Yahudiler’in (Museviler’in ve/veya İsrailoğulları’nın) kutsal kitabı Tanah’tır. Yahudilerce Tanah (Tanakh), Hıristiyanlarca Eski Ahit/Antlaşma denilen kitap 39 bölümden oluşur ve neredeyse tamamı İbranice (çok azı Aramice) olarak yazılmıştır. Tanah’ın ilk 5 bölümünün Musa tarafından yazıldığına inanılır ve bu 5 bölüme Yahudiler Torah (Tora), Müslümanlar ise Tevrat demektedir. Tanah’ın MÖ 800-300 arasında sözlü geleneklerin parça parça yazıya dökülmesi ve daha sonra bunların -ekleme çıkarma yapılarak- bir kitapta birleştirilmesi ile oluşturulduğu görüşü ağır basar. Tora’nın bulunan en eski nüshası MÖ 3. yy.a aittir. Yahudiler Hıristiyanlık’a ve Müslümanlık’a (ve de kitaplarına) inanmazlar, Hıristiyanlar Tanah’a inanırlar ve Müslümanlar ise Tanah’ın sadece Tevrat ve Zebur adlı kısımlarına inanırlar.[1] Davud/David (MÖ ∼1000) İsrail Krallığı’nın 2. kralıdır:[2] Kur’an’da Davud peygambere Allah tarafından verildiği söylenen Zebur[3], Tanah’ın Mezmurlar bölümünde Davud’a ve çeşitli kimselere ait olan 150 adet ilahiden/şiirden oluşur. Eski Ahit’te İsa ve Meryem’den bahsedilmez.[1] Musa Yahudiler’in en önemli peygamberidir.[4]
Hıristiyanlar’ın (veya İsa’ya inananların) kutsal kitabı Kitab-ı Mukaddes (Bible/Bibel) olup Eski ve Yeni Ahit’in birleşimidir. Hıristiyanlar’a göre Tanrı Yahudiler’le Eski Ahit’te yaptığı antlaşmadan sonra Yeni Ahit’t(l)e Hıristiyanlar’la yeni bir antlaşma yapmıştır. Kur’an’da ise İsa’ya İncil’in verildiğinden bahsedilmiştir. Müjde anlamına gelen Yunanca euaggelion kelimesi Arapça’ya İncil olarak geçmiştir. Yeni Ahit’e İncil denilmesi yanlış olur çünkü Yeni Ahit’in içinde -Matta, Luka İncili gibi- çeşitli İncil kitapları bulunur. Yeni Ahit’ten orijinal hiçbir parça günümüze ulaşamamış olup MS 3. ve 4. yy.lara ait olan birbirinden farklı yüzlerce parşömen mevcuttur, tam nüshası/yazması ise MS 4. yy.ın sonuna aittir ve bunların hepsi Grekçe yazılmıştır. İsa’nın Aramice konuştuğu bilinmektedir. Günümüzdeki Yeni Ahit’in bölümleri MS 350-400 yılları arasında birbirinden farklı olan yüzlerce metin arasından ayıklanıp seçilmiştir: Son şekli ise MS 1546’da resmen ilan edilmiştir. İsa öldükten sonra MS 60-150 yılları arasında İsa hayattayken onu görüp onun konuşmalarını-hayatını ve onu görmeyip duyduklarını yazıya geçiren havari, din adamı, yazar gibi kimselerin yazdıkları metinler fazlaca sayıya ulaşmıştı: MS 350’lerde bunlar toplandı ve ayıklanarak Yeni Ahit bugünkü halini aldı. Ayıklananlar arasında örneğin Apostol Barbanas’ın yazdığı İncilde İsa değil Judas çarmıha gerilmiştir.[5] Yine Yahuda İskariyot’a ait olup MÖ ∼300’e tarihlenen Yahuda İncili’nde ve Da Vinci Şifresi adlı kitapta İsa çarmıha gerildikten sonra ölmedi, çoluk çocuğa karıştı ifadeleri geçmektedir: İlgili kitapta İsa ile Meryem’in evli olduğu ve bir de Sarah adında kızları olduğu belirtilmiş ve İsa’nın yalandan peygamberleştirilip Bizans Kralı 1. Konstantin ve heyeti tarafından pagan külliyatının Hıristiyan gelenekleriyle karıştırılıp İsa’nın Tanrılaştırılıp yeni bir din oluşturulduğu ve bu sayede diğer toplumların Hristiyan çatısı altında toplandığı / toplandırıldığı ifade edilmiştir.[6]
Yeni Ahit’teki İsa figürünün, İsa’dan önce yazılan Ramayana Destanı’nda Tanrının bedenlenmiş hali olan Rama’ya benzerdiği görülür: Şimdi buna bakalım. Batılıların Hindu inançlara “Hinduizm” dediği, Hinduların ise “Ezeli Yol / Sanata Dharma” dedikleri inançları MÖ 2.000’e kadar uzanır. MÖ 1.500’lerde Hindistan’a gelen Ariler buradaki yerli halk Dravidyenler’le karışır/kaynaşır ve Hinduizm oluşur. Hindistan’da geçen, Rama’nın serüvenleri anlamına gelen Ramayana destanı vahiy/ilham sonucunda değil düşünülerek yazılmış olup; tanrı Vişnu’nun bedenlenmesi olan Rama’nın haksız yere sürgün edilmesi ve eşinin kötü kral Ravana tarafından kaçırılması ve kurtarılması, olağanüstü olaylar, efsaneler, insanın ahlakı/görevleri, Brahminler’in ayrıcalıkları gibi konular işlenir. Destanın ne zaman oluşmaya başladığı ve kim(ler) tarafından yazıldığı belli değildir: MÖ 4. yy ile MS 2. yy arasında yazıya derlendiği düşünülür. Vişnu amaçlarını / planlarını gerçekleştirmek için Rama’da bedenlenir ve Rama da ebedi kurtuluş için rol-model olur. Avatara, tanrı(lar)ın ve/veya metafizik varlıkların amaçlarını gerçekleştirmek için yeryüzüne inip insan/canlı formunda biçimlenmesi veya bedensel formlanmasıdır. Destanın sonrasında -bazen “tek tanrı” olarak ta görülen- Yüce Tanrı Vişnu, Ayodhya kralı Dasaratha’nın oğlu olarak Rama’da bedenlenip -yani Rama olarak doğup- ruhani/iyi varlıklara ve insanlara zarar veren kötü kral / şeytani varlık olan Ravana’yı yok eder.[7] İncil’de tanrının görüntüsü, öz görünümü ve oğlu olan İsa’nın[8] kötülükle savaşması ve mesih olarak gelip kötülüğü yeneceği durumu görüşüme göre Rama ve hikayesinin bir türevidir.
∼1.8 milyar inananıyla Müslümanlar ikinci sırada bulunurken ∼2.2 milyar inananıyla dünyada birinci sırada bulunan[9] Hıristiyan nüfusunun yaklaşık % 50’sini Katolik, % 30’unu Protestan, % 17’sini Ortodoks ve % 3’ünü de diğer gruplar oluşturmaktadır. Katolik kilisesi merkeziyetçi, dogmatik ve gelenekçidir. Ortodoksluk ise tek tip geleneğe karşı ılımlıdır. Protestanlık ise Katoliklik’e bir başkaldırı olup onu reddeder.[10] Katolik kilisesinin ruhani ve cismani liderliği olan Papalık makamı Katolikler’e göre Yeni Ahit’ten gelip ilahi, Ortodokslar’a göre ilahi olmayıp şerefli ve Protestanlar’a göre ise uydurma bir makamdır.[11]
Yeni Ahit’te “elçi” ve “peygamber” kelimeleri geçmektedir. Elçi: Türkçe’de el/il sözcüğü devlet, ülke, halk anlamına gelir; elçi kelimesi buradan türemiştir, elçi kelimesi haberci ve peygamber manasına da gelir. Elçinin Arapça karşılığı resuldür.[12] Peygamber; Farsça bir sözcüktür ve haber getiren anlamına gelir. Allah’tan vahiy alandır. Yüksek vasıflı kişidir. Eski Türkçe’deki karşılığı yalvaçtır. Ayrıca Kur’an’da peygamber anlatımı şu şekildedir: Haber veren/getiren olarak nebi, gönderilmiş kişi olarak resul ve mürsel olarak ayrılır: Nebi ve resul seçilmiş elçi anlamına gelmektedir. Kur’an’da ve hadislerde resul ve nebi aynı anlamda kullanılmıştır ve hepsi vahiy almıştır.[13]
___________________
[1] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 329).
[2] Ömer Faruk Harman, “Süleyman”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2010, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c38/c380040.pdf> Erişim: 6 Temmuz 2018, Cilt: 38, s. 56, 58. Ömer Faruk Harman, “Davud”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 1994, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c09/c090011.pdf> Erişim: 6 Temmuz 2018, Cilt: 9, s. 21.
[3] Salime Leyla Gürkan, “Zebur”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2013, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c44/c440115.pdf> Erişim: 5 Temmuz 2018, Cilt: 44, s. 172.
[4] Ömer Faruk Harman, “Musa”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2006, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c31/c310144.pdf> Erişim: 6 Temmuz 2018, Cilt: 31, s. 207.
[5] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 335).
[6] Faruk Aslan, “Keşmir’de Hz. İsa (AS) Efsanesi“, Karakutu Yayınları, Aralık 2006, Academia.edu, <https://www.academia.edu/1058939/Keşmirde_Hz._İsa_AS_Efsanesi> Erişim: 5 Temmuz 2018, (s.y.), linkte “bir tek”, “İsa’nın topraklarına”, “anlama geldiğini” ile başlayan sayfalar.
[7] Cemil Kutlutürk, “Hindu Dinî Geleneğinde Rama Avatarasının Örnekliği“, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 55, Sayı: 1, 2014, <http://ilahiyatdergi.ankara.edu.tr/files/2013/06/2-Rama-Avatarası.pdf> Erişim: Nisan 2018, s. 17-23. Ayrıca Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 203).
[8] Bu sayfada bk. 221. konu.
[9] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 319). (2015 yılının verileridir).
[10] Mehmet Aydın, “Hıristiyanlık”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 1998, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c17/c170180.pdf> Erişim: 5 Temmuz 2018, Cilt: 17, s. 354.
[11] Ahmet Hikmet Eroğlu, Mehmet Aydın, “Papalık”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2007, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c34/c340101.pdf> Erişim: 5 Temmuz 2018, Cilt: 34, s. 160, 161.
[12] Mehmet İpşirli, “Elçi”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 1995, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c11/c110002.pdf> Erişim: Nisan 2018, Cilt: 11, s. 3.
[13] Yusuf Şevki Yavuz, “Peygamber”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 2007, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c34/c340172.pdf> Erişim: Nisan 2018, Cilt: 34, s. 257-261.
___________________
[14] Richard Neave, Reuters, BBC, “The Real Face Of Jesus”, Mike Fillon, Popular Mechanics, 23 Ocak 2015, <https://www.popularmechanics.com/science/health/a234/1282186/> veya “Jesus Christ! Is that what he really looked like?”, Jon Austin, Express, 14 Aralık 2015, <https://www.express.co.uk/news/science/626779/JESUS-CHRIST-Is-that-what-he-really-looked-like> Erişimler: Şubat 2017.
[15] Donato Giancola, “1st Century Semitic Man”, Donato Arts, 2004, <http://www.donatoart.com/semitic.html> Erişim: Şubat 2017.
[16] David Gibson, Jody Gottlieb, Michael McKinley, (Yap.), “The Mystery of Jesus”, [TV Belgeseli], Sunucu: Liam Neeson, CNN Presents, 22 Şubat 2004, <https://archive.org/details/CNN_20091225_200000_CNN_Presents/start/120/end/180> bilgi için bk. “CNN Presents Examines ‘The Mystery of Jesus’”, Lauren Hammann, 5 Şubat 2004, <http://edition.cnn.com/services/presents.opk/jesus/cnnopk_immediaterelease_01.html> Erişimler: 6 Temmuz 2018.