HARVARD ÜNİ.Sİ PROF. GÖNÜL TEKİN’DEN: ANTİK MEZOPOTAMYA İNANÇLARI VE GÜNÜMÜZE ETKİLERİ
SİTE DİZİNİNDEKİ 128. KONU
GİRİŞ
Ön Bilgi: Bu belgesel MÖ Mezopotamya’da yaşamış insanların günümüze kadar ulaşabilmiş etkilerini anlatmakta olup; yaklaşık MÖ 4000 ve 2000 tarihleri arasındaki Sümerler, ~MÖ 2500 ve 2000’deki Akadlar, ~MÖ 2000 ve 500’deki Babiller ve ~MÖ 1800 ve 600’deki Asurlar olarak Mezopotamya medeniyetleri içerisindeki; birbiri ile iç içe girmiş inanç külliyatı ve bu inançların devam etmesi ve de günümüz dinlerine aktarılması ile ilgilidir. Antik Mezopotomya’da çeşitli Tanrılar ve inançlar yaşamıştır, bu dinsel inanç kültlerinin ve ritüellerinin birçoğu günümüze kadar ulaşmıştır: Bunları anlayabilmek için tarihi ve dinleri okuyup dinsel antropoloji / benzetme yapmak gereklidir. Bu bölümde günümüzü en çok etkileyebilmiş Marduk ve İnanna Tanrılarının inanç kültlerinin günümüze yansıması üzerinde çoğunlukla durulacaktır.
Haritaları -mavi yerleri- hazırlayan: Alper Çadıroğlu
Marduk (diğer bir adıyla Tammuz); bitki-ağaç Tanrısı olarak bereket Tanrısıydı. Marduk başta babil şehrinin ağaç-bereket Tanrısı iken, semitik ırkların etkisiyle bazı şehirdeki Tanrılarla özdeşleşerek Tammuz ismiyle hem ağaç hem de güneşle ilişkilendirilmişti. Yanı sıra Marduk’tan önce ve sonra birçok şehirde birçok Tanrının olduğu söz konusudur. Marduk’un tarih sahnesine çıkışı MÖ 4000’lere kadar geri gitmektedir. Babil kulesinin 7. katından sonraki küçük oda, Marduk ile İnanna’nın evliliğinin yansıtıldığı mekândır.
İnanna, Sümerlerdeki Ay Tanrısı Nanna’nın kızı olan bir Tanrıçaydı. İnanna’nın farklı yüzleri vardı; fahişe olarak görüldüğü gibi, aynı zamanda savaş ve aşk Tanrıçasıydı. İnanna’nın sonraki medeniyetlerdeki dönüştüğü kopyaları ise; İştar, Astarte, Afrodit ve benzeri Tanrıçalardı.[1]
Tevrat ve Kur’an’daki Benzerliği-Analizi
Tevrat: Mısır’dan Çıkış 34:13 “Onların… Aşera putlarını keseceksiniz.”[2][3] {Görüşüme göre Tevrat’taki Aşera putu/ilahı, Astarte’nin türevidir; İ(ştar)-(As)t(ar)te-(Aşer)a isimlerindeki benzerlik zaten aşikardır.}
Kur’an: Kasas 38 Firavun dedi ki: ‘…bana yüksekçe bir kule inşa et, belki Musa’nın ilahına çıkarım…’[4]
Yer altı sularına ya da tatlı sulara hâkim olan Tanrı Enki, Marduk’un babasıdır: Hakiki Marduk da buradan çıkmaktaydı: Marduk aslında cennette babasının yanındadır. Marduk, Enki’nin çocuklarından birisiydi. Medeniyeti getiren Tanrı Enki’ydi. Marduk ve İnanna Tanrıları, Antik Mezopotamya medeniyetlerinin yüzlerce Tanrılarından sadece birkaçıydı. Ancak bu Tanrılar popüler olmuştu. Sümerlerde her şehirde bir baş Tanrı bulunmaktaydı.
Sümerlerde Tanrılar önce tabiat güçleriydi; yani topraktı, yağmurdu, şimşekti. Sonra bu güçlerle beraber; şimşek Tanrısı, rüzgar Tanrısı gibi Tanrılaştılar. Daha sonraki halklarla beraber de “Soyutlaşmaya” başladılar. Antik Mezopotomya’da tabiat güçleri olarak yerdeki Tanrılar, soyutlaşarak artık gökyüzüne yerleşmişti ve gökyüzü cisimleri ile ilişkilendirilmişti. Sümerlerin Eridu şehrindeki yani yerdeki Dilmun adındaki Cennet artık gökyüzüne çıkmıştı. Sümerler gökyüzündeki yıldızların hareketlerine göre kendilerini ayarlamışlardı. Takvimlerini, hayatlarını, bitki-yiyecek ve ekin-hasat gibi durumlarını bununla idare etmişlerdi. Sümerler gökyüzünü bir bahçe olarak düşünüp, çeşitli hayvanları parlayan yıldızlarla burçlar olarak nitelendirmişlerdi. Tanrılar da bunlarla ilişkiliydi: Her bir gök cisminde; parlayan yıldızda ya da gezegende yani burçta Tanrılar oturmaktaydı.
Tanrı’nın Cennet’te Âdem’i yaratması, sonrasında Havva’yı yaratması durumuna benzer bir hikâye Sümerlerde yer almaktadır. Ayrıca Sümerlerde Tufan hikâyesi detaylıca anlatılmaktadır. İnsanlar tarih sürecinde somut düşüncelerden soyutsallığa doğru ilerlemişlerdir. Antik Yakın Doğu’da, yazılı anlatımın olmasına rağmen, sözlü anlatım çok gelişmiştir. Mısırlılardaki gökbilimi; Sümerlerden çok sonra, Mısır’a göç eden Avrupalılar zamanlarında gelişmiştir.[1]
___________________
[1] Gönül Tekin, “Mitoloji ve Mezopotamya İnançları” [TV Programı], Haber Türk TV, Teke Tek Özel, 5 Nisan 2009, <https://youtu.be/HOpH0_JUIAw> ET: Ekim 2013. (Tekin’in, yaklaşık 4 saat süren programda söylediklerinin en önemli yerlerinin özet olarak yazılması ile oluşturulmuştur.)
[2] Tevrat, İncil ve Kur’an maddelerinin tamamı yazar tarafından eklenmiştir.
[3] “Kutsal Kitap: Eski ve Yeni Antlaşma (Tevrat, Zebur, İncil)”, Kitab-ı Mukaddes Şirketi, Yeni Yaşam Yayınları, Yeni Çeviri, İstanbul 2001-2009, <https://incil.info/kitaplistesi> veya <https://www.kitabimukaddes.com/kutsal-kitap-hakkinda-bilgilendirme-ve-tam-metni/> ET(ler): 2011-2018. (Tevrat maddeleri buradan alınmıştır.)
[4] “Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Anlamı: Meal ve Sözlük”, Meali Hazırlayan: Ali Bulaç, Bakış Yayınları, İstanbul 1985. (Kur’an maddeleri buradan alınmıştır.) (Bu meal Milli Eğitim Bakanlığı’nın 18.11.1985 tarih ve 2199 sayılı Tebliğler Dergisi’nde tavsiye edilmiştir.) (Bu meali seçmemin nedeni diğerleri gibi “anlam tercümesi” olmayıp “kelimesi kelimesine” tercüme ettiği içindir: Diyanet İşleri Başkanlığı meali de dahil diğer çoğu mealde Kur’an’da olmayan sonradan eklenen ve sonradan eklenildiğini belirtmeyen açıklama şeklindeki kelime, kelime grupları ve sözler vardır: Sonradan eklendiğini parantez içinde belirttiği için bu meali analizde daha uygun gördüm.)
SİTE DİZİNİNDEKİ 129. KONU
MEZOPOTAMYA İNANÇLARININ YAYILMASI
Çeşitli yayılma türlerine ek olarak; MÖ 2500’lerde Sami ırkından Araplar, Sümerlerin yaşadığı Mezopotomya’ya yerleşmeye başlarlar ve Sümerleri de içine alarak Akad Krallığı kurulmaya başlanır. Akad’lar, Sümer Tanrı ve inançlarının etkisi altında kalmıştır. Kendi Tanrıları ile Sümer Tanrılarını birleştirmişler ve aynılaştırmışlardır. Marduk bitki Tanrısı iken, bu dönemlerde Akadların Güneş Tanrısı ile birleşerek güneş Tanrısına da dönüşmüştür. Akad egemenliğini daha sonra Sümerler tekrar ele geçirmişlerdir. Akad ve Asur Krallıklarındaki Mezopotamya inanç külliyatı; Mezopotamya’dan MÖ 1800-1200 yıllarında Anadolu’da yaşamış Hititler eşliğinde Avrupa’ya ve deniz ticareti ile ilgilenen MÖ 1200’lerde Suriye’nin batısındaki deniz kıyılarında yaşamış Fenikelilerden Akdeniz’e ve Avrupa’ya aktarılırmıştır. Örneğin Sümer Tanrıçası İnanna Avrupa’da Afrodit olmuştur.[5]
SİTE DİZİNİNDEKİ 130. KONU
NOEL’İN/YILBAŞININ KÖKENİ
Noel ağaçları olan çam ağaçlarına her türlü süsler döşenmesi uygulaması, bitki Tanrısı olan Tammuz’un Ağacı’nın her türlü meyveyi taşımasından gelmektedir. Tammuz’un ağacı “Tree of Life”tır yani Yaşamın / Bilgeliğin Ağacı’dır. Tammuz; can veren ve yeşeren olarak nitelendirildiğinden, (İncil’de) İsa’nın ölülere can vermesi şeklindeki mucize hikâyeleri buraya dayanır.
Tammuz, sonbahar-kışın derin uykuya dalarak yer altına gider ve ilkbahara doğru dünyaya geri gelir. Tammuz bitki Tanrısı olduğundan ilkbahara doğru -ilkbahar gelmeden önce- dünyaya gelir ve toprağı canlandırarak, bitkilerin oluşmasını sağlar. Yer altından dünyaya 25 Aralıkta döner. 21 Aralıktan itibaren günlerin uzaması bu olayla ilişkilendirilir. Ayrıca, İsa’nin 25 Aralıkta doğması ile Noel olan Hristiyan bayramının kutlanması, milattan önceki insanların Tammuz’un 25 Aralıkta dünyaya dönmesi ile kutladığı bir gelenek sonucu oluşturulmuştur. Yani İsa 25 Aralıkta doğmamıştır, bu sadece eski geleneklere bir uyarlamadır. Bunun sebebi de, Hristiyanlar; Tammuz’un bu tarihteki gelişinin kutlandığı dini ayinleri maalesef engelleyememişlerdir. Sonucunda ise bu olayı İsa ile özdeşleştirerek, yaklaşık MS 3. ve 4. yüzyıllarda bu uyarlamayı yapmışlardır. Ayrıca Tammuz’un sonbahar-kışın derin uykuya dalıp yer altına inmesinden dolayı, insanlar üzülür / ağlar. Bu durum sonraki tarihlerde Yahudilerin Ağlama Duvarı geleneğine evrilmiştir.[5]
SİTE DİZİNİNDEKİ 131. KONU
HZ. MUSA VE ASASI
Hz. Musa’nın Asası ile Tammuz Ağacının İlişkisi şu şekildedir. Tammuz Ağacı Tanrıyı temsil ettiğinden, zaman içinde tapınakları yapan veya tapınaklardaki bu ağacı koruyan hükümdarlar da bu Tanrısal ağaç gibi görülmeye başlanmıştır. Çeşitli hükümdarların ve Musa’nın Asası ağaç dalını simgelemekte olup Tammuz’un Cennet Ağacı’ndan gelmektedir. Ağaçtan alınan bir dal da Tanrı kadar güçlüdür ve bu yüzden Musa’nın gittiği her yer yeşil olur.
Eski zamanlarda hükümdar aynı zamanda rahip ya da din büyüğüdür. Zaman ilerledikçe rahiplikle hükümdarlık ayrılmaktadır. Tanrılar, hükümdarlarla özdeşleşmektedirler. Tanrıların şehirlerinin adları aynı zamanda hükümdarların da adları olmaya başlamıştır. Örneğin: Ninurta Tanrısı ve Ninova şehri, Ninurta’dan gelen Nemrut Dağı ile Kral Nimrod. Sümerlerde hükümdarlar direkt Tanrı değil de Tanrının sembolü ve Tanrının seçtiği vekil olarak görülür. “Seçilmiş” bu hükümdarlar Tanrıça İnanna ile evlenebilir. Hristiyanlık’ta İsa’nın kilise ile evlenmesi bu olaya dayanır.[5]
Tevrat, İncil ve Kur’an’daki Benzerliği-Analizi
Tevrat: Yaratılış 49:10 “…Krallık asası Yahuda’nın elinden çıkmayacak, yönetim hep onun soyunda kalacak…”
Mısır’dan Çıkış (Kısaltma:[6] 4:14 RAB Musa’ya şunu dedi:) 4:17 “Bu değneği eline al, çünkü belirtileri onunla gerçekleştireceksin.” 7:10 Harun değneğini firavunla görevlilerinin önüne attı. Değnek yılan oluverdi. 7:20 Musa’yla Harun RAB’bin buyurduğu gibi yaptılar. (Özet:[6] 7:1-21 Musa ve Harun ne yaptıysa) 7:22 Mısırlı büyücüler de kendi büyüleriyle aynı şeyi[7] yaptılar.
15:25 … Rab ona bir ağaç parçası gösterdi. Musa onu suya atınca sular tatlı oldu.
17:9 Musa Yeşu’ya, “Adam seç, git Amalekliler’le savaş” dedi,” Yarın ben elimde Tanrı’nın değneğiyle tepenin üzerinde duracağım.”
İncil: (Özet: Matta 3:16,17 İncil’de İsa, Tanrı’nın Oğlu’dur.) İbraniler’e Mektup 1:6 …Tanrı… 8 Oğul için şöyle diyor: “Ey Tanrı, tahtın sonsuzluklar boyunca kalıcıdır, egemenliğinin asası adalet asasıdır.[8]
Kur’an: Taha 17 ‘Sağ elindeki nedir ey Musa?’ 18 Dedi ki: ‘O, benim asamdır… 19 Dedi ki: ‘Onu at, ey Musa.’ 20 …attı; (bir de ne görsün) o hemen hızla koşan (kocaman) bir yılan (oluvermiş). 21 Dedi ki: ‘Onu al ve korkma, biz onu ilk durumuna çevireceğiz.’ 66 …sihirlerinden dolayı ipleri ve asaları kendisine gerçekten koşuyormuş gibi göründü. 67 Musa, bu yüzden kendi içinde bir tür korku duymaya başladı.
___________________
[5] Tekin, agy.
[6] Tevrat ve İncil maddelerinde “( )” işaretleri arasındakiler; -uzunca yazılmaması ve/veya anlam kaybı olmaması için- değişiklik yapılmadan ve belirtilen madde(ler)den alınarak kısa ve özet şeklinde yazar tarafından yazılmış olup: Bunlar “Kısaltma”dır ve “Özet”tir tarzında işaretlendirilmiştir.
[7] Tevrat, İncil ve Kur’an maddelerinde -diğer dini inançlarla bağlantı/benzerlik kurulabilecek yerlerin ve/veya- önemli/anlamlı görülen söz ve/veya söz gruplarının altı çizilmiştir.
[8] “İncil (Müjde): İncil’İn Çağdaş Türkçe Çevirisi”, Kitab-ı Mukaddes Şirketi, Zirve Yayıncılık ve Dağıtım, Yeni Yaşam Yayınları, Acar Basım, Yeni Çeviri: 1987-1994-2001, İstanbul, 6. Basım: Temmuz 2008. (Bu İncil kitabında yazanların aynısına dipnot 3’teki -aynı- bağlantılardan ulaşabilirsiniz.)
SİTE DİZİNİNDEKİ 132. KONU
KUTSAL SU VE MEZARLARDAKİ SELVİ AĞAÇLARININ KÖKENİ
Tammuz Tanrısı, yer altı ve tatlı suların hâkimi olan Enki Tanrısının oğlu olduğu için, Tammuz tapınaklarında “kutsal su” olan bir havuz veya bir çeşme bulunur. Ayrıca tapınaklarda ölümsüzlüğü simgeleyen selvi ağacı da bulunur. Günümüz mezarlıklarına selvi ağacı dikimi buraya dayanır.[9]
Tevrat, İncil ve Kur’an’daki Benzerliği-Analizi
Tevrat: Çölde Sayım 5:16 “`Kâhin… 5:17 …toprak bir kabın içine kutsal su koyacak. …”
8:7 “Onları arındırmak için şöyle yapacaksın: Günahtan arındırma suyunu üzerlerine serp…”
19:9 “… İsrail topluluğu temizlenme suyu için bu külü saklayacak; bu, günahtan arınmak içindir.”
İncil: Yuhanna (Özet: 4:6-10 İsa, Yakup’un su kuyusunun yanına gelir, Samiriyeli bir kadından su ister, kadın İsa’nın Yahudi olmasından dolayı ona su vermek istemez. İsa ona şöyle der:) 4:10 … “Eğer sen Tanrı’nın armağanını ve sana, ‘Bana su ver, içeyim’ diyenin kim olduğunu bilseydin, sen O’ndan dilerdin, O da sana yaşam suyunu verirdi. 13 … Bu sudan her içen yine susayacak.” 14 Oysa benim vereceğim sudan içen sonsuza dek susamaz. Benim vereceğim su, içende sonsuz yaşam için fışkıran bir pınar olacak.”
Vahiy 7:17 Çünkü tahtın ortasında olan Kuzu onları güdecek Ve yaşam sularının pınarlarına götürecek. Tanrı gözlerinden bütün yaşları silecek.”
Vahiy 16:5 Sulardan sorumlu meleğin şöyle dediğini işittim…
Kur’an: Nisa 57 İman edip salih amellerde bulunanları, altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız.
Zuhruf 51 Firavun… dedi ki: ‘Ey kavmim, Mısır’ın mülkü ve şu altımda akmakta olan nehirler benim değil mi? Yine de görmeyecek misiniz?’
İnsan 5 Şüphesiz ki iyiler (ebrar), karışımı kafur olan bir kadehten içerler. 6 Allah’ın kullarının kendisinden içtikleri bir kaynak; onu fışkırttıkça fışkırtıp akıtırlar.
Mutaffifin 25 Onlara mühürlü, katıksız bir şaraptan içirilir. 26 Ki sonu misktir. Şu halde yarışmak isteyenler, bunun için yarışsınlar. 27 Onun karışımı ‘tesnim*’dendir. 28 Bir kaynak ki, yakınlaştırılmış (mukarreb) olanlar ondan içer. (Tesnim: Yüksek bir yerden akan cennet çeşmesi[10])
Misk: Çeşitli hayvanlardan elde edilen güzel kokulu bir maddedir. Misk kelimesi, Sanskritçe “Muska”dan gelir: Türkçe’deki “mis gibi” sözü de… | Benzer: Tesnim ile Enki’nin Kutsal Suyu.
___________________
[9] Tekin, agy.
[10] Tevrat, İncil ve Kur’an maddelerinde bazı sözler “*” ile işaretlenmiş ve sonunda da “( )” işaretleri içerisinde -sonradan ek olarak, neyin ne anlama geldiğini göstermek için- belirli terim / söz tanımlamaları veya açıklamalar yapılmıştır: Bunlar yazar tarafından değil kullanılan Tevrat ve İncil kaynaklarındaki açıklamalar olup buralardan alınmıştır.
SİTE DİZİNİNDEKİ 133. KONU
TIPTAKİ YILAN SEMBOLÜNÜN KÖKENİ
Ağaç Tanrısı olan Tammuz’un sembollerinden biri de yılandır: Sembolde iki yılan birbirine kıvrılmış şekilde bulunur. Tammuz’un iyileştirici özelliğini taşıyan bu sembol, günümüzde tıbbın sembolü olarak kullanılmaktadır.[11]
SİTE DİZİNİNDEKİ 134. KONU
KARTAL SEMBOLÜNÜN KÖKENİ
Tammuz Tanrısının sembollerinden birisi de Güneş’tir. Batmayan yıldız olan Sirius Yıldızı’yla ilişkili olarak Güneş’in sembollerinden biri de Kartal’dır. Bu sembol ilerleyen süreçlerde çeşitli bayraklara amblem olmuştur.[11]
Tevrat ve İncil’deki Benzerliği-Analizi
Tevrat: Mısır’dan Çıkış 19:3 Musa Tanrı’nın huzuruna çıktı. RAB dağdan kendisine seslendi… 19:4 “Mısırlılar’a ne yaptığımı, sizi nasıl kartal kanatları üzerinde taşıyarak yanıma getirdiğimi gördünüz.”
İncil: Vahiy 8:13 …bir kartal gördüm …şöyle bağırdığını işittim: “…yeryüzünde yaşayanların…”
SİTE DİZİNİNDEKİ 135. KONU
HZ. İBRAHİM
İbrahim bir tapınak rahibinin oğlu olarak doğup, günümüz güney Irak’ta bulunan Sümer’deki Ur şehrinde yaşamıştır. Babası çok bilgili ve gökyüzünü iyi bilmekteydi. İbrahim’in bilgisi babasından gelmektedir. Babası ve ailesi ile Ur şehrinden Türkiye’deki Urfa şehrine göç etmişlerdir.[11]
Tevrat ve İncil’deki Analizi
Tevrat: Yaratılış 11:31 Terah, oğlu Avram’ı (İbrahim’i+)… yanına aldı. Kenan ülkesine gitmek üzere Kildaniler’in Ur Kenti’nden ayrıldılar. Harran’a gidip oraya yerleştiler. [(Özet: Yaratılış 17:1,3,4 Tanrı Avram’a göründü ve şunu dedi:) 17:5 “Artık adın Avram değil, İbrahim olacak. Çünkü seni birçok ulusun babası yapacağım.”]
İncil: Elçilerin İşleri 7:4 “Bunun üzerine İbrahim Kildaniler’in* [Sümer-Ur, Güney Irak] ülkesini bırakıp Harran’a [Anadolu-Urfa] yerleşti. …sonra da Tanrı onu … sizin yaşadığınız bu ülkeye [Kudüs ve çevresine] getirdi.” (Kildaniler: Kuzey Arabistan’da yaşamış olan Sami ırkından yarı göçebe bir halk. Sonraları Güney Mezopotamya’nın Ur kenti çevresine yerleştiler. Yeni-Babil İmparatorluğu’nu (MÖ 626-539) yöneten krallar bu halktandı. Daniel Kitabı’nda “yıldızbilimciler” diye çevrilen “Kildaniler” sözcüğü İbranice’de ve Aramice’de bir büyücü topluluğu anlamına da geliyor.) (Yazardan not: “…bu ülke” İncil’i okuduğumuzda Kudüs’tür.)
SİTE DİZİNİNDEKİ 136. KONU
HZ. SÜLEYMAN’IN TAPINAĞI VE ŞİİRSEL ANLATIMI
Süleyman’ın MÖ 1000’lerde yaptırdığı Kudüs Tapınağı içerisinde: Marduk ve Enki ile ilgili olarak; Ağaç, Su ve Havuz kutsal olarak bulunmaktaydı. Tevrat’ta Süleyman’ın aktardığı bazı şiirler, Sümer metinlerinde geçen Marduk ile İnanna aşkının şiirsel anlatımına benzemektedir.[11]
___________________
[11] Tekin, agy.
___________________
[12] Bu sitedeki yazıma bk. (10, 11 ve 12. dipnot)
SİTE DİZİNİNDEKİ 137. KONU
DOMUZ ETİ NEDEN YASAK OLABİLİR!
Tammuz ve İnanna’nın bizon ve domuz tarafından öldürülmesiyle ilişkili olarak; sıcak günlerde domuz etinin dayanamaması; ekonomide ve ticarette domuzların, koyunlar gibi yürüyememesi göç edememesi; Ölüm Tanrısı Nergal’in timsalinin domuz olması ile bağlantılı olarak, İslam dininde domuzlar yasaklanmış olabilir.[13]
SİTE DİZİNİNDEKİ 138. KONU
HIDIRELLEZ’İN KÖKENİ
Güneş Tanrısı olan İlyos ya da İlyas, bereket Tanrısı Tammuz ile birleşerek; Hızır-İlyas olarak baharın gelmesi şeklinde kutlanılmaktaydı ve bu günümüzde Hıdırellez ismiyle kutlanılmaya devam edilmektedir. Tammuz bir Tanrı olarak; MS 10. yüzyıla kadar gelebilmiştir, varlığını sürdürebilmiştir.[13]
SİTE DİZİNİNDEKİ 139. KONU
TEKTANRILILIĞA GEÇİŞ
MÖ 1500-1000’li tarihlere gelinen dönemlerde; bazı şehirlerdeki çeşitli Tanrıların güçleri bir noktada birleşmeye başlamıştı. Tanrılardaki; ateş, rüzgâr ve diğer güçler Marduk Tanrısında yavaş yavaş birleşmişti ve o artık tek Tanrı gibiydi. İlerleyen süreçlerde bundan etkilenen Yahudiler de tek Tanrılarını oluşturuyorlardı.[13]
SİTE DİZİNİNDEKİ 140. KONU
SÜMERLERDEKİ 60’LIK SİSTEM VE İLAH
Sümerlerin matematiğinde ondalık sistem yoktu, altmışlık sistem vardı, yani 60 tane rakam vardı. Enlil, Anu gibi büyük Tanrılar 60 sayısı ile sembolize edilirdi. Ay Tanrısı 30 sayısı ile ifade edilirdi, sebebi de yaptıkları hesaplardaki bir ayın yaklaşık 30 gün olmasından kaynaklanıyordu. Güneş ile Ay arasında 36 tane Tanrısal yıldızın olmasından ötürü, İlmukah ile bağlantılı olan İlah sözcüğünün ebced hesabıyla 36’ya denk düşmesiyle ilgili olarak Ay Tanrısı İslamiyet’e İlah-Allah şeklinde geçmişti.[13]
SİTE DİZİNİNDEKİ 141. KONU
SÜNNET, KRONOMETRE, KEDİ VD.
Maddeler halinde şu bilgileri verecek olursak: Eski zamanlarda Tanrı adına yapılan -yani Tanrıların insanlara bereket/mutluluk getirmesi adına yapılan- fahişelik uygun ve önemli görülürdü. Sünnet geleneği Antik Mısır’dan çıkmış bir uygulamadır. Temmuz ayı, domuz kelimesinden gelmektedir. Yunanlardaki zaman Tanrısı Kronos, günümüze Kronometre olarak aktarılmıştır. Mısır’daki Bes denilen Tanrının karanlıklara kedi şeklinde inmesinden ötürü, kedinin kutsal olarak görülmesi Mısır çıkışlıdır: Hz. Muhammed’in kedi şefkatinde bunun etkisi vardır.[13]
Tevrat ve İncil’deki Benzerliği-Analizi
Tevrat: Yaratılış 17:11 Sünnet olmalısınız. Sünnet aramızdaki antlaşmanın belirtisi olacak.
Mısır’dan Çıkış 12:48 Yanınızdaki yabancı bir konuk Rab’bin Fısıh Bayramı’nı kutlamak isterse, önce evindeki bütün erkekler sünnet edilmeli; sonra yerel halktan biri gibi İsrail halkına katılıp bayramı kutlayabilir. Ama sünnetsiz biri Fısıh etini yemeyecektir.
İncil: Elçilerin İşleri 7:8 “…Tanrı onunla, sünnete dayalı antlaşmayı yaptı. Böylelikle İbrahim, İshak’ın babası oldu ve onu sekiz günlükken sünnet etti.”
SİTE DİZİNİNDEKİ 142. KONU
ALLAT-KAAB TAPIMI KABE VE HACER-ÜL ESVED’İN KÖKENİ Mİ (?)
Tanrılar ve Tanrıçalar ilerleyen süreçlerde çeşitli toplumlarda başka bir şekle bürünerek karşımıza çıkmaktadır. MÖ 100 ile MS 400 tarihleri arasında, Ürdün ve çevresinde bir devlet kurmuş olan Nebatiler; İran, Babil ve Roma’nın inanç anlayışlarını barındırmaktaydılar. Buradaki asma ve şarap Tanrısı olan Dusares’in karşısında, Sümer Tanrıçası İnanna’nın veya İştar’ın bir başka görüntüsü olarak Tanrıça “Allat” bulunmaktaydı. Allat Kur’an’da da geçmektedir. Allat Tanrıçasının başka bir adı da Kaab’dır. Allat veya Kaab’ın tapınılan sembolü siyah bir taştır. Bu inanç ile İslam’daki Kabe-Hacerül Esved inancı neredeyse birebir benzerlik gösterir.[13]
SİTE DİZİNİNDEKİ 143. KONU
ÇOBAN
MÖ 4000-3500’lerde büyük baş hayvanların bulunduğu toplumlarda Marduk ya da diğer bir ismiyle Tammuz vahşi bir öküzdür/boğadır: Koyun gibi küçükbaş hayvanların bulunduğu toplumlarda ise Tammuz bir “Çoban” olarak tasvirlenir. Güneş’in öküzü sürmesi ile aylar, ekin-hasat gibi durumlar oluşur. Tammuz’un annesi de vahşi bir inekle sembolize edilir. Hindular bu tarihlerden sonra MÖ 1000’lerde inek sembolizasyonunu kullanmaya başlamışlardır. Tammuz’un hem görünür hem de görünmez özellikleri vardır.
Bir Sümer tablet yazısında şu geçmektedir: “Ey Enlil, değerli çoban, daima harekette, büyük soluk alanların güden çobanı, prensliğini var etti. Nusku’(yu) … bütün emirlerini yerine getirmeye onu görevlendirdi. …bütün kutsal kanunları ona emanet et.”[13] (Hava Tanrısı Enlil’in babası -gök ve baş tanrı- Anu’dur, annesi -yer tanrıçası- Antu’dur, erkek kardeşi ise -bilgelik ve su tanrısı- Enki’dir.[14])
Tevrat ve İncil’deki Benzerliği-Analizi
Tevrat: Yaratılış 4:2 … Habil çoban oldu, Kayin ise çiftçi.
(Kısaltma: 48:2,15 ve/veya 33:28 Yakup veya diğer ismi İsrail şöyle dedi:) 48:15 … “Bugüne dek yaşamım boyunca bana çobanlık eden Tanrı…”
İncil: Matta 15:24 İsa, “Ben yalnız İsrail halkının kaybolmuş koyunlarına gönderildim…”
Yuhanna 10:7 …İsa… 11 “Ben iyi çobanım. İyi çoban koyunları uğruna canını verir.”
İbraniler’e Mektup 13:20 …Tanrı, koyunların büyük Çobanı’nı, Rabbimiz İsa’yı…
Tevrat: Çölde Sayım 23:22 Tanrı onları Mısır’dan çıkardı, O’nun yaban öküzü gibi gücü var.
Yasa’nın Tekrarı 33:1 …Musa… 33:13 Yusuf için de şöyle dedi: 33:17 “İlk doğan bir boğa kadar görkemlidir o; boynuzları yaban öküzünün boynuzları gibidir. Bu boynuzlarla ulusları, yeryüzünün dört bucağındaki ulusları yaralayacak.”
___________________
[13] Tekin, agy.
[14] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 153)
SİTE DİZİNİNDEKİ 144. KONU
BUZAĞI OLAYI’NIN ANALİZİ (EK)
Tevrat: Yasa’nın Tekrarı 9:16 “Tanrınız Rab’be karşı günah işlediğinizi gördüm. Kendinize buzağıya benzer bir dökme put yapmıştınız. Rab’bin size buyurduğu yoldan hemen sapmıştınız.”
İncil: Elçilerin İşleri 7:40 Harun’a, ‘Bize öncülük edecek ilahlar yap’ dediler. ‘Çünkü bizi Mısır’dan çıkaran o Musa’ya ne oldu bilmiyoruz!’ 41 Ve o günlerde buzağı biçiminde bir put yapıp ona kurban sundular. Kendi elleriyle yaptıkları bu put için bir şenlik düzenlediler. 42 Bu yüzden Tanrı onlardan yüz çevirip onları göksel cisimlere kulluk etmeye terk etti. Peygamberlerin kitabında yazılmış olduğu gibi: ‘Ey İsrail halkı, Çölde kırk yıl boyunca Bana mı sunular, kurbanlar sundunuz? 43 Siz Molek’in çadırını Ve ilahınız Refan’ın* yıldızını taşıdınız. Tapınmak için yaptığınız putlardı bunlar. Bu yüzden sizi Babil’in ötesine süreceğim.’ (“Refan”: Refan ya da Remfan, Satürn gezegeniyle ilgili olan ve eski çağlarda bazı Filistinli halkların taptığı bir ilahtı.)
Tevrat’tan önce, Marduk’un veya bazı tanrıların simgesi “boğa”ydı: Boğanın yavrusuna “buzağı” denir: Görüşüme göre simgesi boğa olan tanrının, dünyadaki görüntüsü, gölgesi buzağı şeklinde olabilir: Bu kavramı İncil’deki Baba ve Oğul olan Tanrı Elohi ve Oğlu İsa’ya uyarlayabiliriz belki: Ayrıca Tevrat’ta Tanrı Yahve ve Musa için de yine bu kavramın tez, antitez ve sentez babında farklı yorumlanması söz konusu olabilir.
Seçilmiş büyükbaş ve küçükbaş hayvanların tanımı nedir? Bunlar dini inançlarda çokça karşımıza çıktığından bu tanımların verilmesi uygun görüldü. Sığır: Geviş getirenlerden, boynuzlu büyükbaş evcil hayvanların genel adı. Boğa: Damızlık erkek sığır. Damızlık: Yalnız dölü alınmak için yetiştirilen yüksek nitelikli (hayvan). Öküz: Çift sürmekte, kağnı çekmekte kullanılan, etinden yararlanılan, iğdiş edilmiş -kısırlaştırılmış- erkek sığır. İnek: Dişi sığır. Dana: İneğin, sütten kesildikten sonra bir yaşına kadar olan yavrusu. Düve: Boğaya gelmemiş 1-2 yaşında dişi sığır. Tosun: Danalıktan yeni çıkmış genç boğa. Buzağı: Yeni doğmuş, ana sütüyle beslenen sığır yavrusu. Çoban: Koyun ve keçi sürülerini otlatan kimse. Davar: Koyun ve keçiye verilen ortak ad. Koyun: 1. Geviş getirenlerden, eti, sütü, yapağısı ve derisi için yetiştirilen evcil hayvan. 2. Verilen buyruklara uyan, kendi kişiliğini gösteremeyen kimse. Koç: Damızlık erkek koyun. Marya: Beş yaşından büyük veya damızlık dışı bırakılmış dişi koyun.[15] (Ayrıca dişi kuzu 2 yaşını geçtikten sonra ona koyun da denir.[16]) Kuzu: Koyun yavrusu. Keçi: 1. Geviş getirenlerden, eti, sütü, derisi ve kılı için yetiştirilen, memeli dişi hayvan. 2. İnatçı. Teke: 1. Erkek keçi. 2. Tüylü devenin erkeği ile tek hörgüçlü dişi devenin geriye melezlenmesinden elde edilen bir tür deve. Oğlak: Keçi yavrusu.[15]
___________________
[15] TDK: Türk Dil Kurumu, Güncel Türkçe Sözlük, -bahsi geçen kelimeleri arayınız- <http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts> ET: Ekim 2013.
[16] T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, “Hayvancılık“, <http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/TR,81047/hayvancilik.html> ET: Mart 2018.
SİTE DİZİNİNDEKİ 145. KONU
ADONİS VE ASTARTE’NİN AŞKINDAN OLUŞAN KIRMIZI GÜLLERİN AŞKI TEMSİL ETMESİ
Yaklaşık MÖ 2000-1500 tarihlerinde, Fenikelilerdeki bitki Tanrısı Adonis’in öldüğünü gören Tanrıça Astarte, güllerin bulunduğu dikenli çalılıklar arasından vücudunu yaralayarak aşkı Adonis’e koşar, bu arada dökülen kanlar gülleri kırmızı yapar. Kırmızı gülün aşkı sembolize etmesinin sebebi budur. İlerleyen süreçlerde Leyla-Mecnun aşkı ve Avrupa’daki Romeo-Juliet hikâyesi de bu kaynaktan çıkmadır. Yani Marduk ile İnanna aşkı; Fenikelilerde Adonis ile Astarte’ye, Orta Doğu’da Leyla ile Mecnun’a ve Avrupa’da Romeo ve Juliet’e dönüşmüştür / evrilmiştir / imite edilmiştir.[17]
SİTE DİZİNİNDEKİ 146. KONU
TANRILARDAN PEYGAMBERLERE-MELEKLERE DÖNÜŞÜM VE 12 SAYISI
Enki, Marduk gibi Tanrıların özelliklerinden biri de güçlükleri sihirle-büyüyle yenen Tanrılar olmalarıdır. Çoktanrılı dinlerdeki Tanrılar; tekTanrılı dinlerde peygamber, evliya, cin veya melek şekline dönüşmüşlerdir. Örneğin Enki Tanrısının İdris peygambere dönüştüğü tespit edilmiştir. Enki medeniyeti getirme ile ilişkilidir, İdris de usta bir terzi olduğundan medeniyetle ilişkilendirilmiştir. Sıcak yaz güneşi olan yer altına insanları götüren Ölüm Tanrısı Nergal, Azrail’e dönüşmüştür. Yanı sıra, yıldızlarda veya yıldızlar arasında oturan Tanrılar yani burçlardaki Tanrılar; Sümerlerde 12 Burç kavramını oluşturur. Bu kavram; İsa’nın 12 havarisine ve İslam’daki 12 İmam kavramına evrilmiştir.[17]
Tevrat, İncil ve Kur’an’daki Benzerliği-Analizi
Tevrat: Çölde Sayım 23:23 Yakup soyuna yapılan büyü tutmaz; İsrail’e karşı falcılık etkili olmaz.
İncil: Vahiy 9:11 Başlarında kral olarak dipsiz derinliklerin meleği vardı. Bu meleğin… Grekçe adıysa Apolyon’dur*. (Apolyon: Bir Antik Yunan tanrısıdır.)
Pavlus’tan Korintliler’e Birinci Mektup 10:10 Kimileri gibi de söylenip durmayın. Söylenenleri ölüm meleği öldürdü.
Kur’an: Fatır 1 Hamd… ikişer, üçer ve dörder kanatlı melekleri elçiler kılan Allah’ındır…
___________________
[17] Tekin, agy.
BÖLÜM SONU GÖRSELLER
TEVRAT, İNCİL ve KUR’AN’DAN SEÇMELER
SİTE DİZİNİNDEKİ 147. KONU
TEVRAT, İNCİL VE KUR’AN’DA CANAVARLAR VE MELEKLER
Tevrat: Yaratılış 6:2 İlahi varlıklar* insan kızlarının güzelliğini görünce beğendikleriyle evlendiler. (“İlahi varlıklar”: İbranice “Tanrı oğulları”. Bunların melek ya da Şit soyundan gelen insanlar olduğu sanılıyor.) 6:4 İlahi varlıkların insan kızlarıyla evlenip çocuk sahibi oldukları günlerde ve daha sonra yeryüzünde Nefiller* vardı. Bunlar eski çağ kahramanları, ünlü kişilerdi. (“Nefiller”: İbranice sözcük “Düşmüş kişiler” anlamına gelir. Septuaginta bunu “Devler” diye çevirir.)
19:1 İki melek akşamleyin Sodom’a vardılar. Lut… Onları görür görmez… Yere kapanarak, 19:2 “Efendilerim” dedi, “Kulunuzun evine buyurun. Ayaklarınızı yıkayın, geceyi bizde geçirin. Sonra erkenden kalkıp yolunuza devam edersiniz.” Melekler, “Olmaz” dediler, “Geceyi kent meydanında geçireceğiz.”
Mısır’dan Çıkış 12:13 “… Mısır’ı cezalandırırken ölüm saçan size hiçbir zarar vermeyecek.”
İncil: Pavlus’tan Timoteos’a Birinci Mektup 4:10 …umudumuzu… iman edenlerin Kurtarıcısı olan diri Tanrı’ya bağladık. İbraniler’e Mektup 2:14 Bu çocuklar etten ve kandan oldukları için İsa, ölüm gücüne sahip olanı, yani İblis’i, ölüm aracılığıyla etkisiz kılmak üzere onlarla aynı insan yapısını aldı. {Görüşüme göre Marduk’un türevi Baal İncil’de Beliyal’e yani İblis’e dönüşmüş olabilir: İncil, eski ve güçlü bir inanç olan Marduk inancını bitirebilmek için; Marduk’u Şeytan yapmış olabilir.}
Yahuda’nın Mektubu 9 …Başmelek Mikail… İblis’le çekişip tartışırken…
Vahiy 11:7 …dipsiz derinliklerden çıkan canavar onlarla savaşacak…
Kur’an: Enam 61 … Sonunda sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, elçilerimiz onun ‘hayatına son verirler.’ Onlar (bu işte, ne eksik ne fazla) kusur etmezler.[18]
___________________
[18] Bu bölüm üstteki bölümle bağlantılı olduğundan onun hemen altına alınmıştır. Üstteki bölümdeki gibi yine Tevrat, İncil ve Kur’an maddeleri yazar tarafından eklenmiştir.
SİTE DİZİNİNDEKİ 148. KONU
TEVRAT, İNCİL ve KUR’AN’DA “SAĞ” KAVRAMI: NEDEN “SAĞ OL” DERİZ? DİNLERDE “SAĞ EL” KAVRAMI
Aslında bunun kökeni yani “sağ ol” deyiminin kökeni, insan türünün oluşumunun başına kadar gider. İnsanların alet yaparak geliştirdikleri sol beyin sayesinde sağ el kullanımı yaygınlaşarak günümüze kadar gelir. (Sol beyin sağ eli/ayağı, sağ beyin ise sol eli/ayağı yönetir. Sol beyin analizci-matematikçi alet yapımı ile ilgilidir, sağ ise duygusal, sanatsaldır.) Dünyada %95± oranında sağ el kullanımı vardır, bu yüzden sağ güçlü taraftır. Çoktanrılı dinlerde de geçmekle beraber Semavi Dinler’de de geçer. (Semavi Dinler’den kasıt Musevilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet’tir: Çünkü bunlar -da- semavi -ya da göksel- dinler kategorisine girer.)
Tevrat’ta “sağ” fazlaca geçer ve önemlidir. İncil’de: İsa’nın sağındakiler kurtulan, solundakiler ise kaybedenlerdir. Ayrıca yine İncil’de: İsa, Tanrı Elohi’nin sağında durur. Manihanizm (MS 200-300 İran dini) dininin kutsal kitabında da şu anlatım mevcuttur: Dünyada Son ışık parçacıkları (ruhlar) kaldığında büyük bir savaş olacak ve İsa Mesih gelip, iyiyi ve kötüyü ayıracaktır. İsa’nın sağında iyilikler ve Maniheistler yer alır ki burası kazanan taraftır, solunda da günahkârlar yer alır bunlar ise cehenneme atılır. Kur’an’da “sağ” kavramı; yücelik, büyüklük vb. olarak aynı anlamlara gelir.[19]
Şimdi “sağ”ın Tevrat, İncil ve Kur’an’daki yazımlarına bakalım. (İnsanlar arasındaki Sağcı ve Solcu söylemleri de -temelde- buradan kaynaklanıyor olsa gerek.)
Tevrat: Yaratılış 35:18 … Babası ise çocuğa Benyamin* adını verdi. (“Ben-Oni”: “Kederimin oğlu”, “Benyamin”: “Sağ elimin oğlu” anlamına gelir.)
Mısır’dan Çıkış 15:6 “Senin sağ elin, ya Rab, Senin sağ elin korkunç güce sahiptir. Altında düşmanlar kırılır.
Yasa’nın Tekrarı 33:2 … “Rab Sina Dağı’ndan geldi… sağ elinde halkı için alev alev yanan ateş vardı.”
İncil: Luka 1:9 …Rab’bin Tapınağı’n(d)a… 11 …Rab’bin bir meleği buhur sunağının sağında durup Zekeriya’ya göründü.
Matta 25:31 “İnsanoğlu kendi görkemi içinde bütün melekleriyle birlikte gelince, görkemli tahtına oturacak. 33 Koyunları sağına, keçileri soluna alacak. 34 “O zaman Kral, sağındaki kişilere, ‘Sizler, Babam’ın kutsadıkları, gelin!’ diyecek. ‘Dünya kurulduğundan beri sizin için hazırlanmış olan egemenliği miras alın! 41 “Sonra solundakilere şöyle diyecek: ‘Ey lanetliler, çekilin önümden! İblis’le melekleri için hazırlanmış sönmez ateşe gidin! 46 “Bunlar sonsuz azaba, doğrular ise sonsuz yaşama gidecekler.”
Matta (Özet: 26:57,59,63 İsa tutuklanıp Yüksek Kurul’un önündeyken başkahin O’na sorar: “Yaşayan Tanrı’nın Oğlu Mesih sen misin?”) 26:64 İsa, “Söylediğin gibidir” karşılığını verdi. “Üstelik size şunu söyleyeyim, bundan sonra İnsanoğlu’nun, Kudretli Olan’ın sağında oturduğunu ve göğün bulutları üzerinde geldiğini göreceksiniz.”
Markos 16:19 Rab İsa, onlara bu sözleri söyledikten sonra göğe alındı ve Tanrı’nın sağında oturdu.
Petrus’un Birinci Mektubu 3:22 Göğe çıkmış olan Mesih, Tanrı’nın sağındadır. Bütün melekler, yetkiler ve güçler O’na bağlı kılınmıştır.
Vahiy (Özet: 1,2,3,10-13,17,18 İsa öldükten sonra İsa’dan vahiy alan Yuhanna, İsa’yı gördüğünde şunu diyor:) 1:16 Sağ elinde yedi yıldız vardı. Ağzından iki ağızlı keskin bir kılıç uzanıyordu. Yüzü bütün gücüyle parlayan güneş gibiydi.
(Özet: 1:1,2 Yuhanna 4:1,2 vahiy aldığı sırada göğe çıkıp gökte gördüklerini anlatırken:) 5:1 Tahtta oturanın (Kısaltma: 4:9-11 yani Tanrı’nın) sağ elinde iki yanı da yazılı, yedi mühürle mühürlenmiş bir tomar gördüm.
Kur’an: İsra 71 Her insan-grubunu imamlarıyla çağıracağımız gün, artık kimin kitabı sağ eline verilirse, onlar kitaplarını okuyacaklar ve bir ‘hurma çekirdeğindeki iplikçik kadar’ bile haksızlığa uğratılmazlar.
Meryem 52 Ona, Tur’un sağ yanından seslendik ve onu (kendisiyle) gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık.
Zümer 67 Onlar, Allah’ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet günü yer, bütünüyle O’nun avucu (kabzası)ndadır; gökler de sağ eliyle dürülüp-bükülmüştür.
Mearic 29 Ve onlar, ırzlarını (ferç) korurlar; 30 Ancak kendi eşleri ya da sağ ellerinin malik olduğu başka; çünkü onlar (bunlardan dolayı) kınanmazlar.
___________________
[19] Bu sitedeki yazılarıma bk., bk.
SİTE DİZİNİNDEKİ 149. KONU
TEVRAT, İNCİL VE KUR’AN’DA “YAŞAM AĞACI”
Tevrat: Yaratılış 2:8 RAB Tanrı doğuda, Aden‘de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem’i oraya koydu.
2:9 Bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaç yetiştirdi. Bahçenin ortasında yaşam ağacıyla iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı.
(Kısaltma: 2:15 Rab, Adem’e:)
2:16 Ona, “Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin” diye buyurdu,
2:17 “Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.”
(Kısaltma: 3:1,2,20 Yılan’la Kadın/Havva konuşurken, Havva:)
3:3 “Ama Tanrı, ‘Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz’ dedi.”
3:4 Yılan, “Kesinlikle ölmezsiniz” dedi,
3:5 “Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”
3:6 Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi.
3:7 İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.
3:21 Rab Tanrı Adem’le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi.
3:22 Sonra, “Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu” dedi, “Artık yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli.”
3:23 Böylece Rab Tanrı, yaratılmış olduğu toprağı işlemek üzere Adem’i Aden bahçesinden çıkardı.
3:24 Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi.[20]
İncil: Vahiy (Özet: 1:17-19 ve 2:1 İsa, Yuhanna’ya vahyi yazdırırken şöyle diyor:] 2:7 “Kulağı olan, Ruh’un kiliselere ne dediğini işitsin. Galip gelene Tanrı’nın cennetinde bulunan yaşam ağacından yeme hakkını vereceğim.”
Kur’an: Bakara 35 Ve dedik ki: ‘Ey Adem, sen ve eşin cennette yerleş. İkiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.’ 36 Fakat Şeytan, oradan ikisinin ayağını kaydırdı ve böylece onları içinde bulundukları (durum)dan çıkardı. Biz de: ‘Kiminiz kiminize düşman olarak inin, sizin için yeryüzünde belli bir vakte kadar bir yerleşim ve meta vardır’ dedik.
İsra 60 … Sana gösterdiğimiz o rüyayı insanları denemek için yaptık, Kur’an’da lanetlenmiş ağacı da. …
Taha 120 Sonunda şeytan ona vesvese verdi; dedi ki: ‘Sana sonsuzluk ağacını ve yok olmayacak bir mülkü haber vereyim mi?’
Vakıa 72 Onun ağacını sizler mi inşa ettiniz (yarattınız), yoksa onu inşa eden Biz miyiz?
___________________
[20] Daha fazlası için bu sitedeki yazıma bk. (Tüm Tevrat’ın Analizi)
SİTE DİZİNİNDEKİ 150. KONU
İNCİL’DE İNANNA’NIN İZLERİ
Vahiy 17. BÖLÜM
1 Yedi tası alan yedi melekten biri gelip benimle konuştu: “Gel!” dedi. “Sana engin suların kenarında oturan büyük fahişenin çarptırılacağı cezayı göstereyim. 2 Dünya kralları onunla fuhuş yaptılar. Yeryüzünde yaşayanlar onun fuhşunun şarabıyla sarhoş oldular.” 3 Bundan sonra melek beni Ruh’un yönetiminde çöle götürdü. Orada yedi başlı, on boynuzlu, üzeri küfür niteliğinde adlarla kaplı kırmızı bir canavarın üstüne oturmuş bir kadın gördüm.
Burası yazarın analizidir. Benzer: O dönemlerde Babil ve çevresinde popüler ve kutsal sayılan İnanna tanrıçası, İncil’de “Büyük Fahişe”ye dönüştürülmüş olabilir.
Kadın değerli taşlarla, giysilerle süslenmişti, elinde iğrençlikle-fuhuşla dolu altın bir kase vardı. Alnına “Büyük Babil dünya fahişelerinin ve iğrençliklerinin anası” diye gizemli bir ad yazılmıştı. Kadın, inananların kanıyla sarhoş olmuştu. Melek bana bu olayı şöyle açıkladı. (Özet: 4-7)
8 “Gördüğün canavar bir zamanlar vardı, ama şimdi yok. Biraz sonra dipsiz derinliklerden çıkacak ve yıkıma gidecek. Yeryüzünde yaşayan ve dünya kurulalı beri adları yaşam kitabına yazılmamış olanlar canavarı görünce şaşacaklar. Çünkü o bir zamanlar vardı, şimdi yok, ama yine gelecek. 9 “Bunu anlamak için bilgelik gerek. Yedi baş, kadının üzerinde oturduğu yedi tepedir; aynı zamanda yedi kraldır. 10 Bunların beşi düştü, biri duruyor, ötekiyse henüz gelmedi. Gelince kısa süre kalması gerek. 11 Yaşamış, ama şimdi yok olan canavarın kendisi sekizinci kraldır. O da yedilerden biridir ve yıkıma gitmektedir. 12 Gördüğün on boynuz henüz egemenlik sürmemiş on kraldır; canavarla birlikte bir saat egemenlik sürmek üzere yetki alacaklar. 13 Düşünce birliği içinde olan bu krallar güçlerini ve yetkilerini canavara verecekler. 14 Kuzu’ya karşı savaşacaklar, ama Kuzu onları yenecek. Çünkü Kuzu, rablerin Rabbi, kralların Kralı’dır. O’nunla birlikte olanlar, çağrılmış, seçilmiş ve O’na sadık kalmış olanlardır.” 15 Bundan sonra melek bana, “Şu gördüğün sular -fahişenin kenarında oturduğu sular- halklar, toplumlar, uluslar ve dillerdir” dedi. 16 “Gördüğün canavarla on boynuz fahişeden nefret edecek, onu perişan edip çıplak bırakacaklar. Etini yiyip kendisini ateşte yakacaklar. 17 Çünkü Tanrı, amacını gerçekleştirme isteğini onların yüreğine koymuştur. Öyle ki, Tanrı’nın sözleri yerine gelinceye dek krallıklarını canavara devretmekte sözbirliği edecekler. 18 Gördüğün kadın dünya kralları üzerinde egemenlik süren büyük kenttir.”
Burası yazarın analizidir. Başlangıçta Gök ve Yer bitişikken, çiftleştiler ve ayrıldılar: Böylelikle her şey oluştu: Burada Gök eril, Yer ise dişildi. Bu, Tammuz’un İnanna ile evlenmesi hikayesine dönüşmüş olabilir. Bu hikaye de iki farklı şekilde İncil’e uyarlanmış olabilir. Birincisi; Yer/Dişil/İnanna/Büyük Fahişe ve gelin olan Babil kentiyle, yer altında yaşayan senede bir yeryüzüne çıktığında baharı-yazı-bereketi getiren Eril/Ejderha/Şeytan ve güvey/damat olan Tammuz’un evlenmesi, birleşmesidir. İkincisi ise -bunu aşağıda yazdım-: Yer/Dişil ve gelin olan gökten yere inen yeni Kudüs’ün yani cennetin, Gök/Eril ve güvey olan İsa’yla veya Tanrı’yla evlenmesi birleşmesidir. Bu dinsel antropolojide Yer ve Gök; tanrıça, kent, cennet, cehennem, isa, şeytan, tanrı çiftleşme babında gelin-güvey anlamında devam etmiş, türemiş, dönüşmüş, dönüştürülmüştür olabilir. Burada farklı gibi görünen 4 benzer ve bu benzerlerin içinde de farklı şekilde anlatılmaya çalışılmış benzerlikler var. Kısaca bu 4 anlatım birbirine benzer ve kökeni aynı. Ayrıca İncil kadim inançları kullanarak -özde aynı yüzeyde farklı anlatarak-, kadim inançları kendi silahıyla vurmaya çalışmış -özellikle günümüzün süper gücü ABD gibi olan Babil’e devrim yapmaya çalışmış- gibi gözükmektedir.
SİTE DİZİNİNDEKİ 151. KONU
İNCİL’DEKİ “YAŞAM AĞACI ve YAŞAM SUYU”
Vahiy 21. BÖLÜM
Deniz, yeryüzü ve gök ortadan kalkmıştı. Yeni bir gök ve yeni bir yeryüzü gördüm. Tanrı’nın yanından kutsal kent olan yeni Kudüs, güveyi için hazırlanmış süslü bir gelin gibi gökten indi. (Özet: 1,2)
3 Tahttan yükselen gür bir sesin şöyle dediğini işittim: “İşte, Tanrı’nın konutu insanların arasındadır. Tanrı onların arasında yaşayacak. Onlar O’nun halkı olacaklar, Tanrı’nın kendisi de onların arasında bulunacak.
Önceki düzen ortadan kalktı, artık ağlayış ve ölüm olmayacak. Tahtta oturan bana “Yaz!” dedi. (Özet: 4,5)
6 Bana, “Tamam!” dedi, “Alfa ve Omega, başlangıç ve son Ben’im. Susayana yaşam suyunun pınarından karşılıksız su vereceğim. 7 Galip gelen bunları miras alacak. Ben onun Tanrısı olacağım, o da bana oğul olacak. 8 Ama korkak, imansız, iğrenç, adam öldüren, fuhuş yapan, büyücü, putperest ve bütün yalancılara gelince, onların yeri, kükürtle yanan ateş gölüdür. İkinci ölüm budur.”
Sonra yedi tastan birini taşıyan bir melek, sana Kuzu’ya eş olacak gelini göstereyim, dedi ve Ruh’un yönetiminde beni yüksek bir dağa çıkardı. Bana gökten, Tanrı’nın yanından inen ve O’nun görkemiyle ışıldayan kutsal kenti, Kudüs’ü gösterdi. Kent; çok kıymetli, billur gibi parıldayan yeşim taşının ışıltısı gibi parıldıyordu/ışıldıyordu. (Özet: 9-11)
12 Büyük ve yüksek surları ve on iki kapısı vardı. Kapıları on iki melek bekliyordu. Kapıların üzerine İsrailoğulları’nın on iki oymağının adları yazılmıştı. 13 Doğuda üç kapı, kuzeyde üç kapı, güneyde üç kapı, batıda üç kapı vardı. 14 Kenti çevreleyen surların on iki temel taşı bulunuyordu. Bunların üzerinde Kuzu’nun on iki elçisinin adları yazılıydı. 15 Benimle konuşan meleğin elinde kenti ve kent kapılarıyla surları ölçmek için altın bir ölçü kamışı vardı. 16 Kent kare biçimindeydi, uzunluğu enine eşitti. Melek kenti kamışla ölçtü, her bir yanı 12 000 ok atımı (2.200 km) geldi. Uzunluğu, eni ve yüksekliği birbirine eşitti.
Burası yazarın analizidir. Benzer: İncil’den önceki birtakım inançlarda tapınaklar “küp” biçimindeydi. Hinduizm’deki Garbha ve Kapilash’lar, Yahudiler’in Kudüs Tapınağı, Mecusiler’in tapınakları, Mekke’deki Ka’be vs. örneklerdendir. İncil’de anlatılan bu yeni Kudüs, bunların büyük ve gösterişli hali gibidir.
Surlar yeşimden yapılmıştı, 144 arşındı (75 m). Kent, cam duruluğunda saf altındandı. Surların temelleri değerli taşlarla bezenmişti. Sırasıyla temel taşları şunlardır: Yeşim, Laciverttaşı, Akik, Zümrüt, Damarlı akik, Kırmızı akik, Sarı yakut, Beril, Topaz, Sarıca zümrüt, Gökyakut, Ametist. Kapıların her biri birer incidendi, on iki kapı on iki inciydi. Kentin anayolu cam saydamlığında saf altındı. (Özet: 17-21)
22 Kentte tapınak görmedim. Çünkü Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı ve Kuzu, kentin tapınağıdır.
Kentin güneşe veya aya ihtiyacı yoktur çünkü Tanrı’nın görkemi onu aydınlatır, Kuzu da onun çırasıdır. (Özet: 23)
24 Uluslar kentin ışığında yürüyecekler. Dünya kralları servetlerini oraya getirecekler.
Kentte gece olmayacak, kapıları da gündüz kapanmayacak. Ulusların görkemi ve zenginliği buraya taşınacak. (Özet: 25,26)
27 Oraya murdar hiçbir şey, iğrenç ve aldatıcı işler yapan hiç kimse asla girmeyecek; yalnız adları Kuzu’nun yaşam kitabında yazılı olanlar girecek.
Vahiy 22. BÖLÜM
1 Melek bana Tanrı’nın ve Kuzu’nun tahtından çıkan billur gibi berrak yaşam suyu ırmağını gösterdi. 2 Kentin anayolunun ortasında akan ırmağın iki yanında on iki çeşit meyve üreten ve her ay meyvesini veren yaşam ağacı bulunuyordu. Ağacın yaprakları uluslara şifa vermek içindir. 3 Artık hiçbir lanet kalmayacak. Tanrı’nın ve Kuzu’nun tahtı kentin içinde olacak, kulları O’na tapınacak. 4 O’nun yüzünü görecek, alınlarında O’nun adını taşıyacaklar. 5 Artık gece olmayacak. Çıra ışığına da güneş ışığına da gereksinmeleri olmayacak. Çünkü Rab Tanrı onlara ışık verecek ve sonsuzlara dek egemenlik sürecekler.
6 Melek bana, “Bu sözler güvenilir ve gerçektir” dedi. “Peygamberlerin ruhlarının Tanrısı olan Rab, yakın zamanda olması gereken olayları kullarına göstermek için meleğini gönderdi.” 7 “İşte tez geliyorum! Bu kitaptaki peygamberlik sözlerine uyana ne mutlu!” 8 Bunları işiten ve gören ben Yuhanna’yım. İşitip gördüğümde bunları bana gösteren meleğe tapmak için ayaklarına kapandım. 9 Ama o bana, “Sakın yapma!” dedi, “Ben senin, peygamber kardeşlerin ve bu kitabın sözlerine uyanlar gibi bir Tanrı kuluyum. Tanrı’ya tap!” 10 Sonra bana, “Bu kitabın peygamberlik sözlerini mühürleme” dedi, “Çünkü beklenen zaman yakındır. 11 Kötülük yapan, yine kötülük yapsın. Kirli olan, kirli işlerini sürdürsün. Doğru olan, yine doğruyu yapsın. Kutsal olan kutsal kalsın.” 12 “İşte tez geliyorum! Vereceğim ödüller yanımdadır. Herkese yaptığının karşılığını vereceğim. 13 Alfa ve Omega, birinci ve sonuncu, başlangıç ve son Ben’im. 14 “Kaftanlarını yıkayan, böylelikle yaşam ağacından yemeye hak kazanarak kapılardan geçip kente girenlere ne mutlu! 15 Köpekler, büyücüler, fuhuş yapanlar, adam öldürenler, putperestler, yalanı sevip hile yapanların hepsi dışarıda kalacaklar. 16 “Ben İsa, kiliselerle ilgili bu tanıklığı sizlere iletsin diye meleğimi gönderdim. Davut’un kökü ve soyu Ben’im, parlak sabah yıldızı Ben’im.” 17 Ruh ve Gelin, “Gel!” diyorlar. İşiten, “Gel!” desin. Susayan gelsin. Dileyen, yaşam suyundan karşılıksız alsın. 18 Bu kitaptaki peygamberlik sözlerini duyan herkesi uyarıyorum! Her kim bu sözlere bir şey katarsa, Tanrı da bu kitapta yazılı belaları ona katacaktır. 19 Her kim bu peygamberlik kitabının sözlerinden bir şey çıkarırsa, Tanrı da bu kitapta yazılı yaşam ağacından ve kutsal kentten ona düşen payı çıkaracaktır. 20 Bunlara tanıklık eden, “Evet, tez geliyorum!” diyor. Amin! Gel, ya Rab İsa! 21 Rab İsa’nın lütfu kutsallarla birlikte olsun! Amin.
BİNGO!.. (Burası yazarın analizidir.)
Nihayet, Marduk ve Enki “tam olarak” İncil’in sonunda bulundu!
MARDUK, MÖ 4000’lere dayanan Babil’in bitki-bereket tanrısıdır.
“YAŞAM AĞACI”, Marduk’un sembolüdür. Hayat, Bilgelik, Sonsuzluk, Ölümsüzlüğün ağacıdır.
ENKİ, Marduk’un oğludur. SU tanrısıdır.
Marduk, MÖ 2. binyılda tektanrılaştırılmıştır.
Marduk ve Enki Musevilik, Hristiyanlık ve İslam’dan öncedir.
MARDUK=TANRI | ENKİ=MUSA ve/veya İSA
• Tevrat’ta, Adem’in yememesi gereken tanrı Yahve’nin cennetteki Ağacı ile bitki-bereket tanrısı Marduk ve sembolü Yaşam Ağacı: Musa’nın ise yerden su çıkarması ve denizi yarması ile de sulara hükmeden su tanrısı Enki’nin benzerliği söz konusudur.
• İncil’de ise, Tanrı’nın konutu ve cennet olan ve gökten inen yeni kent Kudüs’ün ortasındaki Yaşam Ağacı ile bitki-bereket tanrısı Marduk ve sembolü Yaşam Ağacı: Kentteki Tanrı’nın tahtından çıkan Yaşam Suyu Irmağı ile de sulara hükmeden su tanrısı Enki’nin benzerliği söz konusudur.
• Kur’an’da yazanların çoğu Tevrat ve İncil’de de yazar, onların devamı ve benzeridir. Yine Kur’an’daki Adem’in yememesi gereken Ağaç ve çokça dile getirilen cennetteki ırmaklar söylemleri de Marduk ve Enki’yle benzerlik gösterir.
• Tevrat ve İncil yazarları; ilkel insanların kendi uydurdukları bu eski masalı -Marduk ve Enki’yi- alıp isimlerini değiştirip kendi kitaplarına uyarlamışlardır.