Kronolojik Etimoloji (Allah sözcüğü)
• MÖ 4000-3000’lerden gelen Sümer-Babillerin Dumuzi, Tammuz veya Marduk Tanrısı[115] ilerleyen süreçlerde farklı bölgelerde; Baal, Bil, Bel gibi Tanrı isimlerine dönüşmüştür. → Ba”al” – B”el”[116]
• Babil kelimesindeki; Bab = Kapı, İl = Tanrı olarak, Tanrının Kapısı anlamına gelmektedir. → Bab”il” ya da Bab”el”[117]
• MÖ 2500-2000’lere dayanan Sümer-Akad sentezi olup[118] MÖ 1800’lerde yazıya geçirilen Enuma Eliş destanında[119] “İlu” tanrı, “İlani” ise tanrılar anlamına gelmektedir. Destandan örnekler verecek olursak: “İlu Marduk akbal ilani” (Marduk, tanrıların akıllısı), “İlu Marduk” (Sen Marduk). Aynı dönemlere ait başka bir yazıtta ise şu geçmektedir: “(N 3539) dingir en-líl il-su ìl-a-ba4 GURUŠ ì-li il-la-at-sú [na]-ra-am-dEN.ZU [d]a-núm LUGAL [ki-ib-r]a-tim [ar-ba-i]m” (Enlil, tanrısı, Ilaba, tanrıların genç adamı-onun destekçisi, Naram-Sin, güçlü, dört yönün kralı).[120]
• MÖ 2000’lere dayanan Kenanlılar’ın (İsrail tarafları) “El” adındaki Tanrısı vardı. → “İl” ya da “El”[121]
• MÖ 2000-1500’lerde Babiller[122] döneminde sembolü hilal olan Ay Tanrısı Sin’e Babiller (ve devamında Asurlular); “ilu sa ilani” (tanrıların tanrısı), “sar ilani” (tanrıların kralı) ve “bel ilani” (tanrıların rabbi/efendisi) derlerdi.[123] (İllu-münati…?)
Akhenaton’un tek tanrılı Aton dini Mısır’da istenmeyince bu dinin inananları Kenan’a gittiler: Gidenler arasında soylu bir aileden gelen Tutmose (Tut-‘Mose’ yani Musa) bu Aton inancını Yahudiler’e öğretti. Yahudiler de Mısırlı Tutmose’yi ve Aton’u Yahudi Musa’ya ve Yahve’ye dönüştürüp Eski Ahit’e yazdılar. Kenan diyarının baskın Baal ve El tanrısına rakip olarak Yahve çıkartıldı, Baal ve El’in özellikleri Yahve’ye uyarlandı. Sonuçta Yahve; El (veya kelimedeki okunuşa göre İl), Baal ve Aton’un birleşimiydi. Elohim, Eloah, El Şadday, El Elyon vb. gibi El’e ait El’in isimleri Yahve’nin Eski Ahit’teki diğer isimleridir. Eski Ahit’te Baal’den türetilen birçok kelime vardır: Yahve Baal’dir anlamına gelen Beelyada’yı öne alırsak diğer birkaçı Baalgad (God…?), Baalhamon, Baalhamman. Tanrının tek olup daha da soyutlaşması ise Aton’dan Yahve’ye geçen en önemli özelliklerdendir. Tek tanrı, Her şeye kadir, ezeli ve ebedi, yer ile gökteki her şeyin tek hakimi, her şeyi yaratan, yaratıcı, antlaşma yapan ahit tanrısı vs. gibi El’in nitelikleri ve tanrıların tanrısı (efendisi), rablerin rabbi, yüceler yücesi, inananların kocası, kainatın idarecisi ve hakimi, Güneş’i doğudan doğurup batıdan batıran, yağmurları yağdıran, toprağı bereketleyen, kaderleri önceden belirleyen, dilediğine iyilik dilediğine ise kötülük veren vs. gibi Baal’in nitelikleri Eski Ahit’te Yahve’ye uyarlanmıştır.[124] Eki Ahit’te tanrı kendini “Ben ben olanım” diye tanıttığından adı İbranice “Odur” anlamına gelen Yaho’dan (Yahoo…?) “var olan” anlamına gelen Yehova/Yahve olarak kalmıştır. Aynı yerde tanrıdan İbranice “ruh”[125] ve “soluk”[126] anlamına gelen Eloh’tan[125] (Eloah’tan[126]) “ruhların tümü” anlamına gelen Elohim olarak da bahsedilmiştir.[125] (Sümer’deki gökle yer bitişikken göğü yerden ayıran “hava” tanrısı Enl-il[127]‘in de El (İl) tanrısıyla bir bağı olabilir mi acaba?)
El tanrısı Aramice’ye Eloh[124] veya Elaha[128] ve İbranice’ye Eloah[126] olarak geçmiştir. (Sümerce; sırasıyla Akadca, Kenanca ve Asurca’yı etkilemiştir: Sonrasında bu üç dil de “yakın akraba” olan Aramice ve İbranice’yi etkilemiştir:[129] Sonrasında da bu iki dil Arapça’yı etkilemiştir.[130] Eski Ahit’İn %99’luk kısmı İbranice %1’lik kısmı ise Aramice yazıldı: Yeni Ahit ise İbrani dilinden Grekçe yazıldı.[129])
Yeni Ahit’te “Eli” ve “Elohi” tanrı anlamına gelip tanrının isimlerindendir.[131]
Arapça’daki Lat,[132] el-Lat[133] ve El-latya[128] kelimeleri Akadca metinlerde geçen tanrı El’in dişil hali İlat’tan veya Allatum’dan türemiştir, Herodot’ta Alilat olarak geçer.[132] Arapça’daki İlah kelimesi ise Aramice’deki Elaha (Eloh) kelimesinden türemiştir.[124][126][128][133] Yine Arapça’da İlah kelimesinden el-ilah dildeki yerini almıştır ve en büyük ilah/tanrı anlamına gelen El-İlah ise Arapça’da kolay söylenememesinden ötürü “Allah”a dönüştürülmüştür. Sonuç olarak el-ilah ve Allah kelimeleri El’den türeyen Allat ve Elaha kelimelerinden türemiştir.[124][126][128][132][133][134] (Alo, Hello…?)
Kitab-ı Mukaddes’te (KM) geçen Gabri-el, Mika-il (Mika-el, Mich-el) ile İsrailiyat’ta geçen Azra-el ve İsraf-il’in, El’in İbranice-Aramice yoluyla, Kur’an’da geçen Cibr-il (Cebra-il), Mika-il ile İslamiyat’ta geçen Azra-il ve İsraf-il’e Arapça olarak geçtiğini görmekteyiz.[135][136][137][138]
Gabriel: Aramice’de Güçlü insan anlamındaki geber ile tanrı anlamındaki el kelimelerinden oluşmuş olup, KM’de tanrının gücü eşliğinde tanrının işlerini insanlara bildirip elçilik görevi yapan insanımsı (veya insan görünümlü) bir melektir: Eski Ahit’te Cennetin gözetmeni, birinci semanın hakimi, tanrı ile insan arasındaki en önemli aracı, tabiat güçlerini yöneten, adalet ilkesi vs. olandır. Kur’an’da ise Allah’ın kulu/gücü/kuvveti anlamına gelip, insan şeklinde de görülebilen, kendisine ruh da denilen, Muhammed’e vahiy getiren bir melektir.[135] Mikail: İbranice’de “Kim tanrı gibidir?” anlamındaki mikael’den gelmekte olup, Eski Ahit’te İsrailoğulları’nın koruyucusu, birinci ve büyük reistir: Yeni Ahit’te İblis’e karşı çıkan, baş melek ve göğün reisidir.[136] Azrail: KM’de ve Kur’an’da “ölüm meleği (veya melekleri)” olarak geçen, İbranice’de İsrailiyat’ta -bu meleklerden birinin- Azrael olarak adlandırıldığı, İslamiyat’ta da bu melekler grubunun başının Azrail olarak adlandırıldığı, insanların canını almakla görevli bir melektir: KM’de ruh alır ifadesi geçmeyip İsrailiyat’ta ve Kur’an’da geçer.[137] İsrafil: Yok etmek, yakıp yıkmak gibi anlamlara gelen Asurca’daki sarapu kelimesi Aramice’ye sfer ve İbranice’ye seraf (çoğulu serafim) olarak geçmiştir. İsrafil İbranice’de yok etmek ve kul anlamındaki seraf ile tanrı anlamındaki il kelimelerinin birleşiminden oluşup, Eski Ahit’te bir melek grubunu ifade eden serafim’den türemiştir. KM’de Kıyamet (ve mahşer)’in başlamasından hemen önce İsrafil’in sura üfleyeceği konusu hakkında hiçbir şey yazmaz. Kur’an’da ise sura ilk üflenmesiyle Kıyametin kopacağı (yer ve göğün değişeceği), ikinci üflenmeyle de herkesin dirilip mahşere gideceği ifade edilir. İslamiyat’ta bu üflemeyi yapacak olan meleğin İsrafil olduğu kabul edilir, ayrıca levh-i mahfuz’la ilgili görevleri olup arşı taşıyan melektir. Yine Kur’an’da İbrahim’e bir çocuk müjdeleyen ve Lut’a insan suretinde görünüp kavmine ceza geleceğini bildiren bir melektir. İsrafil Arapça’da Allah’ın kulu anlamına da gelir.[138]
İbranice’de kul anlamındaki israf/seraf[138] veya isra ile il kelimelerinin birleşiminden[139] Kitab-ı Mukaddes’te de geçen Yisrael (Arapça’ya İsrail)[140] oluşmuş olup[139] Tevrat’ta “Tanrı ile güreşir”[141] veya “Tanrıyla uğraşan” anlamına gelmektedir.[139] İs’in Mısır tanrıçası İsis’ten, Ra’nın da Mısır’ın baş tanrısı Ra’dan ve El’in ise El tanrısından gelip İs-Ra-El kelimesini oluşturduğu görüşü de vardır.[142]
Benzer şekillerde İbranice’de “Tanrı işitir” anlamındaki Yişmael (Arapça’ya İsmail),[138] İbranice Yaakob (Yakub)’un Arapça karşılığı olan Abdullah[139] (Allah’ın kulu);[138] Yunanca Euaggelion’den gelip İngilizce’de Gospel olup Arapça’ya İncil olarak geçen ve Batı dillerinde Kitab-ı Mukaddes’in karşılığı olan Bibel kelimelerinde[143] de El’in izleri görülür. El-emin (Muhammed’in lakabı), el-bakara, el-enbiya (vb. sure isimlerinin önüne gelen el’ler)[144] gibi örnekleri çoğaltmak elbette mümkündür.
___________________
[115] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 128), bk. (Dizin 208), bk. (Dizin (171).
[116] Ags., bk. (Dizin 208).
[117] Ags., bk. (Dizin 180).
[118] Ags., bk. (Dizin 179).
[119] Barış Başaran, “Kozmogoni ve Toplumsal Tabakalaşma: Vedik Mitoloji Üzerine Bir İnceleme”, MSGSÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 1, Sayı: 16, Güz 2017, <http://sosbildergi.msgsu.edu.tr/images/dergiler/pdf/2017/nisan/18/16.say-2.compressed.pdf#page=84> Erişim: 16 Temmuz 2018, s. 254. ss. 251-259.
[120] Yusuf Kılıç, Şeyma Ay, “Eski Mezopotamya’da Siyasi Örgütlenmede Din Olgusu”, Turkish Studies, Cilt: 8, Sayı: 5, İlkbahar 2013, <http://www.acarindex.com/dosyalar/makale/acarindex-1423932845.pdf> Erişim: 16 Temmuz 2018, s. 390-392. ss. 387-403.
[121] Ags., bk. (Dizin 166), bk. (Dizin 334), bk. (Dizin 219).
[122] Ags., bk. (Dizin 161), bk. (Dizin 128), bk. (Dizin 306).
[123] Süheyla İrem Mutlu, Yusuf Albayrak, “Harran ve Soğmatar’da Sin Kültünün Varlığı”, Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, Sayı: 38, 2018, <http://dergipark.gov.tr/download/article-file/446707> Erişim: 16 Temmuz 2018, s. 135-137. ss. 133-144.
[124] Kürşat Haldun Akalın, “Baaller Karşısındaki Yahve Peygamberleri”, Uşak Ü. Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 4, 2015, <http://dergipark.ulakbim.gov.tr/usaksosbil/article/viewFile/5000113370/5000132296> Erişim: 16 Temmuz 2018, s. 79-81, 87, 88. ss. 77-96.
[125] Korhan Kaya, “Vedaların Bilinmeyen Tanrısı Ka”, Ankara Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, Cilt: 33, Sayı: 1-2, 1990, <http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/26/1242/14168.pdf> Erişim: 17 Temmuz 2018, s. 288. ss. 281-292.
[126] Ahmet Uhri, “Batı Anadolu Erken Tunç Çağı Ölü Gömme Gelenekleri“, Ege Ü. Arkeoloji Ana Bilim Dalı, Doktora Tezi, İzmir 2006, <http://acikerisim.ege.edu.tr:8081/xmlui/bitstream/handle/11454/2276/ahmetuhri2006.pdf?sequence=1&isAllowed=y> Erişim: 17 Temmuz 2018, s. 26, 30.
[127] Ebru Uncu, “Mezopotamya, Anadolu ve Mısır Medeniyetlerinde Güneş Kültü”, History Studies, Cilt: 5, Sayı: 1, Ocak 2013, <http://content.lms.sabis.sakarya.edu.tr/Uploads/49614/30849/mezopotamya,_anadolu_ve_mısır_medeniyetlerinde_güneş_kültü.pdf> Erişim: , s. 351. ss. 349-366.
[128] Ayşe Gülüser, “Mehmet Akif Ersoy’da Tanrı Problemi“, Selçuk Ü. Din Felsefesi Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Konya 2010, <http://acikerisim.selcuk.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/123456789/2704/279050.pdf?sequence=1&isAllowed=y> Erişim: 17 Temmuz 2018, s. 31. Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 185).
[129] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 207). Ali M. Dinçol, “Aramice”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 1991, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c03/c030172.pdf> Erişim: 17 Temmuz 2018, Cilt: 3, s. 267. ss. 267, 268.
[130] Nihad M. Çetin, “Arap”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 1991, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c03/c030177.pdf> Erişim: 17 Temmuz 2018, Cilt: , s. 276, 277, 279, 282, 283. ss. 276-309.
[131] Bu sitedeki maddelere bk. Yeni Ahit, Matta 27:46, Markos 15:34.
[132] Fehd, “Lat”, age., s. 107.
[133] Bekir Topaloğlu, “Allah”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 1989, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c02/c020464.pdf> Erişim: 17 Temmuz 2018, Cilt: 2, s. 471. ss. 471-498.
[134] Dursun, “Ay Tanrısı Al-İlah”, ags.
[135] Zeki Ünal, Yusuf Şevki Yavuz, “Cebrail”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 1993, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c07/c070118.pdf> Erişim: 17 Temmuz 2018, Cilt: 7, s. 202. ss. 202-204.
[136] Lütfullah Cebeci, “Mikail”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2005, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c30/c300029.pdf> Erişim: 17 Temmuz 2018, Cilt: 30, s. 45. ss. 45, 46.
[137] Ahmet Saim Kılavuz, “Azrail”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 1991, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c04/c040299.pdf> Erişim: 17 Temmuz 2018, Cilt: 4, s. 350, 351. ss. 350, 351.
[138] Lütfullah Cebeci, “İsrafil”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2001, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c23/c230095.pdf> Erişim: 17 Temmuz 2018, Cilt: 23, s. 180, 181. ss. 180, 181.
[139] Ahmet Türkan, “Ahteri’nin Yahudilik ve Hıristiyanlık Hakkındaki Görüşleri…”, Dumlupınar Ü. Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 40, Nisan 2014, <http://dergipark.gov.tr/download/article-file/55962> Erişim: 18 Temmuz 2018, s. 244. ss. 241-252.
[140] Harman, “İshak”, age., s. 519.
[141] Serpil Akbıyık, “Babil Esareti’nin Yahudiler Üzerindeki Sosyal, Kültürel ve Dini Etkileri“, Selçuk Ü. Dinler Tarihi Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Konya 2010, <http://acikerisim.selcuk.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/123456789/144/Serpil_Akbıyık_Tez.pdf.pdf?sequence=1&isAllowed=y> Erişim: 18 Temmuz 2018, s. 3.
[142] Turgut Gürsan, “Dünya’nın Gizli Tarihi: Antik Çağlardan Günümüze” Pegasus Yayınları: 138, İstanbul, Özel Baskı, 1. Baskı 2008, s. 52.
[143] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 335).
[144] Fayda, age., s. 410, 412.