce bir “şey(ler)” olsa bile, bu evrendeki hiç bir şey, bu evrenin kurallarına tabi olduğundan “oraya” ulaşamaz ve tanımlayamaz.]
Büyük Patlama’dan önce zaman hakkında 2 görüş vardır: birincisi, zaman yoktu, diyenler, ikincisi, zaman vardı, diyenler. Birincisi, “tekillik”te zaman işlemez (zamanın anlamının olmadığı “nokta”dır): Büyük Patlama’dan önce “tekil” (her şeyin -uzay ve zamanın- sıfıra kadar sıkılıp sonsuz olduğu “çökmüş”) olan evrende zaman kavramı da yoktur: Büyük Patlama ile zaman başlar. İkincisi, Sicim kuramı (teorisi) ve Ekpyrotic senaryosu, Büyük Patlama’dan önce evrenin çok seyrek (zayıf) olarak etkileştiğini ve dolayısıyla zamanın da olduğunu ve Büyük Patlama ile ani bir geçiş yaşadığını söylemektedir.[3]
Evren her yönde tekdüze olarak genişlemektedir.[4]
Evrenin ucu (kenarı) yoktur: Evrende herhangi bir yönde ne kadar uzağa bakarsak bakalım göreceğimiz şey ışıktır (daima bizden uzaklaşan ışıktır).[5]
Evrende yön kavramı yoktur. Balon ve kek örnekleri de gerçeği yansıtmaz.[6]
Büyük Patlama’da (-n önceki) “tekil” olan evren kara delik veya -varsa- ak delik formunda değildir.
“Evrenin ötesinde” bir boşluk yoktur.[7]
Varsa diğer evrenleri gözlemenin hiçbir yolu yoktur ve yine onlar eğer varsa bizim evrenimizle hiçbir şekilde etkileşime girmemektedirler.[8]
Gözlemlenebilir evrendeki toplam kütlenin enerji eş değeri (yani kütlenin sahip olduğu iç enerji, kütle içindeki enerji veya evrenin toplam enerjisi) ∼9,5×1053 megaton TNT’dir[9] (TNT, trinitrotoluene adındaki bir patlayıcıdır ve aynı zamanda patlayıcı verimidir, patlayıcıların şiddetinin standart bir ölçüsüdür[10]). 1 megaton=1 milyon ton=1 milyar kg’dır. 1 megaton TNT, 4,184×1015 jul enerjiye eşittir[11] veya 50 tane atom bombası patlamasına eşittir[12].
Hızın sembolü v’dir (v=m/sn). “Bir cismin birim zamandaki yer değiştirme miktarına hız denir.”
İvmenin sembolü a’dır (a=v/sn=m/sn/sn=m/sn2).[13] “İvme, bir cismin hızındaki sürekli artışı ya da azalışı tarif eden bir kavramdır. Birim zamandaki hız değişimine ivme denir.”[14]
Newton (N), kuvvetin birimidir (N=kgxm/sn2).[15] “1 N’luk bir kuvvet, durgun hâldeki 1 kg’lık bir kütleye uygulandığında, o kütleye 1 m/s2‘lik bir ivme kazandırabilen kuvvetin büyüklüğüdür.”[16] veya “Bir Newton kuvvet, 1 kg cisme uygulandığında, bu cisme 1 m/s2 ivme kazandıran kuvvettir.”[17].
Joule veya jul (J); enerji, iş ve (veya) ısı (miktarı) birimidir (J=kgxm2/sn2 veya J=Nxm).[15] “1 Joule: 1 Newton’lık bir kuvvet, etki ettiği cisme, kendi doğrultusunda 1 m yol aldırıyorsa yapılan iş [veya harcanan enerji] 1 Joule’dur.”[18] veya “Bir Joule, bir Newton (1N) kuvvetin, 1 metre (1m) mesafede yaptığı iştir [veya harcadığı enerjidir].”[19].
Watt (W) güç ve (veya) ışınım akısı birimidir (W=kgxm2/sn3 veya W=J/sn).[15] “Bir watt, bir joule işin, bir saniye içinde yapılmasıdır.” veya “Bir cisim, 1 saniyede, 1 joule iş yaparsa, gücü 1 watt’tır.”[20] veya “Watt, 1 saniyede, 1 jullük” enerji üreten (veya iş sağlayan) güçtür. [Bu parantez ektir. 126. sayfadaki görsel yazısındaki ve 51. sayfadaki elektronvolt (eV) için tamamlama olarak şu birim dönüşümlerin verilmesi gerekir. 1 eV = 1,60217733×10-19 joule, 1 keV = 1,60217733×10-16 joule, 1 MeV = 1,60217733×10-13 joule, 1 GeV = 1,60217733×10-10 joule, 1 TeV = 1,60217733×10-7 joule][21]
Bilindiği kadarıyla evren (-in tamamı) dönmemektedir.[22]
Işık, elektrik alanı ve manyetik alandan oluşan bir enerjidir: Elektrik alanı manyetik alanı, manyetik alan ise elektrik alanı oluşturur (üretir) ve bu durmadan devam eder: Bu sayede ışık “kendi kendini idame ettirir”. Işığın aldığı mesafe artarsa dalga boyu uzar [veya yoğunluğu (parlaklığı) zayıflar] fakat enerjisi değişmez ta ki toz, gaz, gezegen vb.ye çarparsa o madde tarafından emilip daha düşük enerjili bir ışık olarak yayılır (yansıtılır). Evrende bahsi geçen maddeler (atomlar) az yer kapladığından (veya uzay “boşluğu” çoğunlukla boş olduğundan) ışık neredeyse serbest bir şekilde yayılabilir.[23]
Evrenin genişlemesi (galaksilerin birbirinden mesafe arttıkça daha hızlı uzaklaşması değil, evrenin temelde genişlemesi) giderek hızlandığından, gelecekte gözlemlenebilir evren de giderek küçülecektir.[24]
Bir balonu ne kadar çok şişirirseniz şişirme zorluğu da giderek artar veya bir lastiği ne kadar çok uzatırsanız (uzatma zorluğu da yani) gerginliği de gittikçe artar: İşte bu örneklerdeki “giderek artma”yı, gittikçe hızlanarak genişleyen evrene uyarlarsak karanlık enerjinin giderek artan “negatif basınç” özelliğini dolaylı da olsa (kısmen) anlamış oluruz.[25] (Sayılar doğru olmamak kaydıyla sadece anlaşılabilmesi adına şunu söyleyebilirim: Büyük Patlama sayesinde genişleyen evrende, evrenin 1 birim genişlemesiyle negatif basınç 2 birim artar ki bu da genişleme hızını giderek artırır.) Bu bağlamlarda “hızlanarak genişleyen” bir evren söz konusu olduğu için Hubble sabiti de bir “sabit” olmayıp (artarak) değişime tabi olan kısmi (değişen) bir “sabit”tir: Bu sabiti kullanırken “şimdilik, günümüzde” gibi sözler kullanılmalıdır.[26] Yanı sıra evrenin genişlemesinin hızlanması çok hızlı bir artış değil aksine yavaş bir atrıştır.[27]
“Sadece şu an için” görünür evrenin mesafesi (yani “En uzak ne kadar uzaktadır?” diye bir şey var mının cevabı) ∼13,8 milyar ışık yılıdır: Bu sayı (doğal olarak, elbette ki), evrenin yaşıyla ışık hızının çarpılması ile bulunur: Yine doğal olarak şu an için gözlemlenebilir evrenin (veya tüm evren için geçerli olmak üzere evrenin herhangi bir noktasından şu an için gözlemlenebilecek evrenin) “yarıçapı” [yarı genişliği (büyüklüğü)] (evrendeki her nokta için her yönde şu an için) yine ∼13,8 milyar ışık yılıdır ki gözlemlenebilir evrenin şu anki “çapı” ise (yine her nokta için) (∼13,8) + (∼13,8) = (∼28) milyar ışık yılı olur. Yani ne kadar uzağa bakarsak bakalım, göreceğimiz şey geçmiş ve daha çok geçmiş olacağından şu an en uzakta, evrenin ilk anlarını görürüz, zaman ilerledikçe, çok uzak geleceklerde, milyarlarca yıl içinde, gittikçe bu ∼13,8 milyar ışık yıllık alanın genişlemesiyle burada oluşan-oluşmuş galaksilerin ışığı bize geldiğinde onları da görürüz, ama burada bir sınır vardır, birbirine ∼15 milyar ışık yılı uzaklıktıktaki iki nokta, birbirine göre ışık hızından daha hızlı uzaklaşacağından ve evrenin genişlemesi eşliğinde -evrendeki herhangi bir nokta ya da bizim için- görebileceğimiz (gözlemleyebileceğimiz, test edip üzerinde düşünebileceğimiz, çok uzak geleceklere kadar ışığının bize gelebileceği, yani gözlemlenebilir evren, bu) evrenin yarıçapı ∼46,5, çapı ise ∼93 milyar ışık yılıdır, ama bu, asıl evrene göre okyanusta bir damladır.[28]
Evrende ne kadar uzağa bakarsak bakalım göreceğimiz şey geçmiştir ve daha çok geçmiştir: Yani bebek evreni görürüz fakat bunun da bir sınırı vardır ki göreceğimiz en uzak geçmiş evren 3.000 K sıcaklığında iyonize gaz (plazma) ile doluykenki küçük hâlidir, çünkü bu yoğun plazma, ışığı engeller, bu yüzden bu mesafenin ötesini göremeyiz.
Eğer “Şişme” teorisi (kuramı) doğruysa “tüm evren” içinde farklı farklı “bölümler” olabilir (veya “tüm sistem” içinde birbirinden farklı “evrenler” olabilir). Şöyle ki (benzetme olarak): Dünya’daki birkaç dönümlük bir mısır tarlasına “gözlemlenebilir (bilinen evren)” dersek bu tarladaki mısırlar (yani galaksiler) aynı görünür, fakat diğer tarlalar ve (veya) farklı (çeşitli) bitkiler “gözlemleyemediğimiz evren” olur ki burası bilinen evrenden çok daha büyüktür, öyle ki bu bağlamda tüm evren veya tüm sistem içinde farklı bölümler veya farklı evrenlerin olması söz konusudur (fakat bu evrenler “Temelde aynı, görüntüde mi farklı?” yoksa “Temelde ve görüntüde de mi farklı?” orası bilinmiyor).[29]
Bizden uzak galaksilerin bizden uzaklaşması konusunda yapılan gözlemler evrenin tekdüze genişlediğini göstermektedir.[30]
Galaksi kümeleri evrenin kütlesinin büyük bir kısmını oluşturur.[31] Evrenin bir birim hacmindeki ortalama madde miktarı, kritik değerin (Ω=1,0) üstünde olmadığı için evren “Big Crunch” (Büyük Çöküş) olarak kendine çökmeyecek yani Büyük Patlama anına geri dönmeyecek, sonsuza kadar (veya durmadan) genişlemeye devam edecektir.[32]
Büyük Patlama’dan hemen sonra evrende H (∼%75), He (∼%25) ve Li (milyarda birkaç tane) oluştu. Şu ana kadar hidrojen ve helyumun ∼%1’i yakıldı. Dolayısıyla günümüz evrenindeki H ve He oranları neredeyse başlangıçtaki gibidir.[33]
Büyük Patlama’dan saniyeler sonra enerji protonlara (maddeye, hidrojen çekirdeğine) dönüştü, birkaç dakika sonra da bunlar birleşerek helyum ve biraz da lityum çekirdeğine dönüştü: Fakat başlangıçtaki enerjinin nereden geldiği bilinmemektedir, belki de böyle bir soru bile yanlıştır.[34]
Rekombinasyon’dan önceki dönemde ışık kaçamadığından bu dönemi gözlemleyemeyiz: Sadece Rekombinasyon ve sonrası dönemleri gözlemleyebiliriz.[35]
Büyük Patlama’nın ilk anlarında kuantum mekaniği (olasılıkları) sonucu küçük pertürbasyonlar (sapmalar) eşliğinde evrendeki yoğunluk (birim hacimdeki madde miktarı) ve sıcaklıkta küçük değişiklikler oldu, bunun sonucunda günümüz evreni oluştu: Eğer bu küçük yoğunluk dalgalanmaları olmasaydı evrendeki yoğunluk, sıcaklık ve diğer her şey mükemmel bir homojenlikte (eşitlikte) olurdu ve günümüz evreni de ol(a)mazdı.[36] Kuantum dalgalanmaları (günümüzde de dahil) her zaman olan bir şeydir: Fakat ilk anlarda “çok küçük” olan evrende bu dalgalanmalar (alanın küçüklüğü dalgalanmanın küçücük etkisini genişlemeyle birlikte devasa büyüklüğe dönüştüreceğinden dolayı ki), sonrasında büyük sonuçları doğurdu[37] (Benzetmemi verecek olursam şunu söyleyebilirim: Akdeniz’i dondurun ve tamamen buz olan bu denize bir kıyısı olan Adana’dan birisi kazma ile buza vurduğunda, denizin her yönden çatlayarak tuz buz olduğunu düşünün: kazma ile vuruş anı kuantum dalgalanması, çatlamalar ilk anlardaki galaksi kümelerine dönüşecek madde yoğunlaşmaları, tuz buz ise yoğunlaşan maddenin çökmesiyle oluşan galaksiler.).
“Evrende ilk olarak yıldızlar mı, galaksiler mi, yoksa kara delikler mi oluştu?” konusu şimdilik çözülememiştir, fakat bunların hepsinin oluşum süreci evrenin ilk anlarındaki “dalgalanmalar”la başladığı için ve yine hepsi (pek tabii ki) kütle ve (veya) kütle çekiminden oluştuğu için art arda (bir arada) oluşageldiğinden[38] bu konunun (sorunun) önem seviyesi pek de yüksek değildir.
Galaksi merkezlerinin çoğunda, büyük galaksilerin merkezlerinin ise neredeyse tamamında bulunan süper kütleli kara deliklerin oluşumu için düşünülen muhtemel senaryo şudur: Erken evrende oluşan ilk kara delikler birleşerek daha büyük kara deliklere dönüşüp galaksiler hâline gelebilecek merkezlere (veya galaksi merkezlerine) (yönelimleştirilenerek, yani hem yönelerek hem de yöneltimlenerek) “battılar” (yani hem kendinin hem de etrafının -merkezin- aşırı kütleli olması neticesinde orada sabitlendiler, birbirlerini dengelediler).[39] Ayrıca bu merkezî kara deliklerin çekim etkisiyle ve çevreye enerji vermesiyle galaksi evrimlerini etkilediği de bilinmektedir.[40]
Farklı fizik yasalarının işlediği bambaşka evrenler olabilir (böyle bir şey mümkündür).[41]
Elektromanyetik tayftaki tüm farklı dalga boyları aslında birer ışıktır veya ışığın farklı formlarıdır. Işık (veya radyasyon), dalgalardan ve (veya) parçacıklardan (fotonlardan) oluşur: Foton, ışığın en küçük birimi olup sıfır kütleye sahiptir (yani kütlesizdir) ve elektrik yükü de yoktur. Işık ise enerjinin farklı bir formudur.[42]
Gittikçe ısınan bir ışık kaynağından çıkan ışık gittikçe kırmızıdan (turuncu, sarı, beyaz ve) mavi renge dönecektir: Elektromanyetik tayfın görünür kısmını renkler oluşturur ve bunlar ışığın farklı dalga boylarıdır. Dalga boyu artarsa frekans azalır: Görünür tayfta dalga boyu en yüksek olup frekansı en düşük olan (dolayısıyla en düşük enerjili) ışık kırmızıdır. Işık kaynağı ne kadar sıcaksa oradan çıkan ışığın enerjisi de (titreşimi de) o kadar fazla olur. Bir yıldızın kütlesi ne kadar artarsa sıcaklığı ve parlaklığı da o kadar artar. Yıldızın rengini sıcaklığı belirler: Sıcaklık fazlaysa yıldızın rengi maviye, azsa kırmızıya yönelir: Aslında yıldızlar, tayftaki görünür ışık olan tüm renkleri (kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi ve mor) belirli oranlarda yayarlar: Bu yayma oranı eşit veya eşite yakınsa yıldız daha çok beyaz(ımsı) görünür: Yıldızların yüzey sıcaklığına karşılık renkleri şu şekildedir: 50-28 bin kelvin → mavi, 28-10 bin K → mavi-beyaz, 10-7,5 bin K → beyaz, 7,5-6 bin K → beyaz-sarı, 6-4,9 bin K → sarı, 4,9-3,5 bin K → turuncu, 3,5-2 bin K → kırmızı. Güneş gibi yıldızlar yeşil rengi “biraz” fazla yaysa da renk kombinasyon eşiğini geçemediğinden beyaz ve (veya) soluk sarı renkte görünür. Evrende beyaz veya beyazımsı renkteki yıldızların sayısı daha çoktur. Gece yukarı baktığımızda farklı renkteki yıldızları gör(e)mememizin nedeni gözlerimizin yetersizliğidir ki gözlerimiz bize oyun oynayıp beyaz olmayan yıldızları bile bize beyaz gördürtür.[43]
Galaksi çarpışmalarının etkisiyle yıldız(lar), galaksiler arası ortama savrulabilir ki bu şekilde galaksiden bağımsız başıboş yıldızlar vardır ama nadirdir.[44]
Gözlemlenebilir evrende şu anda kaç tane galaksi vardır, sorusunun cevabını bulmak olanaksızdır, çünkü ışığın ilerlemesi bir süreye bağlıdır. Galaksilerden çıkan ışık, bize ya da Dünya dışına gönderdiğimiz bir uyduya ulaştığında, bir galaksi başka bir galaksiyle birleşerek ortadan kalkmış olabilir, yani şu anda olmayabilir ya da yeni oluşmuş bir galaksinin ışığı bize henüz gelmemiş olabilir. Gözlemlenebilir evrende ne kadar ileriye bakarsak o kadar geçmişe bakarız. Bu bağlamda uydulardan elde edilen verilerin detaylı incelenmesi sonucu, gelmiş geçmiş 2 trilyon (ya da daha fazla) galaksinin oluştuğu tutarlı bir tahmindir. Bunların %90 civarı, gözlemlenebilir evrenin erken dönemlerinde (ilk birkaç milyar yıl içinde) cüce galaksiler olarak oluşmuştur, bunlar Samanyolu galaksimizin uydu galaksileri gibidir, ilerleyen dönemlerde bunlar etraflarındaki galaksilerle çarpışıp birleşerek ortadan kalkmışlardır.[45] Gözlemlenebilir evrende şu andaki galaksi sayısı -tutarlı bir tahmin olarak- 100 milyardan fazla ya da 200 milyar civarı ya da birkaç yüz milyar kadardır.[45][46] Bunlardan çoğu galaksimizden büyüktür.[47]
Kaynaklar
[1] John K. Cannizzo, “Cosmology”, NASA: Imagine The Universe, Ask an Astrophysicist, Library of Past Questions and Answers, “Where in the Universe did the Big Bang originate?”, Soru ID: 980327a, 27 Mart 1998, <https://imagine.gsfc.nasa.gov/ask_astro/cosmology.html>, Erişim(ler): 29 Ekim 2018 [kalıcı arşiv kaydı: https://web.archive.org/web/20190614141355/https://imagine.gsfc.nasa.gov/ask_astro/cosmology.html]. (102-110 ve 123-143 arası sonnotlar, NASA yetkililerinden 34 kişinin 1996-2013 yılları arasında halkın sorularına verdikleri cevapların arşivlenmesidir.)
[2] ags., ea., Michael Arida, “What was before the Big Bang?”, Soru ID: 031001a, 1 Ekim 2003.
[3] ags., ea., Georgia de Nolfo, Mike Arida, “Was there time before the Big Bang?”, Soru ID: 060629a, 29 Haziran 2006.
[4] ags., ea., Padi Boyd, “If all the distant galaxies are flying away from us, does that mean that we’re in the center of the Universe?”, Soru ID: 970611e, 11 Haziran 1997.
[5] ags., ea., Steve Snowden, “What is at the edge of the Universe?”, Soru ID: 961202c, 2 Aralık 1996.
[6] ags., ea., David Palmer, “If the universe is expanding like a balloon, is it hollow?”, Soru ID: 980707a, 7 Temmuz 1998.
[7] ags., ea., Michael Loewenstein, Amy Fredericks, “Could the Big Bang have been a Black/White Hole?”, Soru ID: 011030a, 30 Ekim 2001.
[8] ags., ea., Jonathan Keohane, “Is it possible that there are many Universes?”, Soru ID: 980301d, 1 Mart 1998.
[9] ags., ea., Jim Lochner, Mark Kowitt, Mike Corcoran, Leonard Garcia, “How much energy was released in the Big Bang?”, Soru ID: 980211b, 11 Şubat 1998.
[10] Wikipedia Contributors, “TNT”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, sgt: 11 Nisan 2020, kalıcı arşiv kaydı: <https://en.wikipedia.org/w/index.php?title=TNT&oldid=950317358>, Erişim: 16 Nisan 2020.
[11] Wikipedia Contributors, “TNT equivalent”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, sgt: 12 Nisan 2020, kalıcı arşiv kaydı: <https://en.wikipedia.org/w/index.php?title=TNT_equivalent&oldid=950606166>, Erişim: 16 Nisan 2020.
[12] Wikipedia Contributors, “Nuclear weapon”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, sgt: 31 Mart 2020, kalıcı arşiv kaydı: <https://en.wikipedia.org/w/index.php?title=Nuclear_weapon&oldid=948317622>, Erişim: 16 Nisan 2020.
[13] T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Yazarları (yy.), “Hız ve İvme”, T.C. MEB, Denizcilik, 2015, [PDF] <http://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller/Hız%20ve%20İvme.pdf>, Erişim: 16 Nisan 2020, s. 3, 18 [kalıcı arşiv kaydı: https://web.archive.org/web/20210411041316/http://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller/Hız%20ve%20İvme.pdf].
[14] İlker Ay, “Teknolojinin Bilimsel İlkeleri”, Hacettepe Üniversitesi, 2009, [PDF] <http://www.balamyo.hacettepe.edu.tr/tbi.pdf>, Erişim: 16 Nisan 2020, s. 24 [kalıcı arşiv kaydı: https://web.archive.org/web/20181122230716/http://www.balamyo.hacettepe.edu.tr/tbi.pdf].
[15] UME Yazarları (yy.), “Türetilmiş SI Birimleri”, TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsü, ty., <http://www.ume.tubitak.gov.tr/tr/si-birimleri?q=tr/icerik/turetilmis-si-birimleri>, Erişim: 16 Nisan 2020 [kalıcı arşiv kaydı: https://web.archive.org/web/20150406023445/http://www.ume.tubitak.gov.tr/tr/si-birimleri?q=tr/icerik/turetilmis-si-birimleri].
[16] yy., “Uluslararası Birim Sistemi”, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Koçarlı Meslek Yüksekokulu, ty., [PDF] <https://akademik.adu.edu.tr/myo/kocarli/webfolders/File/SI_birim_sistemi.pdf>, Erişim: 16 Nisan 2020, s. 3 [(+) eklediğim kalıcı arşiv kaydı: https://web.archive.org/web/20221217123418/https://akademik.adu.edu.tr/myo/kocarli/webfolders/File/SI_birim_sistemi.pdf].
[17] Margarita Ginovska, Hristina Spasevska, Nevenka Andonovska, “Fizik: Ortaöğretim Mesleki Eğitimin Birinci Yılı İçin” [ISBN: 978-608-226-259-8], Çeviren: Saki Yusufoski, 2010 (2014), <https://doczz.biz.tr/doc/118932/i%CC%87ndir—ministerstvo-za-obrazovanie-i-nauka>, Erişim: 16 Nisan 2020, s. 47 [(+) eklediğim kalıcı arşiv kaydı: https://web.archive.org/web/20221217124150/https://doczz.biz.tr/doc/118932/i%CC%87ndir—ministerstvo-za-obrazovanie-i-nauka]. (Kitabın orijinali Makedonca olup şudur: Aynı yazarlar, “Физика: прва година средно стручно образование”, CIP – Каталогизација во публикација Национална и универзитетска библиотека “Св. Климент Охридски”, Министерство за образование и наука на Република Македонија, 2010, Скопје. Kitabın bu Makedonca kaynakça bilgilerinin Türkçesi şudur: Aynı yazarlar, “Fizik: Orta Mesleki Eğitimin İlk Yılı”, CIP – “St. Kliment Ohridski” Ulusal ve Üniversite Kütüphanesi Yayın Kataloğu, Makedonya Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanlığı, 2010, Üsküp, Makedonya.)
[18] Duran Yavuz, “Yağmurlama Sulamanın Enerji Gereksinimi”, Selçuk Üniversitesi, Tarımsal Yapılar ve Sulama Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, 2006, [PDF] <http://acikerisimarsiv.selcuk.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/123456789/7673/185722.pdf>, Erişim: 16 Nisan 2020, s. 4 [Sayfa numaraları eklenmemiş ama “İçindekiler” kısmına baktığımızda 4. sayfa veya baştan 12. sayfa.] [(+) eklediğim kalıcı arşiv kaydı: https://web.archive.org/web/20221217124909/http://acikerisimarsiv.selcuk.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/123456789/7673/185722.pdf].
[19] Margarita Ginovska vd., age., s. 70.
[21] SHGM Yazarları (yy.), “Hava ve Yer Operasyonları İçin Kullanılan Ölçüm Birimleri Yönetmeliği (Shy-Ölçü)”, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, 2005, [PDF] <http://web.shgm.gov.tr/documents/sivilhavacilik/files/mevzuat/sektorel/taslaklar/SHY-OLCU.pdf>, Erişim: 16 Nisan 2020, s. 2 [kalıcı arşiv kaydı: https://web.archive.org/web/20171013204642/http://web.shgm.gov.tr/documents/sivilhavacilik/files/mevzuat/sektorel/taslaklar/SHY-OLCU.pdf] {veya (ya da) TMMOB MMO Yazarları (yy.), “Uluslararası Temel Ölçü Birimleri ve Bu Birimlerden Türetilen Birimlerin Tariflerine İlişkin Yönetmelik”, TMMOB Maden Mühendisleri Odası, ty., [PDF] <http://www.maden.org.tr/resimler/ekler/6cda17abb967ed2_ek.pdf>, Erişim: 19 Ekim 2022, s. 41 [kalıcı arşiv kaydı: https://web.archive.org/web/20200331142848/http://www.maden.org.tr/resimler/ekler/6cda17abb967ed2_ek.pdf] (“Watt, 1 saniyede…” alıntısı buradandır.).}. {Köşeli ayraç içindeki elektronvolt (eV) kısmı, Thomas Hainke [Editör], “Conversion Calculator”, Convert Measurement Units, 2022, <https://www.convert-measurement-units.com/conversion-calculator.php?type=energy>, Erişim: 17 Temmuz 2022. [kalıcı arşiv kaydı: https://web.archive.org/web/20200810024441/https://www.convert-measurement-units.com/conversion-calculator.php?type=energy (Dönüştürücü özelliği, siteye gidiniz.)] (Dönüştürücüden istediğinizi dönüştürebilirsiniz.)}
[22] 102. sonnottaki ags., ea., Jim Lochner, Mark Kowitt, Mike Corcoran, Leonard Garcia, “How much energy was released in the Big Bang?”, Soru ID: 980211b, 11 Şubat 1998.
[23] ags., ea., Jim Lochner, Andy Ptak, Mike Arida, “What is the longevity of light?”, Soru ID: 970216, 16 Şubat 1997.
[24] ags., ea., David Palmer, Samar Safi-Harb, “Is the expansion of the Universe slowing down or speeding up?”, Soru ID: 990210c, 10 Şubat 1999 ve Jack Hewitt, “How can galaxies merge in a expanding universe?”, Soru ID: 110421a, 21 Nisan 2011.
[25] ags., ea., Barbara Mattson, Koji Mukai, “Is the Cosmological Constant real or not?”, Soru ID: 080908a, 8 Eylül 2008.
[26] ags., ea., Martin Still, Kevin Boyce, “The accelearted expansion of Space is not a constant.”, Soru ID: 010904a, 4 Eylül 2001.
[27] ags., ea., Koji Mukai, Georgia de Nolfo, “Is the Hubble Constant really a constant, if the Universe is expanding? “, Soru ID: 100528a, 28 Mayıs 2010.
[28] 28. sonnota bakınız ve 102. sonnottaki ags., ea., Paul Butterworth, “How do you measure the size of the Universe?”, Soru ID: 971124x, 24 Kasım 1997 ve John K. Cannizzo, “Physics of Stars”, NASA: Imagine The Universe, Ask an Astrophysicist, Library of Past Questions and Answers, “How far is the furthest star visible from Earth?”, Soru ID: 980329a, 29 Mart 1998, <https://imagine.gsfc.nasa.gov/ask_astro/stars.html>, Erişim: 31 Ekim 2018 [kalıcı arşiv kaydı: https://web.archive.org/web/20191212035547/https://imagine.gsfc.nasa.gov/ask_astro/stars.html].
[29] 102. sonnottaki ags., ea., David Palmer, “How can one estimate the size of the Universe if any part of it past this critical distance is forever cut off from our measurement?”, Soru ID: 970630c, 30 Haziran 1997.
[30] ags., ea., Padi Boyd, “Can you tell me about the end of time?”, Soru ID: 970613d, 13 Haziran 1997.
[31] ags., ea., Koji Mukai, Drs. Chen, Michael Loewenstein, Steve Snowden, “What is the present accepted value of the density of the Universe? “, Soru ID: 961130b3, 30 Kasım 1996.
[32] ags., ea., Eric Christian, “Is there enough matter in the Universe for a “Big Crunch”?”, Soru ID: 980109a, 9 Ocak 1998 ve Koji Mukai, Bram Boroson, “Does the discovery of intergalactic hydrogen imply a Big Crunch?”, Soru ID: 000530a, 30 Mayıs 2000 ve Tim Kallman, “Will the Universe keep collapsing and re-expanding?”, Soru ID: 980114c, 14 Ocak 1998.
[33] ags., ea., David Palmer, “What is the known percentage of hydrogen in the Universe and where is it? “, Soru ID: 971113i, 13 Kasım 1997.
[34] ags., ea., Amy C. Fredericks, Michael Loewenstein, “If the Big Bang was pure energy, what made the matter?”, Soru ID: 090710, 10 Temmuz 2009.
[35] ags., ea., Ilana Harrus, “What does it mean for the universe to become transparent?”, Soru ID: 000404a, 4 Nisan 2000.
[36] ags., ea., Ira, Bernard, (soyadlar ?), “Shouldn’t the CMB be uniform?”, Soru ID: 130214a, 14 Şubat 2013.
[37] ags., ea., Jay Cummings, Jeff Livas, “Were there seeds for galaxy formation before atoms formed?”, Soru ID: 071107a, 7 Kasım 2007.
[38] ags., ea., Eric Christian, “Which formed first in the universe – galaxies or stars?”, Soru ID: 980108a, 8 Ocak 1998 ve Hans Krimm, “What came first, black holes or galaxies?”, Soru ID: 130925a, 25 Eylül 2013.
[39] ags., ea., Bret, Antara, (soyadlar ?), “Did bigger stars in the early universe make more black holes?”, Soru ID: 110216a, 16 Şubat 2011.
[41] ags., ea., Jeff Silvis, Mark Kowitt, “Could the Laws of Physics be different in another Universe?”, Soru ID: 980308a, 8 Mart 1998.
[42] ags., ea., Jim Lochner, “Can light be contained and how do we observe light from the Big Bang? “, Soru ID: 970220a, 20 Şubat 1997, (“light”, “photons” ve “radiation” tanımlamaları).
[43] ATNF Team (yy.), “The Colour of Stars”, CSIRO: Australia Telescope National Facility (ATNF), ty., <http://www.atnf.csiro.au/outreach/education/senior/astrophysics/photometry_colour.html>, Erişim: 31 Ekim 2018 [kalıcı arşiv kaydı: https://web.archive.org/web/20181025233543/http://www.atnf.csiro.au/outreach/education/senior/astrophysics/photometry_colour.html].
[44] John K. Cannizzo, C. Allie Hajian, “Physics of Stars”, NASA: Imagine The Universe, Ask an Astrophysicist, Library of Past Questions and Answers, “Are stars only found in galaxies or globular clusters?”, Soru ID: 980927a, 27 Eylül 1998, sonnot 129’daki link ve erişimi ile aynı.
[45] Christopher J. Conselice, Aaron Wilkinson, Kenneth Duncan, Alice Mortlock, “The Evolution Of Galaxy Number Density at z < 8 and Its Implications”, The Astrophysical Journal [ISSN: 0004-637X], Cilt: 830, Sayı: 2, Makale No.: 83, 20 Ekim 2016, [PDF] <https://iopscience.iop.org/article/10.3847/0004-637X/830/2/83/pdf>, Erişim: 12 Haziran 2022, s. 1, 10 [kalıcı arşiv kaydı: https://web.archive.org/web/20211227160457/https://iopscience.iop.org/article/10.3847/0004-637X/830/2/83/pdf] [https://doi.org/10.3847/0004-637x/830/2/83]; Ray Villard [Editör], “Hubble Reveals Observable Universe Contains 10 Times More Galaxies Than Previously Thought”, Christopher Conselice, Mathias Jaeger, National Aeronautics and Space Administration (NASA), 13 Ekim 2016, 2. Editör: Karl Hille (sgt: 7 Ağustos 2017), <https://www.nasa.gov/feature/goddard/2016/hubble-reveals-observable-universe-contains-10-times-more-galaxies-than-previously-thought>, Erişim: 12 Haziran 2022 [kalıcı arşiv kaydı: https://web.archive.org/web/20220709103311/https://www.nasa.gov/feature/goddard/2016/hubble-reveals-observable-universe-contains-10-times-more-galaxies-than-previously-thought]; Avi Shporer [Editör], “The Observable Universe – ‘Only a Tiny Fraction of the Aftermath of the Big Bang'”, Christopher Conselice, Martin Rees, The Daily Galaxy, 8 Ağustos 2021, <https://dailygalaxy.com/2021/08/beyond-comprehension-the-observable-universe-is-only-a-tiny-fraction-of-the-aftermath-of-the-big-bang/>, Erişim: 12 Haziran 2022 [kalıcı arşiv kaydı: https://web.archive.org/web/20220703144152/https://dailygalaxy.com/2021/08/beyond-comprehension-the-observable-universe-is-only-a-tiny-fraction-of-the-aftermath-of-the-big-bang/]; Henry Fountain [Editör], “Two Trillion Galaxies, at the Very Least”, Christopher Conselice, The New York Times, 17 Ekim 2016, <https://www.nytimes.com/2016/10/18/science/two-trillion-galaxies-at-the-very-least.html>, Erişim: 12 Haziran 2022 [kalıcı arşiv kaydı: https://web.archive.org/web/20220616204857/https://www.nytimes.com/2016/10/18/science/two-trillion-galaxies-at-the-very-least.html].
[46] Bill Bryson, age., s. 25, 115; Brian Greene, “Evrenin Dokusu…“, age., s. 205, 282, 374.