Konu 127: MÖ 10.000’DEN MÖ 3.000’E: TOPRAKTAN OLUŞAN İNSAN, YENİ YIL, HACER-ÜL ESVED

 

MÖ 9.000 ve devamında, daha çok Ortadoğu-Güneybatı Asya civarlarında tarıma geçilmiştir. Bitki ekimi ve tahıl üretimi görülmektedir. Yenilen bitkiler “bir ilahın bedeninden türemiştir” inancı mevcuttur. Tarımın keşfi ile birlikte; gökyüzü Tanrısı ile yeryüzü ana Tanrıçası birleşir ve meyveler oluşur inancı, birçok mitolojik hikâyede yerini bulmuştur.[34] (Çoktanrılı inançlardaki yer ve gök Tanrılarının oluşumu buralara dayanır.[35]) Önceleri avcılıkla “Ataerkil” bir düzen varken, tarımın keşfinde kadınların büyük rolü olduğundan düzen tersine dönerek “Anaerkile” dönüşmüştür.

Toprağın yiyecek vermesi kadının doğurganlığı ile ilişkilendirilerek, Toprak Ana veya Yeryüzü Ana kavramı oluşturulmuştur. Toprak artık Tanrısal bir güçle; doğum ve ölümü barındıran bir yaratıcıdır. Toprak Ana; “Döllenmeden Doğurur”, bu şekilde “İnsanlar Topraktan Oluşur” inancı mevcuttur. Topraktan doğan insan annesine yani mezara veya toprağa geri dönmektedir.[34] (Bakireden döllenmeden doğan Hz. İsa[36] ve topraktan-çamurdan oluşan insan şeklindeki dinsel inançların[37] kökeni buna dayanır.[35])

Tarıma geçildikten sonra, yeryüzü ile gökyüzü arasında bir ilişki kurulmuştur. Öyle ki; Dünya Ağacı’nın kökleri yeraltında, gövdesi yeryüzünde, üstü ise gökyüzüne uzanır. Böylelikle Ağaç 3 kutsal bölgeyi birleştirir. Sistem her sene doğar ve ölür, yeni bir senenin başlaması gibi kendini yeniler ve ölümsüzdür. Bu mit dünyanın birçok bölgesinde görülmüştür. Buna Axis Mundi denilir.[34] (Dinsel üçlemelerin kökeni buna dayanır.[38] Babil’in Marduk Tanrısının her sene gelip bitkilere can vermesi ve Yeni Yıl / Noel / Yılbaşı kutlamalarının kökeni de[39] bu eski inançlardaki toprak-bitki-mevsim döngüsüne dayanır[35]. Axis Mundi ilerleyen süreçlerde, Marduk’un “Hayat Ağacı”na evrilmiştir.[35])

Demir kullanımı MÖ 4-3 binlerden başlar. Sümercede Anbar demir demektir ve gökyüzü-ateş anlamına gelir. Demir gökyüzü-yıldız madeni olarak bilinmektedir. MÖ 1.400’lerde Hitit Kralları “Gökyüzünün Siyah Demirini” kullanırlardı.[34] (Belki de o dönemlerde bulunan siyah bir meteorit / gök taşı[40] da bu olgunun içindedir[35] hatta Hacer-ül Esved taşının bile gök taşı olduğu düşünülür[41]. Hindu Şiva Lingam[42] ve Mısır Felsefe Taşı da siyah kutsal bir taştır[43]. Bu “Siyah Taş Kutsallığı” demir çağı ile başlayan bir olgudur.)

Madencilerin egemen olmasıyla, Yeryüzü Ana Tanrısının / Tanrıçasının gizli bölgelerine girilmiştir çünkü yeraltından demir çıkartılarak ateşle işlenmektedir. İşleme sonucunda birçok alet yapılır. Öyle ki madenciler veya zanaatkârlar, Tanrılara silah yapanlar haline gelir. Tapınakları yapanlar da bunlar olmuştur.[34] (Öyle ki Tapınakçılar, Masonlar ve İllüminaticiler’in kökeni; pergel ve gönye gibi sembolleri olan Mimarlara dayanır bunların kökeni de Madencilerdir.[44])

___________________
[34] Eliade, age., s. 54-77.
[35] Yazarın görüşüdür/yorumudur.
[36] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 221, 223)
[37] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 155)
[38] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 171, 177, 181), bk. (Dizin 187), bk. (Dizin 222, 223)
[39] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 130)
[40] Dünya’ya düşen ve düşecek meteoritlerin çoğu demir-nikel yapısında olup siyah/siyahımsı renktedir: “Meteor Yağmurları“ [Sunum], Ankara Üniversitesi Kreiken Rasathanesi, Şubat 2013, <http://rasathane.ankara.edu.tr/files/2013/02/meteor_yagmuru.pdf> ET: Mart 2018, s. 3, 12, 13. Tolgahan Kılıçoğlu, “Asteroidler, Kuyruklu Yıldızlar ve Meteor Yağmurları” [Sunum], Ankara Üniversitesi Kreiken Rasathanesi, 24 Mayıs 2014,<http://rasathane.ankara.edu.tr/files/2013/02/2014_05_24_Carpma_Tehlikesi_Olan_Gok_Cisimleri.pdf> ET: 12 Haziran 2018, s. 27, 35. (Dünya’nın magmasının çoğunlukla demir ve nikelden oluştuğunu hatırlatırım.)
[41] Ahmet Emin Seyhan, “Hadislerde Kutsiyet Atfedilen Fenomenlerin Dini Değeri: Hacerülesved Örneği“, Rağbet Yayınları, İstanbul 2016,  <http://abs.kafkas.edu.tr/upload/612/hadislerde_kutsiyet_adli_kitabimin_baskiya_giden_tek_sayfali_hali__25_03_2016_.pdf> ET: Mart 2018, s. 117. Mehmet Özel, “Hacer’ül Esved Göktaşı Mı?“, Gizli İlimler Kütüphanesi, Fenomen Dergisi (Bilimin Merceğinden), <https://gizliilimler.tr.gg/Hacer-h-.ue.l-Esved-G.oe.ktasi-Mi-f-.htm> ET: Mart 2018. Wabar Meteorit Kraterleri’nin görselleri için bakınız -sırasıyla site isimleri ve linkleri-: Maxing Out Offroad, Marmet Meteorites, Meteorite Studies, Lifeng Lamost, Lunar and Planetary Institute (LPI), Fotoğraflar: David A. Kring, Jeff Wynn,  Meteorites.tv;  <http://positivegraphics.com/Maxingout_Offroad.htm>, <http://www.marmet-meteorites.com/>, <http://www.meteoritestudies.com/protected_WABAR.HTM>,  <http://lifeng.lamost.org/courses/astrotoday/CHAISSON/AT314/HTML/AT31403.HTM>,  <https://www.lpi.usra.edu/science/kring/epo_web/impact_cratering/World_Craters_web/africacraters/Wabar.html>, <http://www.meteorites.tv/wabar-pearls/377-wabar-pearl.html> ET(ler): Mart 2018.
[42] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 238, 239)
[43] Kadim/Antik Mısır’da Siyah renkli Felsefe/Filozof Taşı veya siyah renk dönüşümün, bilgeliğin, olgunlaşmanın sembolüydü. Simyacılar düşük metalleri eritip içine çeşitli çözeltiler atıp özellikle de felsefe taşını atıp altına dönüştürmeye çalışıyorlardı ama burada içindeki felsefe taşını bul ve kendini bilgeleştir/mükemmelleştir gizli anlamı da yatıyordu: Mustafa Said Kurşunoğlu, “Doğu Düşüncesinde Hermetik Ruhsal Simya Tecrübesi ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin Makalatı“, EKEV Akademi Dergisi, Yıl: 18, Sayı: 58, Kış 2014, <http://dergipark.ulakbim.gov.tr/ekev/article/view/5000144180/5000131696> ET: Mart 2018, s. 610-613. Metin Bobaroğlu, “Simge Kavramı ve Simgesel Düşünme“, Anadolu Aydınlanma Vakfı, 2014, <http://www.anadoluaydinlanma.org/Yazilar/simge_kavrami.pdf> ET: Mart 2018, s. 6, 7. Turgut Gürsan, “Dünya’nın Gizli Tarihi 1“, Pegasus Yayınları, Kasım 2008, s. 123.
[44] Bu sitedeki yazıma bk. (Dizin 323)