İnsan vücudunda bulunan bakteri sayısı, insan hücresi sayısının ∼10 katıdır. 1 gram toprakta ∼40 milyon, 1 gram suda ∼1 milyon bakteri yaşar.[45] İnsan vücudundaki elementlerin kütle oranları; %65 oksijen, %18 karbon, %10 hidrojen, %3 nitrojen ve %4 diğerleridir.[46]
Evrenin başlarındaki “sıfır enerji”de çok küçük bir simetri kırınımıyla antimaddeden çok az daha fazla madde artık olarak kaldı ve bundan günümüz evreni oluştu. Evrenin soğumasıyla beraber kuarklar güçlü kuvvet eşliğinde birleşti ve (atom çekirdeği olan) proton ve nötronlar oluştu, elektronlar ise elektromanyetik kuvvet eşliğinde çekirdekle birleşti ve neticede atom oluştu. H, He ve Li dışındaki diğer elementler yıldızlarda üretildi.[47] Elementler kimyasal bağlarla birleşip molekülleri oluşturdu. Moleküller birleşerek amino asit, RNA ve hücre duvarını oluşturdu ki bunun neticesinde hücre de oluşmuş oldu. Hücreler birleşerek ilksel hayvan(sal) kolonileri(ni), bu koloniler de birleşerek canlı türlerini ve bunlar da evrilerek diğer canlı türlerini oluşturdu.[48] Burada fiziksel evrim kimyasal evrime, kimyasal evrim de biyolojik evrime yerini bırakıyor gibi gözükse de aslında hepsi bütüncül olup “evrenin evrimi”dir.
Tüm hayvanlar ve bitkiler, ∼3,5-3 milyar yıl önce yaşamış ‘bakterimsi mikroorganizmalar’dan türemişlerdir. Memeliler, kuşlar, sürüngenler, amfibiler ve balıkların ortak atası ~600 milyon yıl önceki ‘yassı su solucanları’ydı. İnsan ve diğer tüm memeliler ~160 milyon yıl önce yaşamış ‘sivrifaremsi’ adlı bir canlıdan evrimleşmişlerdir.[49][50] Canlıların Evrimi’nin (dev) Zaman Çizelgesi’ndeki en üst ana hatlar şöyledir (oluştukları ilk zaman dilimleri ortalama yaklaşık olarak sıralı bir şekilde şöyledir) (miyö, milyar yıl önce; myö, milyon yıl önce): 4 miyö basit hücreler, 3 miyö fotosentez, 2 miyö karmaşık hücreler, 1 myö çok hücreli yaşam, 600 myö basit hayvanlar, 500 myö balıklar ve proto-amfibiler (veya ön-amfibiler), 475 myö kara bitkileri, 400 myö böcekler ve tohumlar, 360 myö amfibiler, 300 myö sürüngenler, 200 myö memeliler, 150 myö kuşlar, 100 myö çiçekler, 65 myö kuş olmayan tüm dinozorlar yok oldu.[51]
Yaptığım araştırmalar sonucu Evrim konusunda Türkiye’nin (maalesef) çok yetersiz olduğunu gördüm: Bu bağlamda Türkiye’de Evrim deyince akla gelen ilk isimlerden biri olan Çağrı Mert Bakırcı’nın Evrim Ağacı adlı sitede yayınlamış olduğu (ilgili dipnotlarda gösterdiğim) iki yazısının detaylı ve “düzgün” bir özetini (orijinal yazılardaki karmaşıklığa yol açabilecek bazı yazımsal ve anlatımsal ifadeleri daha anlaşılır bir tarzda düzenleyerek) yazdım (teşekkürler Bakırcı): Görselleri ve görsel yazılarını araştırmalarım sonucu ekledim: Bu görsellerle (veya figürlerle) kalitenin iki katına çıktığını düşünüyorum. Bakırcı’nın yazılarında, düzenleyip baştan yazmanın gereksiz ve anlamsız olacağı normal ve önemli bir şeyin belirtildiği cümleleri mecburen hiç değiştirmeden alıp çift tırnak içinde gösterdim, fakat bunlar çok nadirdir. Evrim süreciyle ilgili olup 4,1 milyar yıl önceden günümüze kadarki aralığı kapsayan (yani tüm canlıların evrimini kapsayan, görsellerle zenginleştirilen) bu kısımda ele alınanlar ana hatlar ve hatlar bağlamında sadece önemli olaylardır: Milyonlarca canlı türünün evrimleşmesini içeren tüm hatları (kolları) ve detayları yazmaya kalksak bir ömrün yetmeyeceği aşikardır. Yazıda kullandığım kısaltmalar şunlardır: “miyö”, milyar yıl önce; “myö”, milyon yıl önce; “byö” ise bin yıl önce. Spriggina floundersi terimini örnek alacak olursak ilk kelime cins ismini, ikinci ise tür ismini belirtir; Spriggina adlı cinsin içindeki floundersi türü. Yuvarlandığından, zamanı belirten her sayının önünde yaklaşık (∼) işaretinin olduğunu unutmayın: Ayrıca, canlılar evrimsel süreç içinde “bir anda” olmadığından zamanı belirten sayıları artı-eksi (±) %1-5 aralığında düşünmeniz faydalı olacaktır; örneğin 100 milyon yıl önce evrimleşmiş (oluşmuş) olan bir canlı türünü, ’95 ile 105 milyon yıl öncesi aralıkta evrimleşti’ olarak düşününüz.
Yaklaşık 4,1 miyö fizik ve kimya yasaları eşliğinde deniz(ler)de koaservatlar oluştu: Bunlar 3,9-3,5 miyö.si arasında evrilerek prokaryotlara (basit ve tek hücreli canlılara) dönüştü: Bunlardan bir tanesi 3,5 miyö ‘dengeli’ olarak evrimleşti, öyle ki buna son ortak ata veya evrensel ortak ata veya da ‘senansestör’ (cenancestor) denilir (ki tüm canlılar bundan evrildi) (aslında ilk ata diye bir şey yoktur hepsi birbirinin devamıdır): Yine bu dönemde (3,5 miyö) senansestör’den (yine prokaryotlar olan) bakteriler ve arkeler oluştu (veya evrilip oluşarak birbirinden ayrıldılar). 3,2 miyö siyanobakteriler oluştu. 3 miyö fotosentez yapabilen (dolayısıyla oksijen üretebilen) siyanobakteriler oluştu (bunların sayısı 2,5 miyö çokça arttı, öyle ki 2,5-1 miyö.si arasında Dünya’daki oksijen seviyesi fazlaca arttı). Ökaryotik hücre prokaryotik hücreden daha gelişkin bir hücredir: Yaklaşık 1,85 miyö prokaryotik canlılardan ökaryotik tek hücreli canlılar evrilmeye başlamıştır. 1,8 miyö protistalar evrimleşti (ki bu alem daha sonra bitki ve hayvanlara evrildi).
1,4 miyö yeşil algler oluştu. 1,2 miyö (karmaşık olmayıp az sayıda nadiren oluşan) çok hücreli organizmalar (canlılar) (kırmızı alg gibi) oluştu. 1,1 miyö dinoflagellatlar oluştu (ki bu grup daha sonra hayvanlara evrildi). 900-700 myö.si arasında çok hücreli canlılar çeşitlendi ve arttı: Bu dönemde ön-hayvanımsı sayılabilecek dinoflagellalılar oluştu. 850-630 myö.si arasında neredeyse tüm dünya buzullarla kaplıydı. 750 myö (tek hücreli hayvanımsı ökaryot olan) Melanocyrillium cinsi ilk protozoalar evrildi.[52]
600 myö çok hücreli canlılar şeklinde ön-hayvanlar oluştu. 580-540 myö.si arasında aşırı miktarda çok çeşitli hayvanlar oluştu. 560 myö mantarlar oluştu. 550 myö oksijen seviyesi aşırı artar ve bu oksijenin atmosferin üstüne yükselmesiyle ozon tabakası oluşur; böylece Güneş’ten gelen yüksek radyasyonu engelleyen ozon tabakası sayesinde okyanus diplerinde yaşayan canlılar artık karalara çıkma fırsatı bulurlar: 550 myö oluşan ozon tabakasının oluşumundan önceki zamanlarda (radyasyonun okyanus yüzeyinden 200 metre kadar aşağıya inmesinden dolayı) canlılar (veya canlılık) okyanusun (güvenli olan) 200 metreden sonrasında yaşıyorlardı (bahsi geçen radyasyon, canlıların yaşamını engelleyebilecek olan elektromanyetik tayftaki farklı dalga boyundaki bazı ışınlardır). Yine 550 myö taraklıgiller, süngerler ve anthozoalar (anemonlar ve resifler) oluştu (evrimleşti): Çift yönlü simetrinin ve beynin ilk örneklerinin görüldüğü bir hayvan olan yassı solucanlar da bu dönemde evrimleşti. Sonrasında Hayvanlar Alemi durdurulamaz bir çeşitlenmeyle evrilerek oluşageldi.
542 myö canlı çeşitliliği karmaşıklaşarak aşırı miktarda arttı. 540 myö omurgalı-omurgasız arası bir geçiş olan, solungaçımsı yarıklarından hava alabilen, dolaşım sistemi karmaşık olan ve diğer solucanlardan daha gelişmiş olan palamut solucanları oluştu. Okyanuslardaki artan çeşitliliğin devam etmesiyle 535 myö ön-kordalılar, yumuşakçalar, foraminiferler, yumuşakçalar, omurgasızlar (kabuklular ve trilobitler), derisidikenliler, kolsubacaklılar, radiolarianlar gibi dev hayvan gruplarının ön-örnekleri evrimleşerek çeşitlenmeye başladı (Kordalılar: Notokord bulunduran canlılar. Notokord: Vücut boyunca uzanıp vücudu sertleştirerek harekette avantaj ve destek sağlayan bir çubuk. Bulunan en eski kordalı fosili Pikaia gracilens’tir.). 530 myö (morfolojilerinin suya uygun olmasından dolayı, temelli karada yaşayan değil de sadece keşif amaçlı olarak avcının olmadığı kıyı bölgelerdeki bitkileri yemek üzere) bazı hayvanlar karaya çıktı (sudan-karaya ve karadan-suya çıkagirdi). Ayrıca bütün kordalılar ile omurgalıların atası olan (ve ileride Myllokunmingia fengjiaoa, Haikouella lanceolata, Haikouichthys ercaicunensis gibi birçok canlı türüne evrimleşecek olan) Pikai gracilens çeşitlendi. 525 myö ön-graptolitler oluştu. 510 myö ilk kafadanbacaklılar ve kitonlar (denizel yumuşakçalar) oluştu.
505 myö ilk ön-omurgalılar oluştu; ileride kemikli balıklara evrilecek olan, iç iskeleti kıkırdak yapılı olan, çift halde yüzgeçleri bulunmayan çenesiz balıkların ön-ataları oluştu. 500 myö ilk kordalılar, trilobitler, priapulid solucanlar, süngerler, kolsubacaklılar ve çok daha fazlası oluştu. Canlı çeşitliliğinin artmasının temel sebebi atmosferik oksijen miktarının (aom) yükselmesidir: Örneğin 500 myö aom günümüzden (385 ppmv) yaklaşık 30 kat (6000 ppmv) fazlaydı. 495 myö notokord sinir şeridine sahip olduklarından bir ara canlı grubu olan ilk konodontlar (planktonik omurgalılar) oluştu (ki bundan sonra omurgalılar hızla çeşitlendi). 490 myö karasal bitkiler oluştu ve bunların karalara yayılması başladı.[52] (Algler (veya yosunlar) ne bitki ne de hayvandır.[83] İlk kara bitkileri muhtemelen 500-475 milyon yıl öncesi arasında sığ tatlısudaki alglerden evrimleşmişlerdir.[84]) 485 myö ilk gerçek omurgalı çenesiz balıklar oluştu, örnek olarak Lasanius cinsi verilebilir (bu, omurgalıların evrimine atılan ilk adımdır) (ki buradan ileride balıklar, amfibiler, sürüngenler, kuşlar ve memeliler evrildi).
480 myö denizyıldızları, sistoidler, çift kapaklılar vs.nin ataları oluştu. Önemli bir antik balık grubu olan Placodermi oluştu: Bunlar çeneli balıkların ilk ön-atasıdır; bazı solungaç yarıklarının değişmesiyle çene oluşumu görülür; hayatta kalabilme uğruna kafa ve karın bölgelerinde zırhlanma görülür; vücudunun bir kısmı pullu geri kalanı ise çıplaktır. 475 myö kara bitkileri yayılmayı tamamlayıp karaların neredeyse tamamına hakim oldu. Mantarlar da karalara yayılmaya başladı. 450 myö.ki dönem, karasal omurgalıların evrimine gidecek olan ilk dönemdir: Denizlerden az çok çıkmaya başlayan ön-omurgasızlar oluştu (ki bunlar günümüz kırkayakların -veya millipedlerin- atalarıdır): Ayrıca ilk tam konodontlar ve ekinoidler denizlerde oluştu (ki bu dönemde oluşanlar, ileride omurgalı çeşitliliğini oluşturacak olan ara basamaklardır). 440 myö ilk gerçek çenesiz balıklar olan Heterostraci, Galeaspida ve Pituriaspida aileleri oluştu (ki bu gruptan ayrılan bir diğer kol ileride amfibilere evrildi). Bahsi geçen aileler bildiğimiz balıkların ilk atalarıdır. Ayrıca tüm omurgalıların atası balıklardır.
434 myö bildiğimiz damarlı bitkiler oluşup karalara yayılmaya başladı: Önceden yayılmış olan alglerin yerini artık bunlar ve mantarlar almaya başladı. Trilobit ve yumuşakça çeşitliliği arttı, deniz akrepleri ve zırhlı çeneli balıklar oluşup denizlerde yayılmaya başladı. 420 myö ilk ışın yüzgeçli balıklar oluştu. Araknidler ve akreplerin ataları oluştu ve bunlar karalarda yaşamaya başladı. 410 myö balıklarda ilk defa ‘diş oluşumu’ görüldü. Balıkların evriminde bir ara basamak olan ilk sölekantlar oluştu. Bitki çeşitliliği arttı. 395 myö ilk likenler ve kayaotları oluştu. Biyoçeşitliliğin artmasıyla canlılar arasında simbiyotik ilişkiler (karşılıklı faydalanma) da arttı. Yaylıkuyruklular, mikroböcekler, altıbacaklılar vb. omurgasızlar oluşup çeşitlenmeye başladı. “Bu dönemde karalardaki ilk omurgalı dört bacaklıların izlerine rastlanır” ve böylece omurgalı hayvanların karalara yayılması da başladı.
390 myö sığ ve bataklık benzeri tatlısularda yaşayan (ve daha çok buralarda evrimleşen), Tetrapodların (dört bacaklıların) en ön-atalarını oluşturacak olan, lop yüzgeçli olan Panderychthys cinsi balıklar “su tabanlarında daha rahat hareket edebilmek adına bacaklara benzer yapılar geliştirmeye başlamışlardır”: Bu ön-dört bacaklılarda iki yarım halinde bir beyin, büyük ağız ve yukarı bakan gözlerin olduğu yassı(msı) bir yüz bulunmaktaydı. “Suyun dibinde rahat hareket edebilme ihtiyacı, bacakların evrimine sebep olmuştur.” ve “bu bacaklar, aynı zamanda karalara çıkışın da sinyallerini verecektir.”. Bunlarda en ön-bilek yapıları mevcuttu. 375 myö Tiktaalik cinsi oluştu: Sulardan karaya çıkışın başlangıcı ‘(dolaylı değil) doğrudan’ bu cinsle yavaş yavaş başladı[52] (daha önceden bazı hayvanlar çıkmıştı, bu ise daha ‘bilinçli’ bir çıkış diyebilirim). Karalara adaptasyonun sağlanması için[85] bu çıkış on milyonlarca yıl sürdü. Tiktaalik cinsi, suda yaşayan Panderychyhys cinsi ile karada yaşayan Acanthostega cinsi arasında bulunan ‘tam bir geçiş’ (ara) formdur: Bu ara basamak Tiktaalik roseae türüdür: Balık yüzgeçleri Tiktaalik cinsiyle, ilkel ayağımsı (uzak ayak) olarak evrildi (evrilegelmeye başladı). 365 myö amfibilerin ilk atalarından biri olup bir amfibi olan Acanthostega cinsi oluştu. Bu cinste ayağımsı (veya yakın ayak) (bildiğimiz hayvan ayağına tam olmasa da benzer olarak) belirgindi. Gerek bu cins gerekse de bu cinsten evrimleşen türler (veya bu ara türler) karalara çıkabilmekteydi. Bu ilgili türlerin tam olmayıp kısmi olan bir bilek yapıları vardı. Yine bu dönemde oluşan Ichthyostega cinsi, en ön-tetrapodlardan birisi olup balıklar ile amfibiler arasındaki bir geçiş formudur.[52] Yanı sıra bahsi geçen karaya çıkış sürecinde akciğerler oluşup evrilegeldiğinden (yani giderek büyüdüğünden),[85] bu dönemde amfibilerin evrimi henüz tamamlanmamıştı; bu tamamlanma akciğerlerin evrilmesinin tamamlanmasıyla olacaktı.
363 myö böcekler karaları ve ilk kez havayı kuşatır. Okyanuslardaki besin zincirinin başına köpekbalıkları geçer. Bitkiler karaları tümden kaplar: Baskın bitki grubu artık tohumlu bitkilerdir. 360 myö sulardaki rekabet (yem olmayıp hayatta kalabilme mücadelesi) balıklardan ayrılan bir canlı grubunu kıyılarda yaşamaya itip neredeyse boş ve güvenli kara yaşamına yönlendirir. Bu süreçte karalara daha çok çıkılıp akciğerlerin de evrimi eşliğinde bu canlılar amfibilere evrilir (veya amfibi sınıfının oluşmasına sebep olur). Amfibiler dört bacağa sahip olup günümüzdeki yüzbinlerce örneğinde ön-tetrapodların özellikleri gözükmektedir. Yanı sıra bu dönemde eğreltiotları ve yengeçler oluştu. Tohumlu bitkiler karalara iyice yayıldı.
350 myö ilk büyük köpekbalıkları, sıçanbalıkları ve asalak balıkları oluştu. 345 myö ön-ağaçlar oluştu. Evrim sürecinde ortama adapte olanlar yaşar olamayanlar ise yok olur, örneğin bu dönemde trilobitlerde bir düşüş başlar. 340 myö amfibilerin karalara adaptasyonu giderek arttığından tür sayıları da çoğalmıştır: Karalarda yaşasalar da yavruyu üreten yumurtalarının fiziksel yapısının karaya adapte olamamasından dolayı yumurtlamak için denizlere dönüyorlardı. 330 myö Paleothyris cinsi ilk amniyot omurgalılar oluştu: Artık yumurtalar da bu cinse kadar karaya adapte oldu. Bu kol, sürüngenlere doğru atılan ilk adım olup ileride bu koldan sürüngenler evrildi. Fakat tüm amfibiler böyle bir evrim geçirmedi, büyük çoğunluğu normal devam etti.[52]
320 myö bir sürüngen grubu olan sinapsidler amniyotlardan evrilerek oluştu. Sürüngenler çeşitlendi. 312 myö (tarih için bir aşağıdaki figürün yazısına bakın) bilinen en eski tam sürüngen (Hylonomus cinsi) oluştu: Bundan önceki tüm sürüngen türleri birer ara formdur. 305 myö günümüzdeki çok çeşitli sürüngenlerin ataları olan (Petrolacosaurus gibi) diapsid sürüngenler oluştu. Ortama adapte gereği sürüngenlerin sinir sisteminde gelişme görülür öyle ki 12 kafatası siniri ilk kez bu dönemde oluşmaya başlar. 280 myö en ön-kınkanatlı böcekler oluştu. 278 myö sürüngenler (günümüzdeki sürüngenlere evrimleşecek olan) Diapsidler ve (memelilere evrimleşecek olan) Sinapsidler olarak iki büyük kola ayrılır: “Bu canlı grupları kafataslarındaki boşluklara göre birbirlerinden ayrılmaktadır”.[52]
275 myö Sinapsid sürüngenlerden ayrılan bir kol (tüm memelilerin atası olan) Terapsidleri oluşturdu. Böylece “sürüngenlerden evrimleşecek olan memelilere doğru ilk önemli adım” atıldı. 251,4 myö tüm denizel türlerin %90-95’inin yok olduğu fakat bulundukları ortamlar sebebiyle karalardaki canlıların denizlerdekiler kadar kötü etkilenmediği Permiyan-Triyasik Yok Oluşu meydana gelir. Evrim hızında ciddi bir artışa da sebep olduğu düşünülen bu yok oluştan sonra canlılık kendini ancak 30 milyon yılda toparlayabilmiştir.[52] 251,4 myö denizel canlılardaki saldırı ve savunma silahları gelişti. 245 myö karadan suya dönen bir sürüngen olan Ichtyosauria ailesi evrimleşti. 240 myö terapsidler ve diapsidler içerisinden Gomfodont Cynodontlar ile Rhyncosaurlar (gerçek köpek dişliler) evrimleşti.
225 myö sürüngenlerden ayrılan bir kol ön-dinozorlara (prosauropodlara) evrimleşti. Bol besin kaynağı ve avcılıktaki başarı sayesinde bu canlı grubunda boy, kas vb. özellikler arttı. 220 myö açık tohumlu bitkiler evrimleşti. Bitki çeşitliliğin artarak yayılması sayesinde otçul hayvanların evrimi de hızlandı: Öyle ki otlardaki enerji miktarının düşüklüğünden özellikle otçul dinozorlar daha fazla ot tüketerek midelerini büyüttü, böylelikle vücut yapıları da büyüdü; bu büyük hayvanları devirebilmek için etçil dinozorlar da giderek büyüdü. Yine bu dönemde ilk sinekler böceklerden, ilk kaplumbağalar da sürüngenlerden evrildi. Çene yapıları iyice gelişen Cynodontların evrimi pik yaptı, öyle ki bunlar günümüzdeki tüm memelilerin atalarıdır.
215 myö bilinen ilk memelilerden Eozostrodon cinsi evrimleşti (oluştu). Dinozorlardan dolayı bazı omurgalı türleri yok oldu. 195 myö ilk kanatlı dinozorlar olan pterosaurlar (Dorygnathus cinsi) evrimleşti: Devasa büyüklüğe sahip Sauropodlar da bu dönemde evrimleşti. Dinozor çeşitliliği arttı. 190 myö karadan suya dönen bir sürüngen olan Pliosaurus cinsi evrimleşti. Kelebeklerin en ön-ataları, modern denizyıldızlarının ön-ataları vs. evrimleşti. Ayrıca mercan resifleri de çeşitlenerek yayıldı (veya yayılarak çeşitlendi). 176 myö (“dinozorlar süperfamilyasının en geniş gruplarından birini oluşturacak” olan) (sırtı sivri plakalarla kaplı, otçul) Stegosaurus cinsi evrimleşti. 170 myö en ön-semenderler ile su kelerleri evrimleşti. Bu dönem(ler)de karalardaki dinozor ‘zorbalığı’ndan dolayı sularda yaşamak daha avantajlıydı. Denizel ve uzun boyunlu olan cryptoclidid ve elasmosaurid dinozorları evrildi ve bunlar denizlerde hüküm sürüp burada yaşıyorlardı. Yumurtasız doğum yapabilecek memelilerin ilk ortak atası olan cladotherian memeliler evrimleşti. Karalarda devasa dinozorlar söz sahibiydi. 165 myö ön-vatozlar ve glycymeridid çiftkapaklılar denizlerde evrimleşti. Bu canlıların denizlere hakim olan dinozor(vs.)lardan korunmak için deniz diplerinde kamufle olma eşliğinde evrimleştiği düşünülür. 161 myö otçul, devasa ve boynuzlu olan (en ön) Ceratopsian dinozorlar (Yinlong cinsi vs.) evrimleşti. Bunlar da uzun yıllar söz sahibiydi.
160 myö ilk plasentalı memeli olarak Juramaia sinensis türü evrimleşti. Bundan sonrasında memelilerin evrimi hızlandı. 155 myö ilk kan emici böcekler evrimleşti. Kuşların en eski ortak atası olan Archaeopteryx cinsi evrimleşti. Memeliler çeşitlendi. Arka ayakları üzerinde durup dik yürüyen dinozorlar evrilip çeşitlendi. 130 myö kapalı tohumlu bitkiler (çiçekli bitkiler) evrimleşti. Özellikle böcekler bunlarla ‘karşılıklı evrim’e girdi ve bu uyumlu birliktelikle evrilegeldiler. 125 myö bildiğimiz anlamdaki en ön-plasentalı memeliler evrimleşti (Eomaia scansoria türü vs.): Bu, ağaçlara tırmanabilen faremsi bir türdür. 115 myö ornitorenk gibi ilk tek açıklıklı memelilerin bu dönemde evrimleştiği düşünülür. 106 myö gelmiş geçmiş en büyük dinozor olan Spinosaurus evrimleşti. 100 myö çiçekli bitkiler eşliğinde arıların ilk ataları evrimleşti. Fareler ve insanların son ortak atası olan (veya iki büyük kola ayrılıp ileride farelere ve insanlara evrilecek olan) Euarchontogliria ailesine ait bir tür bu dönemde yaşadı. 90 myö en ön-yılan türleri evrimleşti. Kapalı tohumlu bitkiler böcekler eşliğinde çokça çeşitlendi. Bitki-hayvan çeşitliliğinin artması eşliğinde ise ilk keneler evrimleşti. 85 myö (100 myö.ki ayrılmayla) (ileride primatlara, ağaç sivrifarelerine ve uçan lemur takımlarına evrilecek olan) canlılar oluştu (evrimleşti). 60 milyon yıl önceye kadar primatlara giden yolda primatımsılar oluştu. 80 myö karıncaların en ön-ataları evrimleşti. 70 myö günümüzdeki neredeyse tüm memelilerin atası olan ilk çok açıklıklı memeliler evrimleşti. Bu grubun en geniş üyelerinden biri kemirgenler olacaktır. 68 myö bilinen gelmiş geçmiş en büyük karasal avcı olup dev etçil dinozor cinsi olan Tyrannosaurus evrimleşti. Ancak hakimiyeti çok kısa sürdü.[89]
65,5 myö Meksika civarındaki Yucatan Yarımadası’na 10 km çapındaki bir göktaşının düşmesiyle yaşanan kitlesel yok oluşa Kreatase-Tersiyer Yok Oluşu denir. Bu süreçte volkanik patlamalarla atmosferin volkanik gazlarca kapatılıp güneş ışığının girememesi, yüksek ve düşük sıcaklık, düşük oksijen ve besin azlığından dolayı bütün hayvan türlerinin %50’den fazlası yok olur: Kuşlar haricinde kalan dinozorların tamamı da yok olmuştur. Yanı sıra denizlerdeki yaşam da tehlikeye girmiştir. 65 myö bu yok oluşa karşı ilk cevaben, kozalaklı ve ginkgo bitkileri yüksek rakımlı bölgelerde yayılmıştır. Küçük boyutlu ve sıcakkanlı olan memeliler kaya ve mağara derinliklerine saklanıp leş (ceset) bolluğuyla besin zenginliğinden de yararlanıp hayatta kalabilmeyi başaran canlılardandır: Bu sayede memeli hakimiyeti de başlamış oluyordu. Bu dönemde proto-primatlar veya primatomorflar olan primatlar öncesi memelilerin ön uzuvları (elimsileri) kavrama becerisi edinmeye başladı. Ayrıca karıncalar da bu dönemi çabuk atlatan canlılardandı. 63 myö dinozorlardaki gelişim savaşı bu kez memelilerde görülmeye başlandı. 60 myö “dinozorlardan geriye kalan son izler olan kuşlar arasında, uçamayan kuşlar evrimleşmeye ve çeşitlenmeye” başladı. Kemirgen memelilerden ayrılan bir kol, primatların en ön-atalarına evrilmeye başladı. Yine bu dönemde plasentalı, etçil, böcekçil vs. memeliler de çeşitlenmiştir. Uçabilen kuşlar ortama adapte gereği (eski büyük boyutlarını yitirip) küçülmüşlerdir. Baykuşların en ön-ataları evrimleşmiştir.
58 myö artık iklim normale dönmüştür. 56 myö dönemin en büyük avcılarından ve uçamayan bir kuş olan Gastornis evrimleşti. 55 myö modern kuşların ataları (ilk melodi çıkarabilen kuşların, serçelerin, papağanların ve ağaçkakanların ataları) evrimleşmeye başladı. Karalara hakim olan memeliler de dinozorlarda olduğu gibi denizlere dönüş yapıp buralara da hakim olmaya başlamıştır: Örneğin en ön-balinalardan olan Himalayacetus bu dönemde evrildi. Memeli çeşitliliği artıp en ön-kemirgenler, armadillolar ve tavşanların ataları olan lagomorflar evrimleşti. Tek ve çift toynaklıların, fillerin, deniz ineklerinin ataları da evrimleşmeye başladı. Kapalı tohumlu bitkiler (‘yok oluş’tan sonra) tekrardan yayılmaya başladı: Denizlerdeki balıklar da tekrardan yükselişe geçti; öyle ki günümüzdeki köpekbalıklarının ataları olan Carcharodon balıkları, denizlerde söz sahibi olmaya başladı. 52 myö ağaçlarda yaşayan kimi canlıların avcılara yem olmayıp hayatta kalabilme adına ve/veya ağaçtan ağaca süzülme (vs.) gibi özelliklerin geliştirilmesiyle uçan memelilerin (yarasaların) ilk ataları evrimleşmeye başladı (bilinen en eski cinslerden biri Onychonycteris, bu dönemdendir). 50 myö yok oluşun ardından mikroskobik hayvan grupları da (yeniden) yükselişe geçer, öyle ki “Tüm hayvanların atalarını barındırıkları bilinen, ancak günümüzde de belli başlı grupları halen var olan dinoflagellalıların bu dönemde en yüksek çeşitliliğe doğru hızla evrimleştiklerini görmekteyiz.”. Nanofosiller de hızla evrimleşir. Develerin, gergedanların ve tapirlerin en ön-ataları ilk kez bu dönemde evrimleşmeye başladı.
47 myö primatlar net bir şekilde belirginleşmeye başlar. Darwinius masillae türü evrimleşti; “Bu tür, lemurlara biraz daha yakın olduğu düşünülmekle birlikte, tüm primatların atası olabilecek türlere en yakın canlılardan biridir ve bu dönemde yaşamıştır.”. Bu zamandan sonra primatların evrimi hızlanacaktır. 40 myö günümüz kelebeklerine fazlaca benzeyen en yeni-atalar evrimleşti. Gastornis, ‘tabiat dengeleri’ gereği yok oldu. Denizel memeliler çeşitlenir, öyle ki en büyük balinalardan biri olan Basilosaurus cinsi evrimleşti. Islak burunlu primatlar (Strepsirrhini) ve kuru burunlu primatlar (Haplorrhini) olarak primatlar iki büyük kola ayrılır: “Islak burunlu primatlar, maymun ya da insaymun (insansımaymun) olmayan lemurlar ya da tarsiyerler haricindeki birçok prosimiyen primat grubunu içine alır. Kuru burunlu primatlar ise tarsiyerleri, maymunları ve insaymunları içine alan gruptur.” Teilhardina asiatica, bu dönemde yaşamış (bilinen) en ön-kuru burunlu primat türüdür. 37 myö çimenler (kapalı tohumlu bitkilerden) evrimleşip dünyaya yayılır. Sıcakkanlı ve dirençli memeliler çeşitlenip gliptodontlar (zırhlı memeliler) ve yer tembelhayvanları ile köpeklerin ve yabandomuzlarının ataları evrimleşir. Kuşlar da çeşitlenip kartalların ve şahinlerin ataları evrimleşir. 33 myö keseli memelilerin (Badjcinus cinsi gibi) ilk ataları evrimleşerek farklılaşmaya başlar. 30 myö kedilerin ve domuzların en ön-ataları evrimleşti. Kuru burunlu primatlar Yeni Dünya Maymunları (Platyrrhini) ve Catarrhini olarak iki büyük dala ayrılır. Renk körü olan Platyrrhinilerde uzun kuyruklar evrimleşir. Afrika’da bulunan Catarrhiniler, insanların evrimine gidecek olan daldır: Aegyptopithecus ve Saadanius cinsleri tüm Catarrhinilerin (dolayısıyla insanların) atası (ataları) olup bu dönemde yaşamışlardır. 28 myö gelmiş geçmiş en büyük memeli olan Paraceratherium evrimleşti.
25 myö Catarrhini grubu Eski Dünya Maymunları ve insaymunlar (Apes) olarak iki süperfamilyaya ayrıldı. Bu bireylerde üç renkli görüş özelliği evrimleşir. Catarrhine (sonda ‘e’ var) primatların en eski ortak atası olup gerek Eski Dünya Maymunları’na gerekse insaymunlara ait özellikler taşıyan Proconsul cinsi evrimleşti; “diş yapısı, dar göğüs yapısı, kısa ön bacaklar ve ağaçlarda geçirilen dört bacaklı bir yaşayış gibi özellikler bakımından Eski Dünya Maymunları’na”, “kuyruğunun olmayışı, bilek yapıları ve göreceli olarak büyük beyin/vücut oranı” gibi özellikler bakımından ise insaymunlara benzemektedir. Proconsul africanus türü bu cins içerisinde evrimleşmiş olup tüm insansı maymunların (dolayısıyla insansı maymunlardan gelen tüm insanların) ortak atasıdır (insansı maymun = insaymun). Ayrıca memelilerin bir dalından geyiklerin ön-ataları evrimleşti. 20 myö yine yaşam savaşı eşliğinde dev boynuzlu geyikler ve zürafaların ataları evrimleşti. Kuş çeşitliliği arttı. 15 myö yaşam savaşı, bildiğimiz mamutların atası olup bir memeli cinsi olan Mastodonları (Mammutları) evrimleştirdi. Kanguruların ön-ataları evrimleşti. Primatlarda bir diğer ayrım yaşanarak Gibonlar, Büyük İnsansı Maymunlar (Büyük İnsaymunlar = Great Apes) grubundan ayrılıp kendi evrimsel süreçlerine girer. 13 myö Orangutanlarla diğer insaymunların ortak atası olan Pierolapithecus catalaunicus türü evrimleşti: “Bu türden ikiye ayrılan kollardan biri günümüz modern orangutanlarına, diğeri ise insanlara, şempanzelere ve gorillere gidecek yöne ayrılmıştır.”: Bu tür de büyük insaymunlar gibi ağaçlarda yaşıyordu; esnek bileklere, geniş ve düz bir göğüs kafesine, sırt kısmına yakın köprücük kemiklerine, sert ve alçak bir omurgaya sahipti. 10 myö çimenlerin yayılarak çeşitlenmesi ile böcek çeşitliliği de artar. Primatlarda bir diğer ayrım yaşanarak Goriller, insanlara ve şempanzelere gidecek olan koldan (evrimsel süreçten) ayrılıp kendi evrimsel süreçlerine girer. 6,5 myö şempanzelerle insanların ortak atasından bir süre sonra oluşan ve biraz daha insana yakın olan Sahelanthropus tchadensis türü evrimleşti.
6 myö şempanzelere giden kol ile insanlara giden kol birbirinden ayrılır. İlk Australopithesinler evrimleşerek çeşitlenir. Önemli insansı cinsler olan Orrorin ve Ardipithecus evrimleşir. Fakat bu dönemde insanların temel özellikleri pek görülmez. Şempanzelere ve insanlara gidecek olan kolların birbirinden ayrılmadan önceki son ortak atası Orrorin tugenensis türü olup bundan sonrasında bir veya iki ara türün de bulunduğu düşünülür. 5,6 myö en ön-insansılardan biri olan Ardipithecus kadabba evrimleşti: “Bu, insansılara doğru atılan en net adımlardan biridir.”. 5 myö su aygırlarının ön-ataları ile leşle beslenen canlılar evrimleşti. 4,8 myö mamutlar evrimleşti. 4,4 myö en ön-insansı cinslerden biri olan Ardipithecus’tan (300-350 cm3 beyin hacimli) Ardipithecus ramidus türü evrimleşti. Bu tür, kemik açılarının elverdiği ölçüde zorlama olarak iki ayak üzerinde durabilse de, iki ayak üzerinde yaşa(ya)mamaktaydı. 3,6 myö tüm ömrü boyunca iki ayak üzerinde net bir şekilde yürüyen ve ilk insansı türü olan Australopithecus afarensis evrimleşti. Bu türün evriminin 3,9 myö.den başladığı ve 2,9 myö.sine kadar yaşadığı ayrıca “Homo cinsi ile diğer Australopithecus’ların ortak atası olduğu düşünülmektedir”. Bu türden ayrılan bir kol ileride insanlara dönüşecektir. Savanalarda yaşadığı düşünülen bu türün beyin hacmi 300-500 cm3‘tür. 3,5 myö Australopithesinler ile Homo cinsi arasında bir ara basamak olup tüm insanların ortak atası sayılabilecek bir tür olan Kenyanthropus platypos evrimleşti. 3 myö ilk kısa yüzlü ayılar evrimleşmeye başladı. Birçok yeni Australopithesin türleri evrimleşir, bunların çoğu Dinofelis cinsi kedilere yem olur: İki ayaklılık bu dönemde tam olarak evrimleşir ve kılların kaybı başlar. 2,7 myö birçok yeni insansı türler oluşur (örneğin Paranthropus vs.). 2,5 myö bir kılıç dişli kedi olan Smilodon evrimleşti.
2,5 myö Homo (insan) cinsi oluşup ilk türü olan Homo habilis evrimleşir; bu, bilinen en eski insan türüdür: Bu dönemde ilk taş aletleri kullanımı başladı. 2 myö Homo cinsi fosillerinin ilk arttığı dönemdir. Günümüzdeki sığırların son atası olan (Hindistan’da yaşayan) Bos primigenius türü evrimleşti. 1,8 myö çok geniş bir çeşitliliğe sebep olan, günümüz insanına biraz daha fazla benzeyen Homo erectus Afrika’da evrimleşti: Dişler daha küçük, alın da daha dardır: Günümüz insanlarının beyin hacmine %100 dersek bu türdeki oran %74’tür. Homo georgicus, H. erectus ‘şemsiyesi’ne ait türlerden ilki olup 1,8 myö günümüzdeki Gürcistan bölgesinde yaşayan, Afrika’nın dışında keşfedilen en eski insan türü olup çok uzun mesafe kat edebilen, sırt kemikleri ve kalça kemikleri günümüz insanına biraz daha fazla benzeyen bir insan türüdür. H. erectus H. habilis’ten gelmedi, H. erectus da H. habilis’in geldiği yerden geldi (evrimleşti) ve bu iki tür uzun yıllar birlikte yaşadı. 1,7 myö insansılardan biri olan Australopithesinlerin soyu tükenir fakat insansıların diğer kollarındaki evrim devam etmektedir. 1,5 myö H. habilis’ten ve/veya H. georgicus’tan Homo ergaster evrimleşti: Bu tür, ateşi ilk defa kontrol altına aldı: ortalama 1,9 metre bir boya, koyu(msu) renkli bir deriye sahipti. Derinin renk olarak evrimi 1,2 myö.ye kadar sürdü: Kıl kaybı da gittikçe hızlanan bir unsurdu.
1,2 myö Neandertallerin ve günümüzdeki insanların atalarından biri olan (veya iki kola ayrılarak ileride bunlara dönüşeceği düşünülen veya da insan cinsindeki bir ara -orta- ata olan) Homo antecessor evrimleşti. Parantrophus cinsi içindeki bireylerin soyu, bu farklı evrimleşme süreçleri neticesinde tükenmiştir. Genel evrimsel süreçte olduğu gibi (türlerin yerini diğer türler doldurduğu gibi) bu boşalan yerleri de hemen diğer insansılar doldurur. 700 byö günümüzdeki insanların atası olmayıp sadece uzak bir akrabamız olan Homo pekinensis H. ergaster’den ayrılarak evrimleşti. Homo heidelbergensis ise Homo antecessor popülasyonlarından ayrılan bir koldan evrimleşmeye başladı (ön-başlangıç yapıldı). 600 byö ayrılacağı kollarla Neandertallere ve günümüzdeki insanlara (ileride) dönüşecek olan ve bunların son (en yakın) ortak atası olan, gelişmiş keski aletleri üretebilen, iri olan ve atları avlayabildeki bilinen Homo heidelbergensis belirginleşti. H. georgicus, H. ergaster ve H. pekinensis ile beraber bu tür de H. erectus’a morfolojik olarak benzer. Bu tür ortalama 1,8 metre bir boya sahiptir. Günümüz insanlarının beyin hacmine %100 dersek bu türdeki oran %93’tür. 350 byö günümüzdeki insanların son (en yakın) akrabası olan Neandertaller (Homo neanderthalensis) evrimleşti.
200 byö günümüzde yaşayan insan türü olan Homo sapiens Afrika’da evrimleşti. Genetiğimizdeki Omo genleri bunu kesin olarak açıklar. (Yüksek benzerlik: Anatomik). 160 byö bir alt tür olan Homo sapiens idaltu Etiyopya bölgesinde evrimleşti: Bunlar, ölüm sonrası ritüeller (ya da ölüm sonrası dinimsi/dinvarı (veya ön/proto-dinimsi) uygulamalar) yapmaktaydılar. Su aygırlarını katlediyorlardı. (Yüksek benzerlikler: Anatomik ve davranışsal). 150 byö (burası önemli): “Günümüzde yaşayan bütün insanların ortak atası olan ve Mitokondriyal Havva olarak anılan dişi insan, bu dönemde yaşamıştır. Dünya üzerinden alınacak her insan genomunun geriye doğru takip edilmesi, bu dönemde yaşamış bireylerde kesişecektir.”. Yani günümüzdeki insan(lar) bu birey(ler)den gelmiştir. Ayrıca bu bağlamda ‘ilk insan’ bir erkek değil bir dişidir. 50 byö Homo sapiens Afrika’dan çıkıp dünyaya yayılarak koloniler kurmaya başlar. Bu dönemde günümüz Almanya bölgesine giden H. sapiens, buradaki Neandertal insanını öldürmeye başlar: Fakat kimi zaman “onlarla cinsel ilişkiye de girerek gen karışımına sebep olurlar”. Asya’ya da giden H. sapiens buralardaki evrimleşmiş olan çokça insansıyı katleder. 40 byö Avrupa ve Avusturalya’ya en geniş kapsamlı göçler başlayarak H. sapiens’in yayılması daha da hızlanır. Günümüzdeki insanla ‘aynı’ olan Homo sapiens sapiens alt türü evrimleşti (bu alt türün ilk bireylerine Cro-Magnon denir). 30 byö Sapiens-Neandertal ‘savaş’ını kazanan taraf H. sapiens olur, böylece tüm Neandertaller yok olur (20 bin yıl süren bu çetin savaşın sonucundaki yok oluşta çevresel baskıların -tabiat koşullarının- da etkisi vardır). 12 byö bu döneme kadar hayatta kalabilen iki insan türünden Homo florensiensis’in de soyunun tükenmesiyle geriye sadece bir insan türü kalır, Homo sapiens.
11 byö “Arctodus cinsi kısa yüzlü dev ayıların soyu tükenir” (Göbeklitepe?). Atların günümüzde yaşayan türleri haricinde onlarca türünün soyu tükenir (Pegasus, Burak vs.?). Ayrıca bu dönemde dünya Son Buzul Çağı’nı (SBÇ) yaşamaktadır. 10 byö SBÇ sona ererken birçok tür yok oldu ve kalan türlerdeki birey sayısı ise azaldı: İnsanlarda da birey sayısı azaldı. Smilodon cinsi ile “son Kıllı Mamut olarak bilinen Mammuthus primigenus türünün” soyu tükendi. 6 byö [/one-third-first][one-third]Kuzey Amerika’daki son Mastodon örneklerinin soyu tükendi. 4,5 byö Alaska bölgesindeki Küçük Mamut türlerinin soyu tükendi. Bu son yok oluşlar iklimsel değişmelere uyum sağlanamamasından dolayı olmuştur.[89]
___________________
[41] Figür 6 vd.: Wikimedia Commons contributors, “File:EscherichiaColi NIAID.jpg”, Wikimedia Commons, the free media repository, <http://commons.wikimedia.org/wiki/File:EscherichiaColi_NIAID.jpg>: Wikipedia Contributes, “Bacteria”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <http://en.wikipedia.org/wiki/Bacteria> Erişimler: 13 Ağustos 2017. [66. ve devamındaki konular için ayrıca (ek olarak) şu ikisine bk. Wikipedia Contributes, “Timeline of the evolutionary history of life”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Timeline_of_the_evolutionary_history_of_life>; “Evolutionary history of life”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Evolutionary_history_of_life>; Erişimler: 13-15 Ağustos 2017.]
[42] Figür 7: Wikimedia Commons contributors, “File:Bacterial morphology diagram.svg,” Wikimedia Commons, the free media repository, <https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Bacterial_morphology_diagram.svg> Erişim: 17 Aralık 2018.
[43] Figür 8: Klaus Wilhelm, “Free-for-all on the leaf surface”, ETH Zurich: ETH Life, 15 Eylül 2009, <http://www.ethlife.ethz.ch/archive_articles/090915_blattleben_kw/index_EN.html> Erişim: 17 Aralık 2018.
[44] Figür 9: Ron Turco, “Are soil bacteria harmful?”, Soils Matter, 2 Eylül 2014, <https://soilsmatter.wordpress.com/2014/09/02/the-living-soil/> Erişim: 17 Aralık 2018.
[45] Wikipedia, “Bakteri”, agm.
[46] Wikipedia Contributes, “Human”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Human>; Wikipedia Autoren, “Mensch”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Mensch>; Wikipedia Katılımcıları, “İnsan”, Vikipedi, Özgür Ansiklopedi, <https://tr.wikipedia.org/wiki/İnsan> Erişimler: 9 Temmuz 2011 ve 14 Ağustos 2017.
[47] Arşivdeki şu yazıma bk. (Konu 1, 2, 4 ve 9).
[48] Arşivdeki yazımda bk. 26, 32, 37 ve 52. dipnotlar.
[49] Wikipedia, “Bakteri”, agm; Wikipedia, “Evrim”, agm.; ve bu sayfadaki 52. dipnot.
[50] Daha fazlası için Doksat, ags.; Kazancı, ags.: Ayrıca (ek olarak) Şengör agp. ve Bakırcı ags.
[51] Science Daily Author (yy.: yazar yok/belirtilmemiş), “Timeline of evolution”, Science Daily, (ty.: tarih yok/belirtilmemiş), <https://www.sciencedaily.com/terms/timeline_of_evolution.htm> Erişim: 29 Aralık 2018.
[52] Çağrı Mert Bakırcı, “Evrimsel Süreç – 1: Evrim Tarihi’nin Büyük Zaman Çizelgesi (1. Kısım)”, Evrim Ağacı, 25 Ocak 2012, SGT: 25 Ekim 2018, <https://evrimagaci.org/evrimsel-surec-1-evrim-tarihinin-buyuk-zaman-cizelgesi-1-kisim-290> Erişimler: 25-27 Aralık 2018 (25, 26 ve 27 aralıkta erişilmiştir).
[53] Wikipedia Contributes, “Last universal common ancestor”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Last_universal_common_ancestor> Erişim: 8 Ocak 2019.
[54] Figür 10: Wikimedia Commons contributors, “File:Phylogenetic tree scientific names.svg”, Wikimedia Commons, the free media repository, <https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Phylogenetic_tree_scientific_names.svg> Erişim: 8 Ocak 2019.
[55] Figür 11: Ergün Önal, “Hücre Zarının Yapısı, Görevleri ve Özellikleri (Hücre-2)”, Biyoloji Portalı, (ty.), <http://www.biyolojiportali.com/konu-anlatimi/22/2/Hucre-Zarinin-Yapisi-Gorevleri-ve-Ozellikleri-Hucre-2> Erişim: 1 Ocak 2019. (Sadece görsel alınmıştır).
[56] Figür 12: Wikimedia Commons contributors, “File:Prokaryote cell.svg”, Wikimedia Commons, the free media repository, <https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Prokaryote_cell.svg> Erişim: 1 Ocak 2019.
[57] Figür 13: Wikimedia Commons contributors, “File:Animal cell structure en.svg”, Wikimedia Commons, the free media repository, <https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Animal_cell_structure_en.svg> Erişim: 1 Ocak 2019.
[58] Figür 14: Wikimedia Commons contributors, “File:Plant cell structure-en.svg”, Wikimedia Commons, the free media repository, <https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Plant_cell_structure-en.svg> Erişim: 1 Ocak 2019.
[59] Wikipedia Contributes, “Eukaryote”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Eukaryote> Erişim: 8 Ocak 2019.
[60] Figür 15: Wikimedia Commons contributors, “File:Serial endosymbiosis.svg”, Wikimedia Commons, the free media repository, <https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Serial_endosymbiosis.svg> Erişim: 2 Ocak 2019.
[61] Wikipedia Contributes, “Stromatolite”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Stromatolite> Erişim: 8 Ocak 2019.
[62] Figür 16: 1, 5, ve 6 için: Contributeurs de Wikipédia, “Stromatolithe”, Wikipédia, l’encyclopédie libre, <https://fr.wikipedia.org/wiki/Stromatolithe> Erişimler: 2 ve 8 Ocak 2019. 2 için: ReBecca K. Hunt-Foster, “The Stromatolites of Glacier National Park”, National Park Service, 5 Ekim 2018, <https://www.nps.gov/articles/park-paleo-fall-2018-stromatolites.htm> Erişim: 8 Ocak 2019. 3 ve 4 için: Wikipedia Contributes, “Stromatolite”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Stromatolite> Erişim: 8 Ocak 2019.
[63] Figür 17: Lucas J. Stal, “Nitrogen Fixation in Cyanobacteria”, In: eLS, John Wiley & Sons Ltd, Chichester, Çevrimiçi yayın tarihi: Aralık 2015, <http://www.els.net/WileyCDA/ElsArticle/refId-a0021159.html> Erişim: 3 Ocak 2019, figür 1. (Sadece ilgili görselden yararlanılmıştır).
[64] Figür 18: Wikimedia Commons contributors, “File:Cyanobacterium-inline.svg”, Wikimedia Commons, the free media repository, <https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Cyanobacterium-inline.svg> Erişim: 3 Ocak 2019.
[65] Figür 19 vd.: Emmanuelle J. Javaux, Kevin Lepot, “The Paleoproterozoic fossil record: Implications for the evolution of the biosphere during Earth’s middle-age”, Earth-Science Reviews, Cilt: 179, Ocak 2018, <https://reader.elsevier.com/reader/sd/pii/S0012825217304890…> s. 72 veya Elsevier, Science Direct, <https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0012825217304890> figür 2; Erişimler: 3 ve 10 Ocak 2019 (3 ve 10 ocakta erişilmiştir). [Benzer ve diğer dönemler için bk. Nicholas J. Butterfield, “Early evolution of the Eukaryota”, Palaeontology, Cilt: 58, Bölüm: 1, 2014 (2015), <https://onlinelibrary.wiley.com/doi/epdf/10.1111/pala.12139> Erişimler: 3 ve 10 Ocak 2019, figür 2-7. (© The Palaeontological Association, Wiley Online Library).]
[66] Butterfield, agm., s. 10 ve Wikipedia Contributes, “Grypania”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Grypania> Erişim: 10 Ocak 2019.
[67] Figür 20: Wikimedia Commons contributors, “File:Grypania spiralis.JPG”, Wikimedia Commons, the free media repository, <https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Grypania_spiralis.JPG> Erişim: 4 Ocak 2019.
[68] Figür 21: A. H. Knoll, E. J. Javaux, D. Hewitt, P. Cohen, “Eukaryotic organisms in Proterozoic oceans”, Phil. Trans. R. Soc. B, 361(1470), 5 Mayıs 2006, <https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1578724/pdf/rstb20061843.pdf> Erişim: 4 Ocak 2019, s. 1025. (NCBI, PMC).
[69] Figür 22: Knoll vd., agm., s. 1027.
[70] Figür 23: Agm., s. 1028, 1029.
[71] Heda Agić, “Fossil Focus: Acritarchs”, Palaeontology Online, Cilt: 6, Makale: 11, 1 Kasım 2016, <https://pdf.palaeontologyonline.com/articles-2016/Fossil_Focus_Acritarchs_Agic_November_2016.pdf> Erişim: 11 Ocak 2019, s. 1, 2, 10.
[72] Wikipedia Contributes, “Protist”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Protist> Erişim: 11 Ocak 2019.
[73] Figür 24: Richard E. Michod vd., “Life-history evolution and the origin of multicellularity”, Journal of Theoretical Biology, Cilt: 239, Sayı: 2, 30 Temmuz 2005, <https://pdfs.semanticscholar.org/cb9f/0850a430a73dc7f561bde1cdc4e5015ed989.pdf> Erişimler: 4 ve 11 Ocak 2019, s. 257, 258 (PDF’de s. 1, 2). (Elsevier, ScienceDirect).
[74] Figür 25: William C. Ratcliff vd., “Experimental evolution of multicellularity”, PNAS, Cilt: 109, Sayı: 5, 31 Ocak 2012, <https://www.pnas.org/content/pnas/109/5/1595.full.pdf> Erişimler: 5 ve 14 Ocak 2019, s. 1595-1599.
[75] Figür 26: Stefan Bengtson vd., “Three-dimensional preservation of cellular and subcellular structures suggests 1.6 billionyear-old crown-group red algae”, PLOS Biology, Cilt: 15, Sayı: 3, 14 Mart 2017, <https://journals.plos.org/plosbiology/article/file?id=10.1371/journal.pbio.2000735&type=printable> Erişim: 15 Ocak 2019, s. 1, 8, 19. (Swedish Museum of Natural History, Research).
[76] Figür 27: Emily Chung, “Fossils of earliest organisms that had sex are a billion years old”, CBC News, 29 Aralık 2017, <https://www.cbc.ca/news/technology/bangiomorpha-fossil-sex-1.4314204> Erişim: 15 Ocak 2019.
[77] The Editors of Encyclopaedia Britannica (yy.), “Dinoflagellate”, Encyclopædia Britannica (Inc.), 12 Ocak 2017, <https://www.britannica.com/science/dinoflagellate> Erişim: 16 Ocak 2019.
[78] Figür 28: Fanwei Meng, Chuanming Zhou, Leiming Yin, Zhilin Chen, Xunlai Yuan, “The oldest known dinoflagellates: Morphological and molecular evidence from Mesoproterozoic rocks at Yongji, Shanxi Province”, Chinese Science Bulletin, Cilt: 50, Sayı: 12, Haziran 2005, <https://link.springer.com/article/10.1007/BF03183698> Erişim: 16 Ocak 2019, s. 1230, 1231. (© Science in China Press).
[79] Figür 29: Nicholas J. Butterfield, Robert H. Rainbird, “Diverse organic-walled fossils, including ‘possible dinoflagellates’, from the early Neoproterozoic of arctic Canada”, Geology, Cilt: 26, Sayı: 11, Kasım 1998, <https://www.researchgate.net/publication/270569310_Diverse_organic-walled_fossils_including_possible_dinoflagellates_from_the_early_Neoproterozoic> Erişimler: 16 ve 17 Ocak 2019, s. 963-966. (Research Gate).
[80] Figür 30: Barrie Dale, “The sedimentary record of dinoflagellate cysts: Looking back into the future of phytoplankton blooms”, Scientia Marina, Cilt: 65, Ek/İlave: 2, Eylül 2001, <http://scimar.icm.csic.es/scimar/pdf/65/sm65s2257.pdf> Erişimler: 15 ve 16 Ocak 2019, s. 260.
[81] Figür 31 vd.: Susannah M. Porter, Ralf Meisterfeld, Andrew H. Knoll, “Vase-shaped Microfossils From The Neoproterozoic Chuar Group, Grand Canyon: A Classification Guided By Modern Testate Amoebae”, Journal of Paleontology, Cilt: 77, Sayı: 3, 2003, <http://www.geol.ucsb.edu/faculty/porter/Papers/Porteretal2003_VSMs.pdf> Erişim: 18 Ocak 2019, s. 409, 413, 422, 423. (© The Paleontological Society). Figür alt yazısındaki diğer bilgiler için: Susannah M. Porter, [“Neoproterozoic Geobiology and Paleobiology”, adlı kitaptaki 1. Bölüm] “The Proterozoic Fossil Record of Heterotrophic Eukaryotes”, Editörler: Shuhai Xiao, Alan Jay Kaufman, Springer, Hollanda, 2006, <https://www.researchgate.net/publication/226514782_The_Proterozoic_Fossil_Record_of_Heterotrophic_Eukaryotes> Erişim: 18 Ocak 2019, s. 5-7, 11. (Research Gate). Wikipedia Contributes, “Protozoa”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Protozoa>; “Amoebozoa”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Amoebozoa>; “Amoeba”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Amoeba> Erişimler: 18 Ocak 2019.
[82] Figür 32a-c: Nicholas J. Butterfield, “The Neoproterozoic”, Current Biology Magazine, Cilt: 25, Sayı: 19, 5 Ekim 2015, <https://core.ac.uk/download/pdf/82747698.pdf> Erişim: 18 Ocak 2019, s. R860-R862. (© Elsevier Ltd., Cell Press, Cross Mark).
[83] Çağrı Mert Bakırcı, “Evrimsel Süreç – 14: Algler, Bitkiler ve Evrimsel Tarihleri (500 Milyon Yıl Önce – Günümüz)”, Evrim Ağacı, 23 Şubat 2012, SGT: 22 Haziran 2018, <https://evrimagaci.org/evrimsel-surec-14-algler-bitkiler-ve-evrimsel-tarihleri-500-milyon-yil-once-gunumuz-305> Erişim: 26 Aralık 2018 ve Aydın Akbulut, “Alglerin Ekolojik ve Ekonomik Önemleri”, Hacettepe Ü.: Yunus: Aydın Akbulut, (ty.), <http://yunus.hacettepe.edu.tr/~akbulut/sayfalar/alg.html> Erişim: 26 Aralık 2018.
[84] Wikipedia Contributes, “Algae”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Algae> Erişim: 26 Aralık 2018.
[85] Mike Benton vd., “Mankind Rising” [TV Belgeseli], Yazan: Billie Pink, Anlatan (Öyküleyen): Josh Charles, Yapımcı ve Yönetmen: Yavar Abbas, Curiosity, Discovery Channel, Pioneer Film & Television Productions Limited, 2012, <https://youtu.be/StqZI9pMq0U> (Yükleyen: Naked Science), Türkçesi için: <https://youtu.be/5_uO-JBjBjU> (Yükleyen: TR BRS 3), Erişimler: 27 Aralık 2018.
[86] Figür 33: John Long, “The oldest fish in the world lived 500 million years ago”, The Conversation, 11 Haziran 2014, <http://theconversation.com/the-oldest-fish-in-the-world-lived-500-million-years-ago-27710> Erişim: 19 Ocak 2019.
[87] Figür 34 vd.: (Ana iki kaynak): Wikipedia Contributes, “Evolution of fish”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Evolution_of_fish>; Википедия contributors, “Эволюция рыб”, Википедия, свободная энциклопедия, <https://ru.wikipedia.org/wiki/Эволюция_рыб>; Erişimler: 20-25 Ocak – 2-6 Şubat 2019: (Diğer kaynaklar): Wikipedia Contributes, “Haikouichthys”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Haikouichthys>; “Conodont”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Conodont>; “Cambrian Stage 2”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Cambrian_Stage_2>; “Ostracoderm”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Ostracoderm>; Википедия contributors, “Остракодермы”, Википедия, свободная энциклопедия, <https://ru.wikipedia.org/wiki/Остракодермы>; Wikipedia Contributes, “Arandaspis”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Arandaspis>; Erişimler: 20 Ocak 2019; Wikipedia Contributes, “Astraspis”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Astraspis>; Wikipedia Autoren, “Pteraspidomorphi”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Pteraspidomorphi>; Wikipedia Contributes, “Pteraspidomorphi”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Pteraspidomorphi>; Википедия contributors, “Парноноздрёвые”, Википедия, свободная энциклопедия, <https://ru.wikipedia.org/wiki/Парноноздрёвые>; Wikipedia Contributes, “Thelodonti”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Thelodonti>; “Fish jaw”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Fish_jaw>; Erişimler: 21 Ocak 2019; Wikipedia Autoren, “Anaspida”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Anaspida>, “Osteostraci”, <https://de.wikipedia.org/wiki/Osteostraci>; Wikipedia Contributes, “Osteostraci”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Osteostraci>; Википедия contributors, “Акантоды”, Википедия, свободная энциклопедия, <https://ru.wikipedia.org/wiki/Акантоды>; Wikipedia Contributes, “Placodermi”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Placodermi>; Colaboradores de Wikipedia, “Placodermi”, Wikipedia, La enciclopedia libre, <https://es.wikipedia.org/wiki/Placodermi>; Erişimler: 22 Ocak 2019; Wikipedia Contributes, “Viviparity”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Viviparity>; “Guiyu oneiros”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Guiyu_oneiros>, “Sarcopterygii”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Sarcopterygii>; “Actinopterygii”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Actinopterygii>; “Andreolepis”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Andreolepis>; Erişimler: 23 Ocak 2019; Contributeurs de Wikipédia, “Psarolepis”, Wikipédia, l’encyclopédie libre, <https://fr.wikipedia.org/wiki/Psarolepis>; Wikipedia Contributes, “Ptyctodontida”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Ptyctodontida>; Wikipedia Autoren, “Ptyctodontida”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Ptyctodontida>; Wikipedia Contributes, “Petalichthyida”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Petalichthyida>; “Laccognathus”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Laccognathus>; Contributori di Wikipedia, “Cheirolepis”, Wikipedia, L’enciclopedia libera, <https://it.wikipedia.org/wiki/Cheirolepis>; Erişimler: 24 Ocak 2019; Wikipedia Autoren, “Coccosteus”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Coccosteus>; Wikipedia Contributes, “Coccosteus”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Coccosteus>; “Antiarchi”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Antiarchi>; “Bothriolepis”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Bothriolepis>; Википедия contributors, “Питуриаспиды”, Википедия, свободная энциклопедия, <https://ru.wikipedia.org/wiki/Питуриаспиды>; Colaboradores de Wikipedia, “Dunkleosteus”, Wikipedia, La enciclopedia libre, <https://es.wikipedia.org/wiki/Dunkleosteus>; Erişimler: 25 Ocak 2019; “Titanichthys”, <https://es.wikipedia.org/wiki/Titanichthys>; Wikipedia Contributes, “Titanichthys”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Titanichthys>; “Materpiscis”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Materpiscis>; “Hyneria”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Hyneria>; “Rhizodontida”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Rhizodontida>; Erişimler: 2 Şubat 2019; “Tetrapodomorpha”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Tetrapodomorpha>; Colaboradores de Wikipedia, “Eusthenopteron”, Wikipedia, La enciclopedia libre, <https://es.wikipedia.org/wiki/Eusthenopteron>; Contributori di Wikipedia, “Tetrapodomorpha”, Wikipedia, L’enciclopedia libera, <https://it.wikipedia.org/wiki/Tetrapodomorpha>; Wikipedia Contributes, “Gogonasus”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Gogonasus>; Colaboradores de Wikipedia, “Panderichthys”, Wikipedia, La enciclopedia libre, <https://es.wikipedia.org/wiki/Panderichthys>; Erişimler: 3 Şubat 2019; “Amphibia”, <https://es.wikipedia.org/wiki/Amphibia>; Wikipedia Contributes, “Tetrapod”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Tetrapod>; “Panderichthys”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Panderichthys>; Wikipedia Autoren, “Panderichthys”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Panderichthys>; Erişimler: 4 Şubat 2019; Colaboradores de Wikipedia, “Tiktaalik”, Wikipedia, La enciclopedia libre, <https://es.wikipedia.org/wiki/Tiktaalik>; Wikipedia Contributes, “Tiktaalik”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Tiktaalik>; “Spiracles”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Spiracles>; Википедия contributors, “Акантостега”, Википедия, свободная энциклопедия, <https://ru.wikipedia.org/wiki/Акантостега>; Colaboradores de Wikipedia, “Acanthostega”, Wikipedia, La enciclopedia libre, <https://es.wikipedia.org/wiki/Acanthostega>; Wikipedia Contributes, “Acanthostega”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Acanthostega>; Erişimler: 5 Şubat 2019; “Ichthyostega”, <https://en.wikipedia.org/wiki/Ichthyostega>; Colaboradores de Wikipedia, “Ichthyostega”, Wikipedia, La enciclopedia libre, <https://es.wikipedia.org/wiki/Ichthyostega>; Wikipedia Contributes, “Pederpes”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Pederpes>; Colaboradores de Wikipedia, “Pederpes”, Wikipedia, La enciclopedia libre, <https://es.wikipedia.org/wiki/Pederpes>; Wikipedia Autoren, “Pederpes”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Pederpes>; Википедия contributors, “Педерпес”, Википедия, свободная энциклопедия, <https://ru.wikipedia.org/wiki/Педерпес>; Contributeurs de Wikipédia, “Pederpes”, Wikipédia, l’encyclopédie libre, <https://fr.wikipedia.org/wiki/Pederpes>; Erişimler: 6 Şubat 2019. 15. görsel için: Kristina Mehlqvist, Elisabeth Einarsson, “Lundadagarna i Historisk Geologi och Paleonotologi XII”, GFF, Cilt: 133, 17 Mart 2011, <https://www.researchgate.net/figure/Squamation-model-of-Andreolepis-showing-distribution-of-each-scale-morphotype-A_fig2_292989234> Erişim: 2 Şubat 2019, s. 61 (Donglei Chen, Henning Blom). 19. Petalichthyida’daki uz. için: Palaeos, (yy. ty.), <http://palaeos.com/vertebrates/placodermi/petalichthyida.html> Erişim: 3 Şubat 2019.
[88] Figür 35 vd.: Fosil: Liz Martin-Silverstone, “Episode 94: Joggins Fossil Cliffs”, Palaeocast, 17 Eylül 2018, <http://www.palaeocast.com/joggins-fossil-cliffs/>; Model: Wikipedia Autoren, “Datei:Hylonomus lyelli – MUSE.jpg”, Wikipedia, Die freie Enzyklopädie, <https://de.wikipedia.org/wiki/Datei:Hylonomus_lyelli_-_MUSE.jpg>; Wikipedia Contributes, “Hylonomus”, Wikipedia, The Free Encyclopedia, <https://en.wikipedia.org/wiki/Hylonomus> Erişimler: 7 Şubat 2019.
[89] Çağrı Mert Bakırcı, “Evrimsel Süreç – 2: Evrim Tarihi’nin Büyük Zaman Çizelgesi (2. Kısım)”, Evrim Ağacı, 25 Ocak 2012, SGT: 23 Ekim 2018, <https://evrimagaci.org/evrimsel-surec-2-evrim-tarihinin-buyuk-zaman-cizelgesi-2-kisim-291> Erişimler: 27-30 Aralık 2018.
[90] Figür 36: (1): Cindy Howells, “Archaeopteryx – the missing link between dinosaurs and birds?”, National Museum Wales, 13 Ekim 2011, <https://museum.wales/articles/2011-10-13/Archaeopteryx—the-missing-link-between-dinosaurs-and-birds/>. (2, 4a-b): AM Staff, “Bird-like dinosaurs”, Australian Museum, 10 Kasım 2018, <https://australianmuseum.net.au/learn/dinosaurs/bird-like-dinosaurs/>. (3a-b): Don Hitchcock, “Dinosaurs and other ancient animals”, Don’s Maps, SGT: 3 Eylül 2018, <https://www.donsmaps.com/dinosaurs.html>. (5): Dustdevil (yy.), “Archaeopteryx lithographica”, DevianArt, 2009, <https://www.deviantart.com/dustdevil/art/Archaeopteryx-lithographica-136904849> Erişimler: 8-9 Şubat 2019.