HİNDUİZM’DE YOGA, MEDİTASYON, MANTRA, NAMASKAR; HİNDUİZM’DEN İSLAM’A ANTROPOLOJİK BENZERLİKLER: YOGA VE NAMASKARA’NIN İSLAM’A VE NAMAZ’A ETKİLERİ VD.
SİTE DİZİNİNDEKİ 197. KONU
Yoga’nın Kökeni ve Anlamı
Yoga kelimesi; Hint-Avrupa dil ailesindeki, Hint dilleri içindeki Sanskrit dilinden gelmektedir. Sanskritçe Jug (okunuşu Yug) sözcüğünden türetilmiştir. Yoga’nın anlamı “birleşme veya bütünleşme”dir. Yoga, Hinduizm dininin ibadet şeklidir. Yoga; insanın huzura ermesi, ruhun Tanrı’yla bütünleşmesi (Evrensel Ruh’la veya Üçleme Tanrılarla birleşmesi), bir Sadguru (Mürşid) rehberliğinde bağımlılıklardan kurtulma çabası, özgürleşme veya maddi âlemden evrensele varma amaçları adına yapılan derin düşünme ve sistemli vücut hareketleri olarak zihinsel ve bedensel aktivitelerdir. Yoga’da uygulanan fiziksel egzersizler, meditasyona (tefekküre) hazırlayıcı bir rol oynamaktadır. Yoga’yı uygulayan erkeklere Yogi, kadınlara ise Yogini denilir. Yoga görüşleri arasında Tanrılar bile Yogaya tabidir, düşüncesi kısmen vardır.
Yoga’nın çıkışı Hindistan’dır. Yoga, Hindistan’ın, resimsel anlatımlarla eski tarihlerine uzanmakta olup, ilk yazılı kayıtları MÖ 1500-1200 tarihleri arasındaki kutsal görülen Hindu kültündeki “Rig-Veda” yazıtlarında yer alır. Yoga amaçlarının düzenli olarak tam tarifi, MÖ 800-400 tarihleri arasında Hindu kültürü içindeki “Upanişad” yazıtlarında yer alır. Yanı sıra Hindu kültüründe MÖ 500-300 yılları arasında yazıldığı düşünülen ve Hindularca kutsal kabul edilen “Bhagavad-Gita” adlı kitapta Yoga konusu kapsamlıca ele alınmıştır. Bhagavad-Gita kitabı, Hindularca ve doğu felsefesine ilgi duyanlar için bir spiritüel başyapıt olarak nitelendirilir. Buna, Tanrı Vişnu’nun avatarı (görüntüsü) olan Krişna tarafından Arjuna’ya vahyettiği kitap olarak, inanılır. Krişna Arjuna’ya Yoga türlerini göstermektedir. Bu kitapta mitolojik öğeler az, mistik ve felsefik anlatımlar çoktur. Bhagavad-Gita; din ile yogayı iyice birleştirir, yoga konusunda Tanrı ve ruha değer verip, temele dini koymaktadır. Hindu filozofu Sri Aurobindo (1872-1950) “Beşeri varlığın ilahi kemali, amacımızdır. Yoga bizim için değil Tanrı içindir.” demektedir.
Yoga tekniklerinin sistemleştirilmesi MÖ 300-200 yıllarında Patanjali tarafından Yoga Sutraları adlı eserinde zihnin sukunete ve sonsuzluğa katılması için gereken “Sekiz Basamak”la yoga ifade edilmiştir. Patanjali yogayı Tanrı Şiva’dan almıştır. Patanjali Güney Hindistan’daki Tamil Nadu’da Şiva tapınağında hayatını geçirmiştir. Patanjali bir guruydu, gurular Hinduizm’in peygamberleridir veya şeyh ya da ustalarıdır. Sekiz basamakta şiddet, hırsızlık, açgözlülük yasaklanır, kişi nefsine hâkim olmalıdır, öz disiplin öğretimi -saflık, sadelik ve çalışma- hedeflenir, fiziksel hareketler -solunum kontrolü-, duyulardan arınma -yoğunlaşma, dikkati tek noktaya odaklama- ve benliği bulma gibi konu ve kuralları içerir.
Acemi yoga öğrencisi bir guruya ya da sadguruya bağlanır. Sadguru yeni öğrenciye Hinduizm-Yoga bilgilerini öğretir. Öğrenci de zamanla yükselir. Sadgurunun diğer isimleri; rehber, evliya, ermiş, mürşidi kâmil, öğretmen olarak tasvirlenir. Okul, ashram veya tarikatta bulunan guruların amacı; insanları karanlıktan ışığa çıkarmak ve bilinmezden bilinene giden yolda ona rehberlik etmektir.[26][27]
SİTE DİZİNİNDEKİ 198. KONU
Yoga ve Meditasyon’un İslam’a, Tasavvuf’a ve Nakşibendilik’e Aktarılması
Meditasyon kelimesi Latince “meditatio” yani “düşünmek” anlamına gelen sözcükten türemiştir. Meditasyon, bir hedefi gerçekleştirmek üzere belli bir süre üzerinde bilinçle ve derin düşünmek anlamına gelir. Meditasyon veya yoga Hinduizm ve Budizm çıkışlı olarak; Yahudilik/Musevilik, Taoizm, Hristiyanlık, Jainizm, İslam, Şihizm, Bahailik gibi birçok inanç ve felsefe görüşünde temel amaçta genelde aynı, uygulamalarda aynı veya farklı stiller olarak karşımıza çıkar. Bu kavramın çıkış noktası ise Hinduizm’deki “yoga”dır. Yoga Sanskritçe’dir, Arapça’daki karşılığı ise “rabıta”dır. Yoga Hinduizm’in mistik felsefelerinden ortaya çıkmıştır. Vedalara (MÖ ~1500-800), Brahmanlara (MÖ 800-600), Budizm’e (MÖ 563-günümüz) dayanır. Yoganın anlamı; insanın nefis terbiyesi adına derin düşünerek yaptığı bedensel, ruhsal ve düşünsel alıştırmalardır ki bu sayede onun ruhu, Tanrı ile bütünlenmiş olur veya ruhun kurtuluşa erdirilmesi yoludur. Kur’an’da dolaylı olarak, Hz. Muhammed’in hadislerinde doğrudan bir söylem olan “tefekkür” etraflıca ve derin düşünme anlamına gelir. (Meditasyon = Tefekkür = Dhyana = Samadhi)
“Sutra”lar yoga konularını da içerir. Sutranın sözlük anlamı “dizgin” demektir: Arapça’da “ayet” olarak tercüme edilir. Sutralar şu esasları kapsar; ahlaki yasalar ve inançları konu edinir, ibadetin yapılışı sırasındaki duruş şekilleri, solunum kontrolü, zihinsel hazırlık (dikkatin toplanması), vecd hali yani yoğunlaşma, dikkatin belirli bir yerde yoğunlaştırılması, maddi varlığın ötesindeki öz benliği yakalamak konularını içerir.
Yoganın etkileri, Tasavvuf ve Nakşibendî Tarikatı’nda kendisini göstermektedir. Budizm’de, Tanrı’nın / Allah’ın birliğine dair inanç düşüncesi çerçevesinde; genel olmamakla birlikte kısmen “Fizik-metafizik her şeyin zerresinde Tanrı vardır” söylemi, Panteizm olarak kendini gösterir. Yanı sıra Budizm “hoşgörü”yü de içinde barındırır. Panteizm Tasavvuf’ta “Vahdet-i Vücut”tur. Nitekim Mevlana, Yunus Emre, Ömer Hayyam gibi isimler bu görüşe sahiptirler.
Nakşibendîlik’in özelliklerinden “zikir”, rabıta şeklinde yogadan gelmektedir. Yoga içerisinde mevcut olan “pranayama” yani nefes kontrolü ve “asana” yani bedensel hareketler, Sufizm ve benzeri inançlarda zikir mahiyetinde zuhur etmiştir. Yani zikir, yogadan çıkmıştır!..
Budizm’de yoga sırasında tekrarlanan sözcüklere “mantra” denilir. Bunlara örnek olarak om-mara-rama, on-mani-padme-hum, ayn-hum vb. örnekler verilebilir. İslam’daki benzerliği ya da etkileşimi namaz sonrasında tespih çekilirken veya namaz kılınırken tekrarlanan ayetlerdir / sözcüklerdir!..[26][27][28]
SİTE DİZİNİNDEKİ 199. KONU
Mantralar ve Kelime-i Şehadet Benzeri Bir Cümle
Mantralar, İslam’dan önce eski Hindu kutsal metinlerde geçen, “tekrar edilerek içsel özgürlüğe ulaştırabilen sözcük veya ses”lerdir. Sözcükler Hindistan’ın Sanskritçe dilindedir: Hint kutsal metinlerini ve Hint Tanrılarının isimlerini içerir. Mantraların yoga esnasında tekrar edilmeleri, namazda tekrar edilen dualar -ayetler- gibi zorunludur. Mantralar ve dualar aynı anlama gelir. Mantraların; dua ve sihir gibi koruyucu, yaratıcı ve yapıcı güce sahip olduğu bilinir. Mantralar hece, kelime veya cümleden oluşabilir. “Om” ve “Aum” başlangıç mantrası görevi görür. “O” sonsuz hayat, “M” huzur verici gücü ifade eder. Mantralar; insanın kurtuluşunu içinde barındırdığı gibi, Tanrılara veya bir Tanrısal varlığa hitaben söylenir.
HareKrişna Mantrası; “Hare Krishna, hare Krishna Krishna Krishna, hare hare hare Rama, hare Rama, Rama, RamaRama hare hare”dir. Bunu söyleyen kişi ruhunun, ezeli şuur olan Tanrı Krişna ile dolacağına inanır.[26] Görüşüme göre bu cümle, İslam’ın 5 Şartı’ndan biri olan Kelime-i Şehadet ile benzerlik gösterir: “Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdûhü ve rasûlühû”. “İslam’ın 5 Şartı” veya “İmanın 5/6 şartı” şudur diye bir ifade Kur’an’da yazmaz: Lakin bu şartlarda söylenenler Kur’an’daki ayetlerde geçer.[29]
Hindular yoga dışında mantraları günlük hayatta da kullanmaktadır, Müslümanlar da namaz dışında bazı sözcük ve cümleleri kullanır. Hindular; dükkânı açarken işlerin iyi gitmesi için, öğrenciler ders çalışmaya başlamadan önce ve benzeri çeşitli sosyal faaliyetlerde mantraları kullanırlar.[26]
___________________
[26] Nasuh Günay, “Yoganın Mahiyeti ve Çeşitleri”, Süleyman Demirel Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 19, Şubat 2007, <http://isamveri.org/pdfdrg/D01535/2007_19/2007_19_GUNAYN.pdf> Erişim: Mayıs 2012, s. 51, 53-64, 67, 71-77. Ayrıca -yardımcı veya daha iyi kavranılması açısından- bk. Sarıkçıoğlu ags.de “Hint Dinleri” bölümü.
[27] Sabiha Betül, “Huzura Sekiz Adım: Yama-Niyama-Asana”, Doğal Yollarla İyileşme Yöntemleri ve Bilinçli Yaşam Derneği İktisadi İşletmesi Yayınları, Ankara, 1. Basım, Şubat 2011, <http://www.sabihabetul.com/media/huzura8.pdf> Erişim: Haziran 2017, s. 5-9.
[28] Ferit Aydın, “Ferid Aydın ile Tasavvuf Üzerine Röportaj”, Tevhid Dergisi, Röportaj: Ebu Hanzala, 6 Eylül 2016 <http://tevhiddergisi.net/makale/ferid-aydin-ile-tasavvuf-uzerine-roportaj> Erişim: Temmuz 2017.
[29] Yusuf Şevki Yavuz, “Âmentü”, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM), 1991, <http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c03/c030018.pdf> ET: Nisan 2018, Cilt: 3, s. 28.