MÖ 5.000 ve öncesine dayanan Hint-Avrupa adında bir kavmin ya da topluluğun varlığı söz konusudur. Bunlar “Ari”ler (Arianlar, Aryanlar, Aryalılar) olarak bilinir. Bu kavim MÖ 2300-1900 arasında; Yunanistan, Anadolu ve Mezopotomya’da yaklaşık 300 yerleşim yerini yağmaladı. Sonraki iki binyıllık süreçte Batı Avrupa’dan Hindistan’a kadar yayıldılar. Hint-Avrupalıların anavatanı Karadeniz’in kuzeyidir yani Karpatlar ile Kafkasya arasıdır. Bunlar MÖ 5. ve 3. binyılları arasında, anavatanlarında Tümülüs (Kurgan, Mezar) kültürünü geliştirdiler. Sonrasında bu kültür Avrupa, Anadolu ve Mezopotamya çevresinde yaygınlaştı.
Hint-Avrupa kavmi; göçebe, ataerkil ve barbar bir topluluktu. Gökyüzü ve Işık Tanrıları olan Dyaus veya Deiwos (Deus), sonrasında Zeus Tanrısına dönüştü. Tapınak yapmamışlardır, açık hava törenlerini tercih ediyorlardı. Tanrılara sunulan kurbanlar yakılırdı.[86] (Öyle ki bu kült; görüşüme göre Hinduizm’deki ölü yakma ritüelinin öncüsü olabilir.) Yazıyı yasaklamışlardır, sözlü aktarım vardır. Yaptıkları saldırılarla ve göçlerle; Hititleri, Hintlileri, İranlıları, Yunanlıları ve İtalikleri oluşturdular. Sonraki tarihlerde Cermenleri ve Baltık Slavlarını da ekleyebiliriz.
Bu kadim kavmin dinsel külliyatında; Tanrı-şeytan, sevap-günah ikilemlerine benzer; Tanrısal varlıkla yüklü ve olumlu olan – insanların dokunması yasak ve olumsuz olan; Hieros-hagios (Yunanca), Sacer-Sanctus (Latince), Spenta-Yaozdata (Avestaca) tarzında ikilemler mevcuttur. Örneğin; MÖ 2. binyılda Hintlilerin, Mitra (egemen iyi Tanrı) – Varuna (kötü hükümdar) ile sonraki tarihlerdeki Romalıların Romulus-Numa zıtlıkları mevcuttur. Yanı sıra; Hititçe, Yunanca, İranca, Ermenice gibi dillerde etimolojik olarak benzerlikler görülmektedir. Bu da, Hindistan’dan Avrupa’ya uzanan koridordaki, eski kültürlerin; Karadeniz’in kuzeyinden yayılan Hint-Avrupa kavminden gelerek ve gittikçe çeşitlenen bir kültür harmoniğine dönüştüğünü gösterir. Bu koridordaki diller ve mitolojik hikâyeler birbirine benzemektedir.
Hindistan’da bulunan az sayıdaki yerli, Ari istilası sonucunda Arileşmiştir: Sonrasında MÖ 1.500’lerde Hindistan din-kültür külliyatının bununla birleştirilmesi ile oluşan Hinduizm, Veda Dini filozoflarınca Rig Veda adlı din kitabının yazılması ile oluşturulmuştur ya da temellendirilmiştir.[86]
Sümer kelimesi, Sum-Ari kelimelerinden oluşur.[87] Yalnız bu isim Akadlar[88] (MÖ 2.400’lerde Sümere egemen olan Arabî devlet[89]) tarafından verilmiştir[88] (Görüşüme göre Sum, Sami yani Arap ya da semitik ırk anlamına geliyor olabilir.) Ari ise şerefli insan demektir.[87] Sümerler kendilerine “Kengeri”ler demekteydi. Gerek Sum-Ari olsun gerek “Keng-Ari” olsun “Ari” kelimesinin varlığı Sümerlerde görülür. Sümerler, Karadeniz’in kuzeyinden gelen Ariler’dir.[90]
Orta Asya’daki eski Türkler, gün kelimesine ‘küng’ derlerdi.[91] Görüşüme göre eğer keng ile küng aynıysa: Kengeri; günün şerefli insanı, güneşin insanı, ışığın insanı, ışıktan gelen vs. anlamlarına gelebilir.
___________________
[86] Eliade, age., s. 233-269.
[87] Gürsan, age., s. 29.
[88] Kılıç, agm., s. 125; Çelik, agk.
[89] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 129)
[90] bk. bu bölümde 152. Konu ve dipnot 88.
[91] Namık Kemal Zeybek, “Gönül Mimarları” [TV Programı], KRT TV, 2017. (Programın yayınlandığı tam tarih eklenecek.) (Bu cümleyi Eski Kültür Bakanı Zeybek programda aynen söyledi).